Advertisement

Sermaye piyasasının bir numaralı sıkıntısı güven eksikliğidir. Güven eksikliğini yaratan unsurlardan birisi manipülasyondur ve hâlâ güven eksikliğini beslemeye devam etmektedir. Bu güne kadar, manipülasyonla mücadele SPK'nın yaptığı denetimler verdiği işlem yasakları ve suç duyuruları ile sürdü. Ne yazık ki, bu mücadeleler hiçbir şekilde başarılı olamadı. Manipülasyon ile mücadelede, her zaman manipülasyon yapanların yakalanması ve cezalandırılması yöntemi tercih edildi. Ne kadar istenirse istensin, manipülasyonu yaratan sistemin, ortamın düzeltilmesi denenmedi; denendi ise bile başarılamadı. Yani bataklığın kurutulması yerine sivrisineklerle mücadele edildi.
Manipülasyon yapılan hisseler piyasadaki hisse miktarı az, işlem hacmi sığ hisseler oldu. İşlem hacmi büyük hisselerde manipülasyon duyulmadı ve görülmedi. Yoğun işlem hacmi olan hisseleri yönlendirmek, fiyatını etkilemek imkânsız olduğu için hiçbir manipülatör de bunu denemedi. Sığ hisselerde yapılan manipülasyonlar Borsanın %1 -2'sini oluştursa da kamuoyunda gürültüsü hep çok fazla oldu. Aslında işin doğrusu, eskiden borsa yatırımcılarını manipülasyonla kandırmak mümkünken şimdi borsa yatırımcıları bu oyunlara pek gelmiyor ve bu nedenle yapılan manipülasyonlar da genellikle hep zararla sonuçlanıyor.
Dün yeni bir soruşturma başlatıldı 35 kişi gözaltına alındı ve 47 kişinin hesabına tedbir kondu. Gözaltına alınan isimlere bakıldığında piyasanın manipülatör olarak bildiği isimler. Herhangi bir manipülasyon olduğunda veya manipülasyonla ilgili gözaltılar olduğunda her zaman bu isimlerin adı geçiyor. Ne bu kişiler manipülasyon denilen işlemleri yapmaktan vazgeçtiler ne de devlet bu insanlarla uğraşmaktan vazgeçti. Bu kişiler hakkında bugüne kadar yüzlerce dava açılmıştır ama ne yazık ki cezalandırıldıklarını hiç duymadık. Bir bakıma manipülatörlerle boşuna mücadele ediyoruz.
Son yıllarda manipülasyonla mücadele farklı bir boyut kazandı. Manipülasyon suçu Sermaye Piyasası Kanunu'nda düzenlenmiş olup yargılaması asliye ceza mahkemelerinde yapılır. Bugüne kadar yüzlerce dava açılmış ve bu mahkemelerde görülmüştür. Ancak manipülasyon davalarının çete ile işlendiği, nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamına girdiği son dönemlerde yaygın bir uygulama oldu. Manipülasyon yapanların en sert şekilde cezalandırılmaları herkesin dileği şüphesiz. Piyasayı bozan, yatırımcıları aldatan, hisse senedine olan güveni bozan bu kişilerin çok ağır yaptırımlara uğratılması gerek. Bu konuda farklı düşünen hiçbir kimse yoktur muhtemelen. Fakat manipülasyon suçunun niteliğinin değiştirilerek çok sayıda insanın gözaltına alınması kararıyla sonuçlanan bu sürecin çok iyi yönetilmesi, bu konularda çok hassas olunması gerekir.
Gözaltına alınanlar arasında çok sayıda çalışan olması ve bunların mağdur olmaları ihtimali hassas olunmasını gerektiren ilk sebep. İkinci ve asıl neden ise bu işten borsanın sermaye piyasasının ve ülke ekonomisinin zarar görmesi. Zaten iyice güven unsurunu yitirmiş sermaye piyasası gözaltına alma operasyonları ile güven kaybını artırarak sürdürüyor. SPK, İMKB, Aracı Kuruluşlar Birliği gibi kurumların piyasayı büyütme çabaları yaptıkları seferberlikler boşuna bir uğraş oluyor.
En başta söylediğimiz bir hususu tekrar etmekte yarar var. Manipülasyonla mücadele bu yöntemle yapılmaz. Manipülasyonla mücadele piyasa otoritesi ve uzmanı SPK tarafından yapılmalı ve zaten yıllardır yapılmaktadır. Alınan olağanüstü tedbirler piyasayı ulusal ve uluslararası arenada yıpratmakta itibar kaybına yol açmaktadır. Manipülatörler cezalandırılsın ama uygun yöntemle.