Advertisement

Koronavirüs dünyaya yayılmaya devam diyor.   Hükümetler, şirketler, bireyler bu salgından korunmak için çeşitli tedbirler alıyorlar.  Avrupa’da bazı ülkeler okulları bir süreliğine tatil ettiler.   ABD’nin önde gelen şirketleri çalışanlarına, ‘işe gelmeyin evden çalışın’ dedi.   Dünya’da bir çok fuar, konferans organizasyonu virüs nedeniyle iptal ediliyor.  

Geçen hafta İstanbul’da katıldığım bir konferansta, biz Türkler, bize bir şey olmaz anlayışımız ile tam katılım sağlamışken, Hollandalı ve Alman iki davetli konuşmacı, İstanbul’a gelme planlarını son dakika iptal etmişlerdi.. Her ne kadar 2 boyutlu bağlantı biraz sıkıcı olsa da, davetliler konferansa bağlanıp, sunumlarını yaptılar.  Uzaktan bağlantı ile ilgili mevcut 2D çözümleri, yerini daha eğlenceli ve verimli çözümlere çok yakında bırakacak...  Birazdan değineceğim.   Diğer taraftan, Corono Virüs’ün başladığı Çin’in Wuhan şehrinde, biliyoruz ki insanlar pek sokağa çıkamıyorlar.   Wuhan’da polis, insanlarla birebir etkileşime girmekten kaçınıyor, teknolojik çözümleri kullanarak vatandaşları yönlendiriyor, gerekli uyarıları yapıyor.

İnsanların birebir etkileşimlerinin azaldığı böylesi ortamda, hangi teknolojiler ve çözümler nasıl ön plana çıkacaklar, şimdi bunlara tek tek bakalım.

VR, sanal nesnelerin veya bir bilginin, gerçek dünyamızdan görüntülerin üstüne taşınarak, gerçek zamanlı bir şekilde görüntülenmesi işlemine deniyor.   Hatırlayacaksınız,  bu sene Şubat ayı içersinde, 7 yaşındaki kızını kötü bir hastalıktan kaybeden Koreli anne, VR teknolojisi sayesinde, çocuğuyla buluşmuş, dünyaya da duygusal anlar yaşatmıştı.

İşte, akıllı telefon, tablet ve akıllı gözlük gibi cihazları kullanarak üretilen VR çözümleri şu sıralar hayatı daha da kolaylaştırmaya ve çok yaygın olarak kullanılmaya aday.

Şirketler, çalışanların klasik eğitimlerine, VR bazlı eğitim çözümlerini entegre ediyorlar.   Bu teknoloji ile eğitimler, hem daha eğlenceli ve etkili, hem de düşük maliyetli hale geliyor. Özellikle, virüs salgını nedeniyle oluşan hijyen ve sağlıklı kalma ihtiyacı,  şirketleri teknoloji bazlı çözümlere yönlendiriyor.

Şirket toplantılarına veya konferanslara artık klasik ve sıkıcı 2D video çözümü ile katılım sağlamak zorunda değiliz!   Daha sofistike çözümler hazır...  Spatial ve HTV Vive Sync gibi şirketler uzak lokasyonlardaki insanları VR çözümleri sayesinde, sanal olarak toplantı odasına veya konferans salonuna taşıyor,  gerçek zamanlı olarak biraraya gelmelerini sağlıyorlar.  Düşünsenize evlerinden çalışan bir grup çalışan, sanal bir ortamda biraraya gelip, gün boyu oldukça verimli bir takım çalışması sergileyebilirler.  

Diğer taraftan Çin’de okullar tatil edilince, DingTalks adında bir uygulama hemen devreye alındı. Çocuklar online olarak uygulama üzerinden sınıflarına bağlanıp, öğretmenlerinin yönlendirmesiyle ders görmeye başladılar.   Her ne kadar Çinli cocuklar online eğitim çözümden kurtulmak için,  uygulamaya düşük rating vermek gibi çeşitli girişimlerde bulunmuş ve bunun sonucunda uygulamayı uygulama dükkanından atılma noktasına getirmiş olsalar da, bu tür uzaktan çözüm sağlayan teknolojilerin kullanımı çığ gibi artacak görünüyor.

Robot ve dronların önü, Koronavirüs sayesinde açıldı...

Çin’de hastane odalarını robotlar ultraviyole ışınları ile dezenfekte etmeye, hasta odalarına yemek servisi yapmaya başladılar.   Bu ve benzeri tedbirlerle Çin salgının önünü kesmeye çalışıyor.

Çin’de Yapay Zeka teknolojisini kullanan robot ve dronlar sokaklarda devriye gezerken insanları maske takmaları, kalabalık yerlerden uzak durmaları, iyi hissetmiyorlarsa evlerine dönmeleri veya medikal destek almaları yönünde uyarıyor.

Çinli e-ticaret şirketi JD.com salgının çok yüksek olduğu yerleşim yerlerinde, online alınan siparişleri dronlarla teslim etmeye başladı.   Aynı şirket, Wuhan şehrindeki bir hastaneye sürücüsüz araçlar ile yiyecek teslimatı yapıyor.  

Bilindiği üzere, Çin’de bir çok fabrika, üretim merkezi, salgından korunma amaçlı geçici olarak kapandı.  Bu durum, Çin’den, tüm dünyaya yayılan tedarik zincirini olumsuz yönde etkiliyor.  Çin’in üretimini hızla tekrar verimli hale getirmesi gerekiyor.  Zaten çok iyi bir teknolojik altyapıya sahip ve üst yapıları iyi kullanan Çin’in, çok yakın bir zamanda insanların yerine geçecek robotları, bu üretim noktalarında devreye alması bekleniyor.   

Çin, bugün itibariyle, dünyanın en büyük robot üreticilerden birisi.  Ülke, 2025 master planı çerçevesinde, özellikle endüstriyel üretimde robotik teknolojilerin kullanımını planlamış durumda.   2021 yılına kadar da robot tedariğinde dünya ihtiyaçlarının %50’sini karşılamayı planlıyor.     

Bu robotlar hiç durmadan 24 saat çalışabiliyorlar.  Bu süre içinde bir robot, üç kişinin aynı sürede yaptığı işi kusursuz olarak yapabiliyor.   Teknolojilerin uygulanması ile, yaratılan düşük maliyetler ve elde edilen yüksek verimlilik, ortaya etkili bir tablo çıkartıyor.   Bir de söz konusu teknoloji, şuan ihtiyaç duyulan hijyen ve sağlık gereksinimlerine yönelik çözümleri sununca, yaygınlaşması kaçınılmaz bir hal alıyor.  

Bizde, bir deyim var, herkes bilir.   ‘Bir müsibet bin nasihatten iyidir’ deriz.   Koronavirüs’e yakın bir zamanda çözüm mutlaka bulanacak.  Ancak, bu virüs çok hızlı bir teknolojik değişimi tetikledi. Teknoloji boyutunda elde edilen deneyimler ve uygulamalar, bence insanların hayatında oldukça derin ve kalıcı izler bırakacak.  Hani hep konuşulur ya...  Robotlar bir gün insanların işlerini ellerinden mi alacak diye.   Bu konuda iyimser olan görüş, ‘kısmen alacak ama insanlar daha sofistike işlere kayacak, böylece çok da büyük bir işsizlik olmayacak’ der.   Oysa, geldiğimiz noktada,  çalışan nüfus,  gereken yetkinlikleri edinip o daha sofistike olarak tanımlanan işlere kayamadan, robotlar bazı işleri devralacak görünüyor.  Acaba yakında beklediğimizden daha hızlı bir işsizlik ve sosyal etkilerle mi karşı karşıya kalacağız? Hep birlikte yaşayarak göreceğiz.