Advertisement

Son günlerin popüler konusu, Türkiye’nin kredi notunun yükseltildiğinin açıklanması sırasında yaşanan insider trading olayı. Kredi derecelendirme kuruluşu S&P Türkiye’nin yerli para cinsinden kredi notunu yükselttiğini açıklamadan önce, bu bilgiye sahip olan bazı kişi ve kurumların hisselerde ciddi oranda pozisyon aldığı ve not açıklaması geldiğinde yükselen fiyatlardan satış yaparak büyük kâr elde ettikleri medyada uzun uzun anlatıldı.

Hatta bir siyasi partimiz konuyu siyaset alanına taşıyarak ilgili kamu kurumlarına bu konunun incelenip incelenmediğini sordu. İddialara göre özellikle yabancı yatırımcılar Türkiye’nin kredi notunun artacağını önceden öğrendiler ve birkaç gün önce büyük hisselerde ciddi şekilde alım yaptılar. Hatta Türkiye Borsasının dünyadan pozitif yönde ayrışmasının tek nedeninin bu olduğu bile söylendi.

Ayrıca seans içinde açıklanan kredi notu veri yayın kuruluşlarının ekranlarına düşmeden önce de borsada sert alımların yapıldığı ve bu durumun da bazı kişi ve kurumların not bilgisine önceden vakıf olduklarının delili olduğu ileri sürüldü. Bunların doğru olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak bu kadar çok iddia ortada dolaştığına göre, bu konu büyük ihtimalle incelemeye alınacak ve ileride yetkililer tarafından inceleme tamamlanınca yapılacak açıklamadan neler olduğunu öğrenebileceğiz.

Özellikle üzerinde durmak istediğimiz konu, Türkiye’nin kredi notu açıklamasının neden gün içinde, piyasalar açıkken yapıldığı hususu. Ülkemizde hemen hemen her önemli konunun açıklaması piyasaların kapanışından sonra yapılıyor. Ekonomi dışı konularda, hatta yüksek mahkeme kararlarının açıklanmasında dahi borsa seansının kapanması bekleniyor.

Bildiğimiz kadarıyla yurtdışındaki birçok ülkede de benzer uygulamalar var. Yerli para cinsinden notumuz artarken, piyasaların asıl ilgilendiği döviz cinsinden notumuz değişmediği için notun bu hali kafa karıştıran, anlaşılması için zaman gerektiren özelliğe sahipti.

Sadece bunun için bile piyasa katılımcılarına yatırım kararlarını alabilmeleri veya kararlarını değiştirebilmeleri için bir düşünme payı verilmeliydi. Derecelendirme kuruluşunu böyle bir yükümlülüğe zorlamak mümkün mü bilmiyoruz ama kamu otoritelerimiz bu konuda en azından bundan sonrası için gerekli tedbirleri alsalar iyi olacak. Yaşadığımız bu insider trading olayında özellikle yabancı yatırımcılardan şüpheleniliyor. Yabancı yatırımcıların soruşturulması ise oldukça zor oluyor. Yabancı yatırımcılar kendi ülkelerindeki aracı kurumlar üzerinden işlem yaptıkları için, bu yabancı aracı kurumlar taahhüt verdikleri halde detay bilgi vermiyorlar ve bilgi talebinin kendi ülkelerindeki denetleyici otorite üzerinden gelmesini istiyorlar.

Eskiden oldukça zor olan bu süreç şimdi ikili ve çok taraflı anlaşmalarla kolaylaşmış durumda ama yine de tam detaylı bir bilgiye, delile ve kanıta ulaşmak pek mümkün olamıyor. Bu nedenle, yabancı yatırımcıların cezalandırılması kolay olmuyor. Yabancı yatırımcılar da herhalde bu yüzden kendi ülkelerinde yapamadıkları hatta düşünemedikleri şeyleri ülkemizde rahat rahat yapabiliyorlar. Bu konudaki iddiaların bir kısmı da, medya kuruluşları ile veri yayın kuruluşlarına ilişkin. Not artışı haberi, öncelikle yabancı veri dağıtım kuruluşlarının ekranlarına yansıdığı halde ciddi bir zaman aralığından sonra yerli basının ve veri yayın kuruluşlarının ekranlarına yansımış olmasına da dikkat çekiliyor.