Advertisement

Uyumlu ve Sürdürülebilir bir dünya için liderler Davos 2020’de biraraya geliyorlar.

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) bu sene 50’nci senesi.   21-24 Ocak tarihleri arasında gerçekleşecek zirveye 118 ülkeden 3000 den fazla siyaset ve iş dünyasından liderin katılması bekleniyor. Türkiye’den eskisi kadar yoğun bir katılım olmamak ile birlikte, iş ve siyaset dünyasından katılım var.

Bu yıl forumun teması ‘’Uyumlu ve Sürdürülebilir bir Dünya için Paydaşlık’’...

Paydaşların biraraya gelerek ağırlıklı olarak küresel iklim ve sosyal sorunlara çözüm üretmeleri bekleniyor. 

Davos nasıl bir ortam?

Davos katılımcılara çok yönlü tartışma ve network kurma platformu sağlıyor.  Ekoloji, ekonomi, teknoloji, sosyal, toplumsal konular, jeopolitika ve sektörel konular masaya yatırılıyor. Bu tartışmaların yetirince samimi olmadığını zaman zaman dile getirenler yok değil.  Bu konuya birazdan değineceğim.

WEF her sene Davos toplantısı öncesi, temaya uygun bir rapor açıklıyor. Bu yıl ‘Küresel Risk Raporu’ yayımladı. Risk raporunda, dünyada jeopolitik ve jeoekonomik belirsizliklerin olduğu, Dünya’nın üzerindeki bu sis perdesinin kendiliğinden kalkmasını beklememesi gerektiği dile getiriliyor.   ‘Kürsel Sistem’ in bu belirsizlikleri kendi akışı içinde çözüme bırakmak yerine, acil risk teşkil eden konularda proaktif adımlar atması gerektiğinin altı çiziliyor. Raporda özellikle Ekonomi, Çevre, Teknoloji ve Halk Sağlığı gibi kilit başlıklar altında risk unsurlarına işaret ediliyor.   Davos bu sene tüm paydaşları hızlı ve ortak amaca yönelik birlikte hareket etmenin yollarını bulmaya davet ediyor.

Bazı çevreler WEF’i eleştirilere tabi tutuyor demiştim. Eleştiriler genelde bu zirvede biraraya gelen etkin grubun, kendi hakimiyetlerini tehdit edebilecek problemli durumlara müdahale etme konusunda ilgisiz durdukları yönünde.  Bu yüzden de liderlerin yeterince açık ve şeffaf davranmadıklarından yakınılıyor.   Bu çevreler, gerçek çözümleri burdan beklemiyor.  

Geçen sene bir panelde konuşma yapan Hollandalı tarihçi Bregman, insanların eşitlik, şeffaflık ve adaletten bahsettiklerini, ancak hiç kimsenin esas sorun teşkil eden vergiden kaçınma ve düşük vergi ödeme konusunu ifade edemediğinin altını çizip, belli kesime yüklenmişti. Videosu internette viral oldu. Bu sene tekrar davet edilmediği söyleniyor.

50 yıldır Dünya Ekonomik Forumu’nun organizasyonunu yapan, 81 yaşındaki Klaus Schwab,  geçen 50 yıl içersinde, dünya nüfüsu iki katına çıkarken, çocuk ölümlerinin azalmış olmasına, okuma yazma bilmeyenlerin oranının düşmesine ve dünya genelinde hastalıklar nedeniyle oluşan ölüm oranlarıda rekor seviyelerde düşüşler olduğuna işaret ederek, bu başarıda WEF’in katkısı olduğuna inandığını ifade ediyor. Aslında diyor ki, hükümetler ve şirketler bazen yetersiz kalabiliyorlar, hatta sorunları çözmek yerine sorunun parçası da olabiliyorlar...   Ancak,  biz burada etkili insanları bir araya getirerek etkilerini daha olumlu yönde kullanmaları için çaba sarfediyoruz, diyor.

Etkli ve seçkin grup WEF olmasa çözüm üretemez mi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde Davos Zirvesi'ndeki "one minute" (bir dakika) çıkışı, üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen hafızalardan bu konu silinmedi.   Cumhurbaşkanı Davos’a katılmama kararı almıştı ve katılmıyor. Uzun yıllar siyasi anlamda Türkiye’den katılım yok denecek kadar az oldu.   Son bir kaç yıldır Bakanlar seviyesinde katılım gerçekleşiyor.  Türkiye  açısından,  kopmamakta ve takip etmekte yarar var.  Ancak bu temsilin en üst düzeyde olması gerekmiyor. Türkiye bu nedenle bir kayba uğramadı.   Bir çok lider Davos’u pas geçebiliyor. Yaşadığımız dijital ve iletişim çağında liderlerin zaman ve mekan gözetmeksizin buluşmak iletişim kurmak hiç zor değil.   

Şirketlere baktığımızda, şirketler WEF’e katılım için adeta bir servet ödüyorlar.  Bu bedeller açıkcası çok yüksek.  WEF’den maalesef bu abartılı miktarlar talep ediliyor.  Servet niteliğindeki üyelik bedelleri WEF bünyesinde seneye yayılan faaliyetler ve en önemlisi Davos’a katılım için veriliyor. Ancak bu bedeli ödemek Davos platformunda görünürlülük elde edersiniz anlamına gelmiyor.   Bu görünürlülüğü sağlamak, ayrı bir hazırlık ve yarış gerektiriyor.

Davos denilen yer aslında küçük bir kasaba. Konaklama kapasitesi sınırlı. 2-3 yıldızlı averaj konaklama için bile ciddi  maliyetlere katlanılıyor. Nereden baksanız, WEF üyeliği çok pahalı bir network faaliyeti. Türkiye’den kurumların yaptıkları WEF üyeliklerinin sayısının iki elin parmaklarını zor geçmesinin bir nedeni bu. Davos’a katılırsanız ve çok çalışırsanız, bu ortamı kendiniz için güçlü bir network platformuna dönüştürme imkanınız olabilir.   Bir kısım İş insanı ve siyasi lider workshop’lara düzenli katılıp, gün içine yaydıkları yarım saatlik toplantı dilimlerinde, denkleri, müşterileri, iş ortakları ve gazeteciler ile biraraya gelerek verim almaya gayret ediyorlar.    Bu network faaliyetlerine daha fazla yatırım yapan şirketlerde  var.   Örneğin, özel yemek davetleri verenler, showroom açıp tanıtım yapanlar ve hatta  bir eğlence mekanını kapatıp gövde gösterisi yapan şirketlere rastlamak mümkün. Bu network’ün parçasıysanız daha yoğun bir Davos dönemi geçirebilirsiniz.

Davos’a bu sene ABD Başkanı Trump’ın katılımı bekleniyor. Ülkesinde karşı karşıya kaldığı zor süreçler düşünüldüğünde Trump için kolay bir zaman değil.   Davos’da bu sene çevre konuları ağırlık kazanacak dedik. Diğer taraftan, Trump’ı o kadar da çevreci olarak tanımıyoruz.  Nitekim, Trump yönetimindeki ABD, Paris iklim anlaşmasından, ABD’ye haksızlık yapılıyor, çok maliyet yükleniyor gerekçesi ile bu sene çekildi. Bu nedenle, Davos’un en azından,  Trump’ın bu konudaki fikrini değiştirebileceğini pek zannetmiyorum. Bence bu senenin en ilginç konuklarından birisi, 16 yaşındaki genç çevreci aktivist, Greata Thunber.  Greata’ya geçenlerde bir röportajında Trump ile çevre konularını konuşurmusun diye sormuşlar. Zamanımı boşa harcayamam cevabını vermiş.

Yıllarca düzenli katıldığım Davos’a eğer bu yıl katılmam mümkün olsaydı, bu ikiliyi birarada, bir panel de görmek için gitmek isterdim...

Umarım dünya için yararlı bir Davos zirvesi olur.  Tüm katılımcı liderlere başarılar dilerim.