Advertisement

Yeni Sermaye Piyasası Kanunu özellikle halka açık şirketler için ciddi yükler ve ağır sorumluluklar getiriyor. Eskiden sermaye piyasası araçlarının SPK kaydına alınması söz konusu iken, bundan böyle izahnamenin SPK tarafından onaylanması gerekecek. Yani kayda alma sisteminden izin sistemine geçilecek. İzin sistemine geçilmesi ile birlikte izahnameden kaynaklanan sorumluluklarda artacak. Yeni kanunun 10. maddesi izahnameden sorumlu kişiler başlığını taşıyor. Maddeye göre izahnamede yer alan yanlış, yanıltıcı ve eksik bilgilerden kaynaklanan zararlardan ihraççılar sorumludur. Zararın bu kişilerden tazmin edilememesi halinde; ihraca aracılık eden lider aracı kurum ve ihraççının yönetim kurulu üyeleri kusurlarına göre zararlardan sorumludur. Bu hüküm, izahnameler bakımından halka arzı yapanlar, yönetim kurulu üyeleri ve lider aracı kurum için kusur sorumluluğu getiriyor. Kusur sorumluluğunda bu sayılan kişi ve kuruluşların kusurlu olduklarını zarara uğrayanların ispatlaması gerekir. Borçlar Hukuku'muzun temel prensibi olan kusur sorumluluğu izahname sorumluluğu bakımından geçerli kılınmış. Sorumlu kişilerin belirlenmesi bakımından önceki düzenlemeye göre ileri adım sayılır. Maddede ayrıca denetim, derecelendirme ve değerleme kuruluşları gibi izahnameye katkı veren kuruluşların da kusurlu sorumlu olduğu kabul edilmiş.
Kanunun 32. maddesi ise halka arz ve halka açık şirketler bakımından genel sorumluluk maddesi olarak düzenlenmiş. Madde kamuyu aydınlatma belgelerinden doğan sorumluluğu düzenliyor. Kamuyu aydınlatma belgesi olarak izahname, bilgi formu, özel durum açıklaması, duyuru metinleri ve finansal raporlar sayılmış. Bu belgeleri imzalayanların bu belgelerde yer alan yanlış, yanıltıcı ve eksik olmasından dolayı müteselsilen sorumlu olacakları hükmedilmiş. Kanunun 10. maddesinde izahnameyi imzalayanların müteselsil sorumlu olacakları belirtilmediği halde 32. maddede müteselsil sorumlu olacakları düzenlenmiş. Her iki madde bu haliyle çelişiyor. İzahname her iki maddede zikredildiği halde müteselsil sorumluluk bakımından farklı hükümler içeriyor.
Daha önemlisi 32. maddede öngörülen kusur sorumluluğu farklılaştırılmış. Belgeleri imzalayanlar eğer bilgilerin yanlış, yanıltıcı veya eksik olması konusunda bilgi sahibi olmadıklarını ve bu bilgi eksikliğinin kast veya ağır ihmalden kaynaklanmadığını ispatlarlarsa sorumlu olmayacaklar. 10. maddeye göre ispat yükümlülüğü terse döndürülmüş. İzahnameye ilişkin sorumlulukta iddiayı ileri sürenler, bu kişilerin kusurlu olduklarını ispatlamak zorundayken, 32. maddede bu kişiler kusursuz olduklarını ispatlamak zorunda kalacaklar. İzahnameden kaynaklanan sorumlulukta iki farklı kusur ispatı tamamen birbiriyle çelişiyor. Aynı kanunun aynı konuda iki farklı sorumluluk tipi yaratması yatırımcıların korunması bakımından önemli sıkıntılar yaratacaktır.
Bir avukat olarak müvekkilim yatırımcı olsa davayı kanunun 32. maddesine dayandırır ve ispat külfetini halka açılan şirket ve yöneticilerine yıkarım. Halka açık şirketin avukatlığını yapıyor olsam, davanın 10. madde kapsamında görülmesini sağlarım ki, davayı açanlar müvekkil şirketin kusurlu olduğunu ispatlasınlar. İki madde arasındaki çelişki uygulamada sorun yaratacak gibi görünüyor. Eğer kanun veto edilirse 10. maddeyi kaldırarak çözmek gerekir ki arada bir çelişki kalmasın.