Enerji krizi nükleeri yeniden gündeme getirdi
Rusya savaşı ile Avrupa'da ciddi bir krize dönüşen enerji bağımlılığına çözüm arayışı, bir süredir terk edilmesi planlanan nükleer enerjiyi yeniden sahneye taşıyor.
Dünya küresel bir enerji kriziyle mücadele ederken nükleer enerjinin, ülkelerin yenilenebilir enerjilerin hakim olduğu enerji sistemlerine güvenli geçişinde önemli bir rol oynayabileceği daha çok gündeme gelmeye başladı. CNN, NYT, Washington Post ve CNBS'de yer alan konuya ilişkin makalelerde ve UEA, BP ve UEAK raporlarında nükleer enerjinin bir seçenek olarak daha fazla dillendirildiği görülüyor.
Yüksek inşaat ve bakım maliyetleri, yaşanan felaketler ve nükleer atığın imhasındaki zorluk pek çok santralin kapatılmasına yol açmıştı.
Ancak artan enerji fiyatları, Rusya’ya enerji bağımlılığını bitirme çabası ve çevresel endişeler nükleer enerjinin yeniden yükselişe geçmesi anlamına geliyor olabilir. Zira, bir süre önce Belçika ve ABD kapatmaları ertelerken Birleşik Krallık, Polonya gibi ülkeler yeni santral planlarını açıkladı.
Kazalar yaşanmıştı
Çernobil, Fukuşima, Three Mile Adası gibi nükleer kazalardan doğan güvenlik endişeleri ve daha ucuz olan alternatifler ülkelerin eskiyen nükleer santrallerini yenilemek yerine kapatmalarına sebep oldu. Almanya, İspanya ve İsviçre nükleer santrallerini kapatmayı hedefleyen ülkeler arasında. BP’nin yayınladığı 2022 Dünya Enerji İstatistikleri Raporu’na göre 1985’te dünyadaki enerji üretiminin yüzde 15’i nükleer enerjiden gelirken 2022’de bu oran yüzde 9,83. Uluslararası Enerji Ajansının yayınladığı rapora göre gelişmiş ülkelerde nükleer enerjiye yeni bir yatırım yapılmazsa 2040 yılında operasyonel kapasite mevcut seviyenin üçte birine inecek.
Nükleer enerji savunucuları, nükleer enerjiyi bırakmanın yanlış bir karar olduğunu söylüyorlar. Nükleer enerji, yüzde 18 ile gelişmiş ülkelerdeki en büyük düşük karbonlu enerji kaynağı. İklim krizine çözüm bulmayı isteyen gelişmiş ülkelerin nükleere tekrar yönelmesi olası. Ukrayna’yı işgal eden Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltmak isteyen Avrupa ülkeleri için bir yöntem.
Artan enerji fiyatları, nükleer enerjinin alternatifleriyle rekabet etmesini kolaylaştırıyor.
Fon ayrıldı
ABD’de Biden yönetimi, nükleer santrallerini kurtarmak için 6 milyar dolarlık bir fon ayırmış durumda. Kaliforniya Valisi Gavin Nevsom kapatılması planlanan ve eyaletin faaliyette olan tek nükleer tesisinin hayatını uzatmayı önerdi. Belçika de geçen aylarda 2 reaktörünü kapatmayı 10 yıl ertelediğini duyurmuştu.
İngiltere, Çek Cumhuriyeti, Hollanda ve Polonya da yeni santral planlarını açıkladı. Bir süredir yurt içinde nükleer reaktörlere soğuk bakan Güney Kore ise iki reaktörün inşasına yeniden başlayacağını ve faaliyetteki reaktörlerinin ömrünü uzatacağını duyurdu.
Gelişmekte olan ülkeler de nükleere yatırım yapıyor. 2019’da üretimde olan 54 reaktörün 40’ı gelişmekte olan ülkelerde bulunuyordu.
30 yeni reaktör
Çin nükleer enerjiye ağırlık veren ülkelerin başında geliyor. Dünyanın en çok enerji harcayan ülkesi olan Çin, nükleer enerji yatırımları yapmaya devam ediyor. 2021 yılında önümüzdeki 15 sene içinde 440 milyar dolar harcayıp en az 150 yeni nükleer santral yapmayı hedeflediklerini açıkladılar. Şu anda 16 reaktör inşa eden Çin’deki santrallerin ortalama yaşı yedi iken ABD, AB ve Rusya’da bu sayı 35’in üzerinde. Ayrıca Çin yurt içinde inşa ettiği reaktörlerin yabancı alıcıları ikna etmesini ve “Bir Kuşak Bir Yol” projesi kapsamında yurt dışında 30 yeni reaktör inşa etmeyi umuyor.