Üçüncü çeyreğe yönelik olarak gelen veriler hafif de olsa negatif büyümeden pozitif büyümeye geçtiğimize işaret ediyor. Buna karşın işsizlikte artış eğilimi devam ediyor. Ağustos ayı verilerine göre ki bu veriler yaklaşık olarak Temmuz-Ağustos ve Eylül ayı verileri ortalamasıdır, bir önceki yılın aynı dönemine göre işsizlik oranının yaklaşık 3 puan artarak yüzde 14 seviyesine, işsiz sayısının da yaklaşık 1 milyon kişi artarak 4,6 milyona geldiğine işaret ediyor. Bu çok şaşırtıcı bir tablo değil, hatta büyüme yüzde 3-4 seviyelerine çıksa dahi tablonun çok fazla değişmeyeceğini söyleyebiliriz.  Yakın geçmişe yönelik veriler büyümenin yüzde 5’in altında olduğu dönemlerde Türkiye ekonomisinde işsizliğin artmaya devam ettiğine işaret ediyor. Genç nüfus nedeniyle işgücüne katılımın yüksek olması ve kısmi verimlilik artışı bunun temel nedenini oluşturuyor.

 

Geçen yılın son çeyreği ve bu yılın ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisi negatif büyüme yaşadı. Yaz aylarına doğru biraz düşse bile işsizlik konjonktürel olarak arttı.  Fakat daha çarpıcı değişim genç işsizlik rakamlarında gözleniyor. 15-24 yaş grubunda bir önceki yıl Ağustos ayında yüzde 20,8 olan genç işsizlik oranı bu yıl yüzde 27,4 seviyesine geldi. Maalesef daha olumsuzu, çalışmayan ve eğitimde olmayan gençlerin toplam genç nüfus içindeki oranı yüzde 30,1 seviyesine ulaştı. Türkiye’nin sosyolojik, siyasi ve ekonomik dengeleri açısından en önemli makroekonomik göstergelerden birisinin bu olduğunu düşünüyoruz.

Bu çerçevede neler yapılabileceği önemli bir soru oluyor. Manşet işsizlik rakamlarındaki artış temelde yaşanan resesyona bağlı olarak konjonktürel olarak gerçekleşti. Genç işsizlik oranı ise konjonktürel faktörlerin yanısıra yapısal nedenlerle de artış eğiliminde görünüyor. Yapısal işsizlik bazı durumlarda iş var yapacak eleman bulunamıyor nedeniyle, bazı durumlarda yapacak iş fikri var bunun için sermaye bulunamıyor sebebiyle ortaya çıkabilir. Bu çerçevede başta meslek lisesi ve yüksek okulları olmak üzere eğitim sisteminde kapsamlı bir reform ihtiyacı bulunuyor. Hem geleceğin mesleklerini dikkate alan hem mevcut yapıda ihtiyaç olan mesleklere yönelik bir yapılandırma orta vadede sorunun çözümüne büyük katkı sağlayacaktır. Gençlerin deneyim kazanması için özellikle stajların meslek örgütleriyle birlikte eğitim sistemine güçlü bir şekilde entegre edilmesi genç istihdamına önemli katkı sağlayabilir. Start –up’ların geliştirilmesi yönünde son dönemlerde önemli gelişmeler yaşanıyor. Artarak devam etmesi büyük önem taşıyor.

İşsizlik temelde dört ana faktörden kaynaklanır. Konjonktürel işsizlik, yapısal işsizlik, mevsimsel işsizlik ve gizli işsizlik. Bu çerçevede işsizlik sorununun çözümü için her birine yönelik politika geliştirmek önemli görünüyor. Konjonktürel işsizlik büyüme oranı ile pozitif korelasyon içinde bulunuyor. Bu çerçevede sürdürülebilir kalıcı büyüme önem kazanıyor. Eğitimden hukuğa, dış bağımlılığı azaltmaktan, kayıt dışı ile mücadeleye kadar yapısal refomları yapabildiğimiz ölçüde sürdürülebilir büyüme ve bunun istihdama pozitif etkisinden faydalanabiliriz. Yapısal işsizlik yukarıda bahsettiğimiz genç işsizlik sorununu çözmeye yönelik eğitim reformu ve mikro bazlı yapısal önlemlerin devreye girmesi ile azaltılabilir görünüyor. Mevsimsel işsizlik, tarım, turizm, inşaat gibi sektörlerin etkisiyle kış aylarında artan işsizliği ifade eder. Mevcut arz fazlasıyla inşaat sektöründen ilave destek beklemek kısa ve orta vadede çok gerçekçi görünmüyor. Ülkemiz dünyada en çok turist çeken sekizinci, en çok turizm geliri elde eden 12. ülke konumunda. Bu çerçevede büyük bir potansiyele sahip. Turizmi 12 aya yayacak kalıcı projelerle mevsimsel işsizliği azaltmakta önemli bir katkı sağlayabiliriz. Tarımın durumu biraz daha farklı. Ülkemiz tarımda zaten mevcut verimliliğine göre çok yüksek istihdam sağlayan bir ülke. Düşük verimli istihdama dayalı ciddi bir gizli işsizlik de barındırıyor. Tarımsal üretime yönelik yapılacak, emek yoğun ekolojik tarımı da içeren kapsamlı bir stratejik planla hem sağlıklı beslenme, hem enflasyon ile mücadele hem de gizli işsizliği azaltan, bunu açık bir istihdam haline dönüştüren bir çerçeve oluşturulabilir.

Sonuç olarak, işsizlik sorununun çözümünün öncelik genç işsizlikte olmak üzere, mikro bazlı yapısal reformlarla, strateji planlara dayalı kapsamlı bir mücadeleyle mümkün olabileceğini düşünüyoruz.

 

Advertisement