Advertisement

Sürekli yazıyoruz. Sermaye piyasasını geliştirmek, büyütmek, derinleştirmek istiyorsak geçmiş dönem mağduriyetlerini gidermemiz gerekiyor. Bu mağduriyetler giderilmeden, tasarruf sahiplerinin sermaye piyasasına gelmesi mümkün olmaz. Gelmediğini geçtiğimiz 10 yıllık sürede gördük. İstediğiniz teşvikleri verin, enflasyonu ve faizi yüzde 5'in altına indirin tasarruf sahiplerini sermaye piyasasına, özellikle Borsaya getirebilmek neredeyse imkânsız. Mağduriyetler giderilecek ki, insanlara güven gelecek. Güven unsuru sağlanmadan ne yapılsa boş. Bu yüzden görüşülecek olan "Sermaye Piyasası Kanunu Tasarısı"nın bu konudaki eksikliği giderilmelidir.

Geçen yazımızda geçmiş dönem mağduriyetlerinin giderilmesi için şu anda hiçbir işe yaramayan, tek işi diğer kurumlara ve kişilere ücret ve masraf ödemek olan Yatırımcıları Koruma Fonu kaynaklarının kullanılabileceğini önermiştik. Bu seçenek halen geçerli. Ancak İMKB Başkanı Sayın İbrahim Turhan'ın hafta içinde Bloomberg TV'ye verdiği demeci dinleyince ikinci ve daha kuvvetli bir seçeneğin olduğunu da gördük. Sayın İMKB Başkanı, Borsa İstanbul olarak yapılanacak borsanın şirketleşeceğini, ilk başta hâkim payların kamuda olacağını, ama kısa süre içinde özel kesimin yönetim ve pay hâkimiyetinin sağlanacağını, Borsayla çok sayıda grubun ilgilendiğini, hatta konjonktür elverirse 2014 yılında halka arzının dahi yapılmasının planlandığını açıkladı. Borsa Başkanı'ndan anladığımıza göre borsada özel sektör hâkim hissedar olacakmış. Bunun olabilmesi için ya özelleştirme ya da halka arz yapılması gerekiyor. Bütün borsaların bünyesinde toplanacağı daha önceden de açıklandığına göre şirketleşecek olan borsanın değerinin çok yüksek olması gerekir.

Biz daha önceki yazılarımızda geçmiş dönem mağduriyetlerinin giderilmesi için devletin kasasından nakit ödeme yapılmasına gerek olmadığını ve özelleştirilecek şirketlerin hisselerinden mağdurlara verilebileceğini önermiştik. İşte tam da sırası. İMKB ya da yeni adıyla Borsa İstanbul halka arz edilirken sermaye piyasası mağdurlarına bedelsiz olarak hisse senedi verilebilir. Hem mülkiyetin daha geniş bir tabana yayılması sağlanır hem de ne devletin kasasından ne de Yatırımcıları Koruma Fonu'ndan tek bir kuruş nakit çıkmadan yılların sorunu tek bir hamleyle çözülür. Çözüm de çok anlamlı olur. Sermaye piyasası kendi yaratmadığı sorunu kendi kaynaklarıyla çözmüş olur.
Halka arz edilecek paylardan mağdurlara verilecek olan kısım toplam sermaye içinde oldukça düşük bir meblağ teşkil edecektir. Borsa İstanbul'un piyasa değeri yukarıda belirttiğimiz gibi oldukça yüksek olacağına göre, mağdurlara verilecek hisse miktarı toplamda rahatsız edici bir oran olmayacaktır. Verilecek olan bu paylar yönetim hakkı olmayan hisse özelliğinde de olacağından Borsa İstanbul'u yönetecek özel kesim ortaklar da rahatsız olmayacaklardır. Borsa Başkanı, "Borsanın sermaye tabanının olabildiğince geniş olduğu bir şirket olmasını öngörüyoruz" derken, bir anlamıyla belki de bu yapılanmaya işaret ediyordur.

Eğer bu iş yapılır ve mağduriyetler giderilirse sermaye piyasasına geri gelecek olan güven unsuru, piyasaların geometrik olarak büyümesini sağlayacaktır
.