Advertisement

Önce gelişmeleri aktaralım. Mayıs ayı içinde Galatasaray Sportif AŞ sermayesini yüzde 400 artırarak 2.788 milyondan 1 3.940 milyona çıkarttı. Her bir pay karşılığında rüçhan hakkı bedeli 25 liradan kullandırıldı. Böylece 1 hissesi olan bir yatırımcı 100 lira rüçhan hakkı bedeli ödemek zorunda kaldı. Kısa süre önce şirket sermayenin 13.940 milyon liradan yüzde 300 bedelli olarak 55.671 milyona yükseltilmesine karar verdi. Bu sermaye artırımında da rüçhan hakkı bedellerinin 10 liradan kullandırılması kararlaştırıldı. Toplamda şirketin kasasına 600 milyon civarında kaynak girecek. Aslında kulüp nakit koymayıp alacağını sermayeye eklenmesine mahsup ettirdi. Şirketin yarısının halka açık düşünüldüğünde 300 milyon civarında bir nakit küçük yatırımcıdan çıkmış olacak.
İlk sermaye artırımı kararı açıklanmadan önce şirket hisseleri 400 liranın üzerine çıkmıştı. Bunun üzerine GS kulübü elindeki hisselerden 800 bin adet civarındaki hisseyi Borsada satmış ve şirketteki yüzde 83 olan payını yüzde 55'e düşürmüştü. Yapılan satışlardan 1 50 milyon liranın üzerinde bir hasılat sağlandığı söyleniyor. Kulübün yaptığı satışlarla doğal olarak hisse fiyatı epeyce düşmüş ve 200 lira civarına gerilemişti. Fiyat düşüşünün ardından sermaye artırımı kararının açıklanması fiyatları daha da aşağı çekmişti.
Medyada yer alan haberlere göre 1 5 civarında küçük yatırımcı ticaret mahkemesine başvurarak ikinci sermaye artırımının iptalini istemişler. Kanuna göre sermaye artırımının iptali için alınan kararın kanuna, esas sözleşmeye ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olması gerekiyor. İlk bakışta sermaye artırımı kararlarının hukuka aykırı olmadığı görülüyor. Ancak mahkemenin alınan artırım kararlarının dürüstlük kuralına aykırı olduğuna karar vermesi halinde iptal kararı verilebilir ki bu ihtimalin de oldukça düşük olduğu görülüyor.
Öte yandan Galatasaray Kulübü Başkanı ve şirket yöneticileri hakkında nitelikli dolandırıcılık, insider trading ve manipülasyon suçlamaları ile ilgili olarak savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor. Sermaye artırımı yapılacağı bilindiği halde hisse satışı yapılmasının insider trading, başkanın hisse satmayacağız repo yapacağız sözü vermesine rağmen yatırımcıları yanıltmış olduğu için manipülasyon suçu işlendiği ileri sürülüyor. Nitelikli dolandırıcılık suçunun da bu iki suça dayandırılmış olması büyük olasılık. Gerçekten de manipülasyon ve insider trading suçlarının unsurları var mı yok mu bilinmez ama buna önce SPK ardından mahkeme karar verecektir.
Savcılık SPK suç duyurusu olmadan bu iki suçtan ceza davası açamayacağı için öncelikle SPK'dan bu konuda bir tespit olup olmadığını soracaktır. Nitelikli dolandırıcılık suçundan dava açılabilir ama dava çok zayıf olur. SPK bu iki suçtan suç duyurusunda bulunmadığı sürece dava açılamayacaktır. SPK'nın bugüne kadar tavrı spor şirketlerine karşı herhangi bir yaptırımda bulunmamak olduğu için dava açılması zor görünüyor. Her ne kadar SPK Başkanı futbol şirketlerinin halka açılmasına karşı olduğunu, yapılanları onaylamadığını ifade etse de diğer halka açık şirketlere nazaran futbol şirketlerine yönelik ciddi bir yaptırımda bulunmuyorlar. Muhtemelen bulunmaya başlasalar hepsi ellerinde kalacak diye korkuyorlar.