Advertisement

Pandemiyle birlikte sektörümüzde yaşanan ‘meltem rüzgârı’ yerini, ‘nemli günlere’ bıraktı diyebiliriz çünkü herkes biraz nefes almak istiyor. 3-4 yıldır süren yatırım furyası dinmiş görünüyor. Aslında bugünün geleceğinin sinyallerini yaklaşık bir yıl önce almaya başlamıştık, yatırım miktarlarının artış oranı yavaşlamaya başlamıştı.

‘Durgunluğu’, Startups.watch’un çeyrek raporlarında da görüyoruz. Startups.watch’un 2023 yılı üçüncü çeyreğine ait istatistiklerine göre yılın dokuz ayında; tohum, erken ve sonraki aşamalarda 219 yatırım turunda 154 milyon dolar yatırım toplanmış. Her ne kadar hem yatırım sayısı hem de yatırım miktarı, pandemi öncesi seviyelerin üzerinde olsa da pandemi döneminin çok altında.

İsterseniz kısaca, üçüncü çeyrekteki rakamlara bakalım. Bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 47’lik bir düşüşe tanıklık ediyoruz. Üçüncü çeyrekte 74 yatırım turunda 32 milyon dolar yatırım yapıldı. Bu rakam, maalesef son 13 çeyreğin en düşüğü. Ancak bazı veriler, umudumuzu korumaya yardımcı olabilir. Zira Türkiye üçüncü çeyrekte, Avrupa ve MENA bölgesinde en fazla tohum aşaması yatırımı yapılan ülkeler arasında İngiltere, Almanya ve Fransa’nın ardından dördüncü sırada yer alıyor.

“Kendi yağımızla kavrulacağız”

Raporda yer alan ve sektörümüze yön göstereceğini düşündüğüm iki gelişmeye de dikkat çekmek istiyorum. En çok yatırım alan sektörlere baktığımızda, geleneksel olarak oyun, yapay zekâ ve SaaS görüyoruz. Ancak sektörel olarak perakende ve enerjinin öne çıktığı dikkat çekiyor. Bu gelişme de artık klasik ve genele hitap eden çözümler yerine, sektörlere dönük spesifik alanların öne çıkacağını ve tercih edileceğini gösteriyor. Dolayısıyla artık ‘niş’ alanların, ‘niş’ çözümlerin öne çıkacağını söyleyebiliriz.

Altını çizmek istediğim bir diğer konu ise yabancı yatırımcı sayısındaki düşüş. Tüm dünyada girişimlere yapılan yatırımların azaldığının farkındayız. Yatırımcılar, birikimlerini farklı enstrümanlarla değerlendirmeyi tercih ediyor. Jeopolitik sorunlar da önümüzdeki dönemde yabancı yatırımcı üzerinde etkili olacak. Dolayısıyla ‘kendi yağımızla kavrulacağımız’ bir döneme girdik, bu açıdan bakıldığında girişimler için finansal açıdan zorlanmamak, büyümek için yurt dışına açılmak her zamankinden daha çok öncelik olmalı.