Advertisement

17 Haziran 1991 tarihinde İMKB Tahvil ve Bono Piyasası açılmıştı. İlk faaliyete geçtiği 1991 yılında toplam işlem hacmi 312 milyon dolar iken, bu rakam yıllar itibarıyla sürekli artış göstermiş ve 2010 yılında 2.8 trilyon dolara ulaşmıştır. Günlük işlem hacmine baktığımızda, kesin alım satım pazarında 1.2 ve repo pazarında 8 olmak üzere 9.2 milyar dolar günlük işlem hacmi görülüyor. Borsa dışı işlemlerin günlük işlem hacmi ise 1.9 milyar dolar.
İMKB Tahvil ve Bono Piyasası, Borsa dışı gerçekleşen sabit getirili menkul kıymet işlemlerinin organize piyasaya çekilmesini sağlamıştır. Hatırlanacağı üzere, hazine bonosu ve devlet tahvili işlemlerinin tamamı bankalar arasında gerçekleştiriliyordu. Borsa kurulduktan sonra bu işlemlerin borsa içine kaydırılması için çalışılmış ve bu amaçla Tahvil ve Bono Piyasası kurulmuştu. Piyasanın ilk kuruluş yıllarında hazine bonosu ve devlet tahvili işlemlerinde Borsanın payı % 10 civarındayken işlemlerin % 90'ı bankaların kendi aralarında yaptıkları borsa dışı işlemlerden oluşuyordu. Hatta bankalar arası işlemlerin boyutu dahi tam olarak bilinmiyordu. Ancak bankalar arasında gerçekleşen işlemlere getirilen teşvikle, bu işlemler çok düşük ücretle tescil edilmeye başlanarak, tahvil ve bono işlemlerinin gerçek boyutları görülmeye başlanmıştı. Hatta bu tescil ücretleri İMKB'nin en büyük gelir kalemi olmayı yılarca sürdürdü. Zamanın Borsa Başkanı Yaman Törüner'in açıklamasına göre, bu piyasa kurulurken aracıların bu piyasanın açılmasını istememiş olmaları da hayli ilginç.
Borsa dışı işlemlerin payı 2001 krizine kadar ağırlığını sürdürdü. Yaşanan krizde bankalar birbirlerinden korkmaya başlayınca, güvencesi yüksek olduğu için işlemlerini İMKB'ye kaydırdılar. Bankalar bu yeni davranış biçimini krizden sonra da devam ettirdiler ve tahvil ve bono işlemleri ağırlıklı olarak Borsa'da gerçekleşmeye başladılar. Bu yapı bugüne kadar devam etti. 2010 yıl sonu rakamlarına bakıldığında işlemlerin % 83'ü Borsa'da gerçekleşirken, sadece % 17'si borsa dışında oluşuyor. İşin ilginç yanı 2008 yılında dünyayı kasıp kavuran finansal krize kadar tüm piyasalarda tahvil ve bono işlemleri borsa dışında, organize olmayan piyasalarda gerçekleşirken, krizle birlikte tüm dünyada bu işlemlerin borsa içine alınması gerektiği yönünde yeni bir anlayış ortaya çıktı. Hatta bu işin öncülüğünü yapan IMF, bu işlemlerin organize piyasalara çekilmesi konusunda İMKB'yı örnek gösterirken, İMKB uzmanlarının yapılan çok sayıdaki toplantıya çağrılarak, borsa tecrübesini anlatmalarının istenmesi de önemli bir iş başarıldığını gösteriyor. 466 milyar dolarlık işlem hacmi ile kesin alım satım pazarı işlem hacmi bakımından dünyanın 8. en büyük Tahvil ve Bono Piyasası. Repo işlemleri bakımından da dünyada hemen hemen tek organize piyasa olma özelliğini koruyor. Bugün itibarıyla teminat oranlarının % 5'ten % 2.5'e indirilmesi de işlemleri artırıcı bir özellik yaratmış durumda. İhtiyaçlara hızlı yanıt verebilen güvenilir bir elektronik işlem platformu ile günlük değerlemeye dayanan bir risk yönetimi gerçekleştiriliyor olması bu piyasanın önemini daha da artırıyor. Anlık izleme ve gözetimle riskin oluşmasına izin verilmiyor ve anında teminat tamamlattırılması da piyasa katılımcılarının güven içinde işlem yapmalarına yol açıyor.
Önümüzdeki dönem yine dünyada organize piyasalarda uygulamasına pek rastlanmayan hisse reposuna başlanacak olması da bu piyasanın yeniliklerinden biri olacak. Bir türlü gerçekleşmeyen ödünç işlemlerin bu sayede hayata geçirilecek olması da ayrıca önemli.