Önümüzdeki hafta TBMM açılacak ve yeni yasama yılı başlayacak. Öyle yoğun bir gündem var ki, vekillerin kafalarını kaşıyacak vakti olmayacak. Üstelik oldukça gerilimli olacağa benziyor. Sinirlerin had safhaya ulaştığı bir ortamda iktidar ve muhalefetin uzlaşmayla bir iş yapabileceklerini de beklememek lazım. Normal gündemin aşırı yoğun olmasının yanında kısa süre içinde bütçe görüşmeleri de başlayacak. Ne komisyonlarda ne de genel kurulda başka bir şeyin görüşülmesi mümkün olamayacak.
Bunları niye anlatıyoruz. Çünkü bizim ilgi alanımızda olan Sermaye Piyasası Kanunu Tasarısı, Bütçe Plan Komisyonu'nda bekliyor. Daha doğrusu alt komisyona gönderilmişti. Şimdi alt komisyonda görüşülecek, oradan Bütçe Plan Komisyonu'na gelecek, bütçeden fırsat bulursa görüşülecek ve nihayetinde genel kurula inecek. 2012'de yasalaşma imkânı olmadığı çok belli de, 2013 yılında yasalaşır mı belli değil.
Madem tasarı alt komisyonda görüşülmeye başlanacak, önemli birkaç hususu sayın komisyon üyesi milletvekillerimize hatırlatalım. Sermaye piyasası son 10 yıldır tıkanmış durumda. Son yıl içinde tıkanıklık oldukça tehlikeli noktalara ulaşmış halde. Piyasalarda kıyamet kopsa yatırımcının ilgisini çekmiyor. Yatırımcı piyasaya küskün. Piyasalar yabancı fonlarla üç-beş spekülatörün elinde oyuncak olmuş.
Yatırımcının küskünlüğü güvensizliğinden geliyor. Aracı kurumu battı, parasını alamadı. Banka hissesi aldı, bankaya el konuldu. Banka iştiraklerinin hisselerini aldı, bu şirketlere de el konuldu. Enerji şirketi hisselerinden aldı, imtiyazları kaldırıldı, mal varlığına el konuldu. Buralarda para kaybetmeyenlerin parasını manipülasyonla elinden aldılar. Sürekli servetini kaybetti. Sonunda lanet okuyarak piyasayı terk etti ve yüzüne bakmıyor. Gidişat geride kalanların da fırsatını buldukça piyasadan kaçtıkları yönünde.
Yatırımcının güvensizliğini gidermek lazım. Kendisini koruyacak çok sağlam bir hukuki altyapı oluşturulması lazım. Ama hukuki altyapının oluşturulmasından önce geçmişin temizlenmesi gerekiyor. Geçmiş geçmişte kaldı, önümüze bakalım deniyor ama önümüze baksak da geçmişte olanlar unutulmuyor. Neredeyse 20 yıl önce batan aracı kurumlardan alacaklı olanlara paraları ödenmedi daha. Yatırımcıları Koruma Fonu'nda dünyanın parası yatıyor, çarçur olmadan bu mağduriyetlerde kullanılması gerekir.
El konulan bankaların, banka iştiraklerinin ve enerji şirketlerinin mağdur hissedarlarının zararları bu fondan karşılanmalıdır. Yettiği kadar bu fon kullanılmalı, yetmeyen kısım devlet tarafından belki de avans olarak verilecek meblağla karşılanmalıdır.
Geçmişi temizlemezsek piyasaların düzelmesini beklememek lazım. Yatırımcıları Koruma Fonu bugüne kadar banka ve aracı kurumların ödemeleriyle devasa bir fon haline geldi. Başka kurumlara gereksiz komisyonlar vererek harcanıyor. Giderek bu para piyasa dışı harcanacak, sonunda devlet fona el koyacak. Mevcut kanunda sadece hisse senedi batakları için kullanılan bu fon yeni kanunda vadeli işlemlerden, foreks işlemlerinden, tahvil işlemlerinden kaynaklanan zararlar için de kullanılacak.
Bugün sadece hisse senedi için toplanan paralar diğer riskli enstrümanlarda para batıranlar için de kullanılacak. Bu nedenle, Meclis'te geçmiş dönem mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin gerekli düzeltme yapılmalıdır. Eğer bu düzenlemeyi yapamazsak kanun tasarısının diğer hiçbir hükmüne geçmemek gerekir. Çünkü geçilse de faydası olmayacak.

Advertisement