Bir internet sitesinde yer alan habere göre bazı yatırımcılar Sermaye Piyasası Kurulu'na başvurmuşlar ve yeni kanunla kendilerine af getirilmesini istemişler. 2010 yılında SPK, piyasayla barışmak ve beyaz bir sayfa açmak maksadıyla 150'den fazla işlem yasaklısının yasaklarını kaldırmıştı. İşlem yasakları kaldırılıp, yasaklı yatırımcılar kendi adlarına işlem yapabilir hale gelmesine rağmen yasaklı yatırımcıların açılmış ceza davaları devam etmişti. Şimdi istenen, davaların da sona erdirilmesi için kanuna ilave madde konulması. Çünkü SPK idari bir kararla kendi inisiyatifinde olan bir hususta karar vermişti. Ama SPK'nın açılmış davaları durdurması, yargılananları af etmesi söz konusu olmadığı için davalar devam etmişti ve bazıları halen sürüyor.
Sermaye Piyasası Kanunu Tasarısı Plan Bütçe Komisyonu tarafından Alt Komisyon'a havale edilmişti. Bugün itibarıyla Alt Komisyon çalışmaya başlayacak ve belki de bir gün içinde tasarıyı kabul edecek. Dilekçe sahiplerinin talebi tasarıya manipülasyon davalarının sonlandırılması yönünde bir hüküm konulması. Türkiye'de her şeye af getirildiğine göre devam eden manipülasyon davalarına af getirilmesi de gayet uygun olabilir. Her ne kadar SPK tarafından işlem yasaklılarına getirilen affın ne yarar sağladığı belli olmasa da davaların bitirilmesi en azından yargı sistemini rahatlatması bakımından yararlı olur.
Öteden beri manipülasyon suçunun bizim mevzuatımızda yeteri netlikte tanımlanmadığı söylenir. Sermaye Piyasası Kanunu'nda manipülasyon suçu birkaç satırla tanımlanmış. Bugüne kadar her olaya farklı bir yaklaşım gösteren SPK manipülasyon suçlamalarında belirli bir içtihat oluşturamadı. Bir olayda işlem hacminin yüzde 50'si manipülasyon unsuru sayılırken, bir başka olayda yüzde 5 manipülasyon olarak kabul edildi. Hangi fiiller manipülasyon sayılıyor ya da birden fazla fiil mi manipülasyon sayılıyor hiçbir şekilde netleşmedi. Kanaate ve takdire dayanan bir yapı ortaya çıktı. Böyle olunca standart olmayan uygulamalar başladı. Farklı uygulamalar yatırımcıları ürküttü. Birazcık fazla işlem yapan yatırımcılar acaba manipülasyon mu yapıyoruz diye çekinmeye başladılar. Yatırımcıların çekinmesi de doğrudan işlem hacimlerini vurdu. Borsanın işlemleri belli başlı 5-10 hissede yoğunlaştı. Diğer hisselerin likiditesi iyice zayıfladı.
Bu yapının değişmesi lazım. Yatırımcıların korkmadan işlem yapacakları bir ortam yaratılmalıdır. Süren davalara af getirilir mi getirilmez mi bilinmez ama rahat işlem yapılacak şekilde manipülasyonun net bir şekilde tanımlanması, tarif edilmesi gerekiyor. Her işlem yapan manipülasyon şüphelisi olduğu kuşkusu içine düşmemelidir. Zaten açılan davalarda mahkûmiyet kararı da alınmadığı için, dava açılması caydırıcı olmuyor. Gerçi yeni kanun sonrasında SPK'nın da artık suç duyurularına fazla yüklenmeyeceği, o yola pek başvurmayacağı anlaşılıyor. SPK, daha çok manipülatif işlemleri ve benzerlerini, piyasa bozucu işlem kabul edip, para cezası vererek cezalandıracak.
Kanun tasarısının 103. maddesinde makul bir ekonomik ve finansal gerekçeyle açıklanamayan borsanın güven, açıklık ve istikrar içinde çalışmasını bozan eylemler için dava açılmayacağı ama idari para cezası uygulanacağı belirtiliyor. En azından yargı sistemine yansımayacak olması iyi ama piyasa bozucu işlemlerin kapsamının net olarak belirlenmemesi durumunda da benzer tablonun ortaya çıkması ihtimali var.

Advertisement