Advertisement

Şeker ithalatında bilinmeyenler

 

 

Türkiye, en son gelen bir habere göre, Rusya'dan ilk kez şeker ithal etti. Haber doğru: Rusya'dan ilk kez ithal ettiğimiz kısmı tamam. Haberin doğrusu şöyle olmalıydı: Türkiye, Ortadoğu'da dünyanın önde gelen şeker ithalatçısı ülkelerden biri konumuna geliyor. 

 

Neden?

 

Dünyada şeker fiyatları, Türkiye'deki üretim maliyetlerinin çok altında. Şeker Kamışı'ndan elde edilen şekerin maliyeti, Şeker Pancarı'ndan üretilene göre epey düşük. İki sebeple: Şeker Kamışı'ndan elde edilen şeker bulunduğu iklim gereği daha az maliyetle çıkarılıyor. Pancar Şekeri ise yüksek su gereksindiğinden, özellikle de yağmurların az yağdığı yıllarda çok yüksek maliyetlere ulaşıyor.

 

İkinci bir sebep var Türkiye'yi ithalatçı konumuna sürükleyen: Tahmin ettiğiniz gibi içerde şeker fabrikalarının kapanması, özelleştirme ile el değiştiren fabrikaların üretimden çıkması, üretim yapan şeker pancarı fabrikalarının da düşük verimle çalışması bizi,  biyoloji terimi ile söylersek"hipoglisemik(düşük şeker) ortamına sokuyor.

 

2 rakam verelim:

 

2000 yılında Türkiye'nin şeker ithalatına ödediği döviz 560 bin dolar idi. 2019'da bu rakam 50.41 milyon dolara çıktı.

Yine 2000 yılında 127 milyon dolarlık şeker ihracatı yapan Türkiye, 2019'da sadece 9.79 milyon dolarlık ihracat yapabildi.

İthalat katlanarak artarken, ihracat büzülerek kaybolma noktasına gelmiştir.

 

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin hızlandığı 2015'ten itibaren Türkiye şekerde net ihracatçı pozisyonundan, net ithalatçı durumuna indirgenmiştir.

 

Bu biraz da "global konjonktür"ün etkisiyle ortaya çıkan durumdur. Örnek vermek gerekirse; halen Londra Borsa'nda ortalama şeker fiyatı 319 $/ton civarındayken, Türkiye piyasasında ortalama fiyat 601 $/ton'dur.

 

Aradaki bariz fiyat farkına dikkat çekerim.

 

Buraya kadar yazdıklarımdan ortaya çıkan sonucu herhalde herkes tahmin etmiştir. Türkiye, maliyetler dolayısıyla, şekerde net ithalatçı konumundadır ve bunu sürdürmek durumundadır.

 

Gelelim Rusya'dan ithal edilen şekere. Haberin doğru olan kısmı şu: "Türkiye Rusya'dan ilk kez şeker ithal etmiştir"

 

Peki neden?

 

Rusya'dan bir gemiye yüklenen 1400 ton şekerin 400 tonu Yunanistan'a teslim edilmiştir. Kalan 1000 ton şekerin 900 tonu İskenderun gümrüğü üzerinden TIR'larla Irak ve Suriye'ye ihraç edilmiştir. Kalan 100 ton şeker ise dahilde işleme rejimi kapsamında Türkiye'deki sanayiciye verilmiştir.

 

Malı partilere ayırarak yeniden adreslere teslim edelim: Gemiye Rusya'dan 1400 ton şeker yüklenmiştir. Bunun 400 tonu Yunanistan'ın talebi ile bu ülkenin limanlarında boşaltılmıştır ve bu 400 tonun Türkiye ile ilgisi yoktur. Kalan 1000 tonun 900 tonu, Türk şeker ihracatçısı marifetiyle Irak ve Suriye'ye gönderilmiştir. "Peki, neden Rusya Irak ve Suriye'ye doğrudan ihraç etmiyor da, Türk ihracatçıya pazarı bırakıyor" diye soruyorsanız, o da Türk ihracatçısının yıllar yıllar süren ilişkileri sayesinde ve lojistik(navlun avantajları vs) sebebiyle Türkiye üzerinden bu ülkelere girmiştir. İçerde kalan 100 ton ise yasal ve meşru yollarla(dahilde işleme rejimi kapsamında) iç pazara sanayicinin kullanımına verilmiştir.

 

Hikayenin başına dönersek; olayı ilginç kılan "Rusya'dan ilk kez şeker ithal edilmesi"dir. Çünkü, bu dönemde Rusya'dan temin edilen şeker diğer pazarlara(Fas, Tunus, Sahraaltı Afrika vb.) göre daha avantajlı olduğu için ithalat Rusya'dan yapılmıştır.

 

Merak edenlere söyleyelim: Rusya'dan ikinci parti şeker yakında geliyor. Bu kez 6500 ton üstelik. Ve fiyatlar böyle devam ederse, Rusya'dan 2020 yılında daha fazla şeker ithal edip, Irak ve Suriye'ye ihraç edebileceğiz.

 

Bir soru daha aklınıza geliyor olabilir: Irak ve Suriye pazarlarına şeker satan Lübnan neden yapmıyor? Lübnan'daki hükümet krizi, içerde döviz darlığı yarattı, döviz bulamayan Lübnanlı ihraçatçının bıraktığı boşluğa da Türk ihracatçılar girdi. 

 

Doğa ve ticaret boşluğu sevmez

 

Başka sorunuz...