Advertisement

Mecliste torba yasa görüşülüyor. Torba yasada sermaye piyasasını ilgilendiren bir madde var ve bu maddeyle Sermaye Piyasası Kanunu’nun bazı maddeleri değiştiriliyor. Bu maddelerin en önemlisi bilindiği üzere, resmi adı kaldıraçlı işlemler olan f/x veya forex işlemlerin SPK’nın denetimine ve düzenlemesine bırakılması. Sermaye Piyasası Kanunu’nun 30. uncu maddesine eklenen (g) bendi “Döviz, mal, kıymetli maden veya Kurulca belirlenecek diğer varlıkların kaldıraçlı alım satımı, alım satımına aracılık ve bu işlemlere yönelik hizmetlerin yerine getirilmesi” şeklinde. Böylece kaldıraçlı işlemler sermaye piyasası faaliyeti olarak tanımlanmış olacak. Daha sonra SPK Tebliği ile muhtemelen bankalar ve aracı kurumlar kaldıraçlı işlemlerde yetkili kılınacak ve şu anda bu işi yapan kişi ve kurumlar bu faaliyetlerini sonlandıracaklar.
Torba yasanın sermaye piyasasını ilgilendiren diğer bir yönü vergi kanunlarında yapılan değişikliklerle ilgili. Yürürlükteki Katma Değer Vergisi Kanununa göre hisse senedi ve tahviller katma değer vergisinden istisnadır. Şimdi Torba Yasa ile Katma Değer Vergisi Kanununa ekleme yapılarak, varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikaları da KDV’den istisna tutulmak isteniyor. Eskiden beri hisse senedi ve tahviller KDV’den istisna tutulmuşlar, hatta Maliye Bakanlığı’nca çıkarılan 1 nolu KDV tebliğinde hisse senedi ve tahvillerle aynı mahiyette olan kâr ortaklığı, gelir ortaklığı senetleri gibi kâr, faiz ve temettü getiren kıymetli evrak da KDV’den istisna tutulmuş. Yani Maliye bu tebliğle aynı mahiyette diyerek istisna kapsamını genişletmiş.
Katma Değer Vergisi Kanunu’nda hisse senedi ve tahviller haricinde kalan sermaye piyasası araçları yer almadığından bu konuda bir belirsizlik olduğunu belirtmemiz lazım. Örneğin yatırım fonu katılma belgeleri, Borsa yatırım fonu belgeleri, varantlar piyasalarımızda yoğun şekilde işlem gören sermaye piyasası araçları ve bunlar kanun hükmüyle istisna edilmiş değiller. Sermaye piyasası çok hareketli, dinamik, sürekli yenilik üreten globalleşmiş bir piyasa. Bu piyasada işlem gören yatırım araçlarını sınırlamak, sınıflandırmak gerçekten çok zor. Kanunlara konulacak hükümler, çok kısa süre sonra Türkiye’de olduğu gibi yetersiz hale gelebiliyor. Bu yüzden sermaye piyasası araçlarının bir bütün olarak ifade edilmesi ve yasalara bu haliyle alınması en doğrusu olur.
Nitekim şu anda yasa ile katma değer vergisinden istisna tutulmamış diğer sermaye piyasası araçları üzerinde bir belirsizlik ve dolayısıyla bir risk bulunuyor. Her ne kadar daha sonra muktezayla, tebliğle işi çözeriz sözü verilse de, bu tam bir güvence oluşturmuyor. KDV mükellefi bir şirketin yatırım fonu katılma belgesini ve/veya varantını birine satması durumunda KDV doğup doğmayacağının çok net bir açıklaması yok. Yakın geçmişte hisse senedi yerine çıkarılan ilmühaberlerin KDV kapsamında olduğu ileri sürüldüğü için aynı şeyin katılma belgeleri, varantlar, borsa yatırım fonu belgeleri için de olması ihtimal dahilinde.
İstanbul’u finans merkezi yapmaya çalıştığımız bugünlerde ayağımıza iyi bir fırsat gelmiş durumda. Finans merkezlerinin en önemli şartı düzenlemelerde belirsizlik olmaması, düzenlemelerin istikrarlı olması ve alternatif piyasalara göre rekabetçi yapıya sahip olabilmesidir. Hazır fırsat ayağımıza kadar gelmişken, Torba Kanunu’na kira sertifikaları gibi, Sermaye Piyasası Kurulu kaydına alınan tüm sermaye piyasası araçlarının KDV’den istisna tutulduğu hükmü ilave edilmelidir. Bunun için en büyük görev şüphesiz piyasaların düzenleyici otoriteleri SPK ve İMKB’ye düşüyor.