Advertisement
HABERLER ABONE OL

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye'nin bölgesinde karşı karşıya olduğu tehditler, teröre karşı verdiği mücadele, hava savunma sistemi ihtiyacı ve S-400'lere ilişkin çok önemli değerlendirmeler yaptı.

Habertürk'ten Bülent Aydemir'in haberine göre, medya kuruluşlarının Ankara Temsilcileri ile iftarda bir araya gelen Bakan Akar'ın sorulara verdiği yanıtlar ve değerlendirmeleri şöyle:
ATEŞ ÇEMBERİ: Şu anda içinde bulunduğumuz dönemde ülkemizin etrafında hassas bir durum var. İstikrarsızlıklar, belirsizlikler, çatışmalar var ve biz de bunun ortasındayız. Bize düşen neyse elimizden gelenin en iyisini yapmak durumundayız. Siviliyle, askeriyle, istihbaratıyla, basınıyla bunu yapmak durumundayız. Modern devletlere baktığımızda bu tür ayrımların olmadığını görüyoruz. Bizler de bu anlamda ülkemiz, milletimiz için ne yapmamız gerekiyorsa yapıyoruz. Birlik, bütünlük içinde elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. 780 bin kilometrekarelik vatan toprağı, 462 bin kilometrelik de mavi vatanımız ve bunun hava sahasının korunup kollanması lazım. 82 milyonumuzun korunması gerekiyor. Biz bunları konuşurken Yayladağı'na roket attılar, çok şükür ki iki askerimiz hafif yaralandı. Mehmetçik her türlü gayreti göstermek suretiyle, yeri geldiği zaman kan, yeri geldiği zaman ter dökerek vatan hizmetini yerine getirmeye çalışıyor. Olaylar çok hızlı gelişiyor, bugün akşam gündem İran diye yatıyoruz, Libya diye kalkıyoruz. Kamunun dışında-içinde herkesin gözünün açık, kulağının açık, beyninin açık olması lazım. Vatan, bayrak, cumhuriyet için mutlaka birbirimizi desteklememiz lazım. Herkes tek tek başarılı olsa dahi, bu bütünleşme, paylaşma, bölüşme olmadığı sürece amacımızı gerçekleştirmemiz mümkün olmayabilir. 

TERÖR TEHDİTLERİ: Vatanımıza, hududumuza karşı risk ve tehditler var. Birincisi FETÖ. En tehlikeli, en yakın düşman. Temizlenmesi için elimizden gelen gayreti gösterdik, gösteriyoruz. 17 bin civarında ihraç edilen personel var. İdari olarak tedbirlerle ayrılan kişiler var. Diğeri PKK ve YPG. YPG dediğimiz zaman bunun hiçbir şekilde PKK'dan farkı olmadığını lütfen adınız gibi bilin. Kandil, sözde bir karargah. Orada sözde liderleri var. Ve bu sözde liderler PKK/YPG adı altında ne kadar terörist varsa bunları yönetiyorlar. Bunun anlamı PKK eşittir YPG. DEAŞ türevi bir terör örgütü var. Bir görünüyor, bir kayboluyor. 

FETÖ MÜCADELESİ: FETÖ ile ilgili 16 bin 667 ihraç var. 7 bin 335 personel hakkında adli/idari işlem devam ediyor. Ayrıca bakan onayı ile bin 567 personelin de idari sebeplerle TSK ile ilişiği kesildi. Bu mücadele bitmedi, devam ediyor. Tamamen içinde bulunduğumuz kurallar çerçevesinde yeni bilgi, belge çıktığı takdirde yargıyla koordineli şekilde mücadele yapılıyor. Yeni yapı bakanlık olarak kurumları takip ediyoruz. Yasal, idari yönden yapılması gereken ne varsa, aksaksız eksiksiz aynı şiddette aynı tempoda yapılması için mücadele ediyoruz. Mücadele verilen kurumlarda herhangi bir ayrım söz konusu değil. Sonuç olarak coğrafya milletlerin kaderi ise bizler; Türkler de bu coğrafyanın kaderiyiz. Bunu herkes kabul edecek. Bizim bu coğrafyada kalabilmemiz için milli politika olarak devlet politikası olarak gerçekten birlik ve beraberlik içinde olmamız, çok çalışmamız, çok mücadele etmemiz lazım. 

TSK GÖREVİNİN BAŞINDA: İkiyaka dağlarında 80-100 uçakla yürüttüğümüz terörle mücadele operasyonunu hatırlayın. Bu teröristler TSK ile mücadele edemeyeceklerini anladıkları zaman bunu şehir merkezlerine taşıdılar. Plebisitten bahsedilmeye başlandı. Şehirlerde kazdıkları çukurlara gömüldüler. Çalışmamız lazım, gözümüzün kulağımızın açık olması lazım. Herhangi bir tökezlemede, ortamın dinamiklerini kullanmak üzere başımıza çok belalar açılacağını bilmemiz lazım. TSK, aklın ve bilimin ışığında gece gündüz demeden, ölürsem şehit; kalırsam gazi inancıyla; yasalar ışında, milletinin emrinde, görevinin başında bundan kimsenin şüphesi olmasın. TSK FETÖ'den sonra güç kaybetti diyorlar. Bu kesinlikle doğru değil. Yaptığımız harekatlar ortada. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Mavi Vatan, Deniz Kurdu tatbikatları. Hiçkimse TSK'yı test etmeye kalkmasın, caydırıcılığını test etmesin. 

İDLİB MESELESİ: 3.5-4 milyon insan yaşıyor. 17 Eylül'de Rusya Savunma Bakanı Şoygu ile bir mutabakat muhtırası imzaladık. 15-20 km güvenli bölge oluşturulması ve HTŞ'nin çıkarılmasına yönelik. Bu konuda MİT ve TSK personeli büyük kahramanlıklar gösterdi. Burası dağ başı, kimseyi ayıramıyorsunuz. Böyle karmaşık bir ortamda istikrarı sağlamak için gayret gösterdik. Rejim ta güneyden başlayıp Kuneytra, Hama, Doğu Guta'dan müdahale etti. Kaçan kaçtı; kalan kaldı rejim oraya hakim oldu. Benzer şeyleri İdlib'de de yapmaya çalıştılar. 17 Eylül mutabakatı ile bu engellenince rejimin hoşuna gitmedi. Varil bombardımanı, karadan havadan bombalamalar dahil çok ciddi nüfus hareketi oldu. 350 bin kişi kuzeyden güneye yer değiştirdi. BM ateşkesin sağlanması ve idamesini istedi. Bu devam etseydi 3.5-4 milyon kişi yer değiştirecek ve yeni bir trajedi olacaktı. Çok şükür şu anda bu engellenmiş görünüyor. Oradaki durum dinamik bir durum. Şoygu'ya Rejimin saldırılarının durdurulması gerektiğini söyledik. Rusya ile beraber başladık bu işe. Bu sürecin devam etmesine gayret gösteriyoruz.

TSK'nın gözlem noktalarını boşaltması kesinlikle söz konusu değil. TSK bulunduğu yerden bir adım geri atmayacak, nerede olursa olsun. Türkiye-Rusya mutabakatını bozmayacak şekilde götürmeye çalışıyoruz. Yoksa öfke baldan tatlıdır.

Rejimin alan hakimiyetini artırmak için çok ciddi gayreti var. 4'ün 3'ünü aldı, İdlib'i de almayı bir hak olarak görmeye çalışıyor. İdlib konusunda Rusya'dan çalışma grubu, heyet göndermesini talep ettim. Bazı şeylerde anlaşamadık. Birbirimize yakın olmaya gayret ediyoruz.

PKK İLE MÜCADELE: 750 ile 1000 arası terörist içeride. 3 bin Irak'ın kuzeyi, 13 bin de Suriye'de. Bugüne kadar 15 bin 166 terörist imha ettik. 7 bin 133'ü Suriye'de. Teröristlerin Türkiye'yi terk ettiğini görüyoruz. Biz, başta Irak olmak üzere tüm komşularımızın toprak bütünlüğüne saygılıyız. Kimsenin toprak bütünlüğünde gözümüz yok. Hiçkimsenin de toprağımıza tehdidine müsaade etmeyeceğini söylüyoruz. Kandil, Karaçok, Sincar orada durduğu sürece mücadele vereceğiz. Dostlarımızın terörle mücadelemize anlayış göstermesini bekliyoruz. Türkler, Suriye'nin kuzeyindeki Kürtleri çukurlara gömecekler diye yorumlar yapıyorlar. Bu kesinlikle gerçek değil, doğruyu yansıtmıyor. Bizim hiçbir şekilde Kürt kardeşlerimizle sorunumuz olmadığını, aynı coğrafyayı, kaderi paylaştığımızı, bizim tek amacımızın teröristleri etkisiz hale getirmek olduğunu paylaşıyoruz. Bunlar tamamen meşru müdafaa kapsamındadır. 

PENÇE OPERASYONUYLA DARBE: Terör örgütü lider kadrosu çok ciddi sıkıntı halinde. Pençe kod adlı başlattığımız bir operasyon var. TSK Özel Kuvvetler, MİT, müthiş bir takip harekâtı sürdürüyor. Bütün hareket kabiliyetlerini kaybettiler. Mağaralara, inlere kendilerini mahkum ettiler. Alttakilerin de bunu anlamaları lazım.  

EGE KONUSU: Büyük bir karma heyetimiz var; Atina'dalar. Çok güzel hüsnü kabul gördüler. Bu görüşmeler cuma günü dahil devam edecek. Bugüne kadar Türkiye ile Yunanistan arasında ne kadar sorun varsa; hiçbir koşul, ön şart olmaksızın masaya koyduk. Biz barıştan, dostluktan yanayız. İyi komşuluk ilişkilerinden yanayız. Sadece ve sadece bu asil milletin hakkını hukukunu korumaya çalışıyoruz. Bir-iki yıldan beri devam eden bir çalışma bu. Yunan adalarının karasuları 6 mil, hava sahası 10 mil. Gemide subayımızın dişi ağrıyor, helikopter kalkıyor, diyorlar ki, "10 mil hava sahası ihlal edildi." Olacak iş değil.  

MÜNBİÇ: Bizzat ABD Genelkurmay Başkanı bana söz verdi. ABD Başkanı Cumhurbaşkanımıza söz verdi. Yol haritası yaptık 4 Haziran 2018'de, 16 Mayıs'ta güvenlik protokolleri yapmıştık. Bizim oradaki nihai talebimiz söz verdikleri gibi teröristlerin çıkması, Münbiç'in yönetiminin Münbiç'lilere verilmesi. Yüzde 90'ı Arap olan bir yer. Orada herhangi bir şekilde PKK/YPG'nin oradaki hegemonyasının kabul edilemeyeceğini muhataplarımıza söylüyoruz. 

FIRATIN DOĞUSU: Birçok kez görüşüldü. Sayın Trump tarafından çekilecekleri ifade edildi daha sonra 20 mile çekilecekleri söylendi. Bu 20 mil, 30-35 km ediyor. Biz sayın Trump'a, teröristler model uçaklara patlayıcı eklemek suretiyle bizim birliklere, sivil yerleşim yerlerine saldırıyorlar. Biz kendimizi güvende hissetmek istiyoruz dedik. 30-35 km güneye doğru bunların silahlarını alın, çıkarın, güvenliğimizi sağlayın. Bu 30-35 kilometrelik koridorda TSK unsurları görev yapmaya hazır diyoruz. Niye böyle söylüyoruz? ABD'liler NATO'ya, Avrupa'ya davette bulundu. Cevap yok. TSK hem hazır hem de muktedir. Biz bunu yapabiliriz. ABD'lilerin de güvenliği bakımından sağlıklı bir çözüm olur. Burada yavaş da olsa ABD'lilerde bir esneklik var. bizim görüşlerimize yaklaştıklarını görüyoruz. Önümüzdeki dönemde daha da artırmak suretiyle bir çözüm üretmeye çalışacağız hep birlikte. 

S-400 MESELESİ: Türkiye Cumhuriyeti ülkesi ve milletiyle ciddi bir hava uçak ve füze tehdidi altında. Askeri olarak görüyoruz. 82 milyon insanımızı korumak ve kollamak için hava savunma sistemi kurma ihtiyacımız açık. Bunu da sağ olsun NATO Genel Sekreteri her seferinde dile getiriyor. Bu savunma sistemi, kimseyi tehdit etmiyor. Biz kimsenin toprağına bununla saldırıda bulunamayız. Ülkemize bir füze atılırsa, uçak saldırısı olursa bizi koruyacak sistem. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması lazım. Tek amacımız ülkemizi ve halkımızı savunmak. 90'lı yıllardan beri arayışımız sürüyor. Türkiye artık pazar değil, pazar olmaktan bıktık.

Bunun için ortak arıyoruz, işbirliği arıyoruz. Çin, Rusya, Avrupa, ABD. Bunlarla görüşmeler yapıldı. Geldiğimiz noktada olumlu cevap veren Rusya. Bu cevaba istinaden Rusya ile görüşmeler gelişti ve anlaşma imzalandı. Sayın Cumhurbaşkanımızın defalarca söylediği gibi bu iş bitti. İmzalandı ve bitti. Dolayısıyla bu işin bittiğini biliyoruz, geciktirme olabilir mi şu olabilir mi, bu olabilir mi? Karşı taraftan ifadeler var, teklifler var. 

F-35 ORTAKLIĞI: Bunun bir şekilde F-35'e bağlanması da ayrı bir güçlük. F-35 konusunda 9 ortak var. Muhataplarımıza söyledim. F-35 ortaklık anlaşmasının herhangi bir yerinde "Ortaklardan biri S-400 alırsa ortaklıktan çıkarılır gibi bir madde var mı?" dedim. Payımızı ödedik mi? Ödedik. Bu işin başında bir hanımefendi var. ABD Savunma Bakan Yardımcısı. Türkiye ortaklık paylarını hiç aksatmadan ödeyen ülke, 1 milyar 200 milyon. Ortak üretim çerçevesinde bize sipariş verilen malzemeler var. Aksaksız ve eksiksiz zamanında üreten ülke. Biz başka ne yapacağız ortak olarak. Her ülkenin savunma hakkı var. Kendimizi savunacağız. Bizim F-35'le ilgili ortaklığımız devam ediyor. 4 uçak teslim edildi, 4 pilotumuz var, 47 astsubayımız var. Kasım ayında iki uçak gelecek. bu uçaklar geldiğinde konuşlanacakları yer Malatya hava üssü. Oradaki inşaatlar planlandığı şekilde devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Beklentimiz de F-35'lerin planlandığı şekilde sürdürülmesi. 
Benim söylediklerime itiraz eden kimse yok. İş geliyor, teknoloji transferine. Biz nasıl dostuz dedik. Türkiye-ABD stratejik ortak. Her konuşmada Türkiye stratejik ortak diye konuşuyorlar. Siz şimdi bize F-35'i teslim etmekten korkuyorsunuz. Rusya bize çok daha gelişmiş çok daha komplike bir silah sistemi veriyor. Rusya çalınacağından korkmuyor mu? 

HAZIRLIKLARIMIZI YAPIYORUZ: Hakkımızı hukukumuzu sürekli masaya koymaya devam ediyoruz. Bunun da anlaşılmasını bekliyoruz. "Önümüzdeki aylarda S-400'ün parçaları gelince biz de CAATSA yaptırımlarını harekete geçireceğiz" diyorlar. Biz duygusal hareketler yapıp herhangi bir yanlışa düşmemek için sükûnetle, hazırlıklarımızı yapıyoruz. Böyle bir duruma gelindiğinde ne yapılabilir, onların da hazırlıklarını yapıyoruz. 

PATRIOT TEKLİFİ: Patriot'larla ilgili 28-29 Mart'ta fiyat, teknoloji transferi, upgrade, ortak üretim bakımından bazı şartları yenilemişler, tam istenildiği gibi olmasa da kuruluşlarımız cevaplarını hazırlıyorlar. Biz ilkeli bir duruş içindeyiz. Karşımıza bazı şartlar getiriyorlar. Biz de onlara sözleşmeyi yaptık diyoruz. Biz, "done deal" diyoruz. Onlar, "No deal, done deal" diyorlar. 
Savunma sanayisinde çeşitlilik esastır. Makul seviyelerde harp sistemlerinin bulundurulması silahlı kuvvetler için zenginlik olabilir. Biz Samp-T, Patriot için görüşüyoruz; S400'leri alıyoruz. 

FRANSA SAMP-T GÖNDERİYOR: Sayın Cumhurbaşkanımızın Macron ile görüşmesi bizim de savunma bakanı ile yaptığımız görüşmelerde belli bir noktaya gelindi. Onlar bize bir Samp-T bataryası konuşlandırmayı önerdiler. Onlar bir keşif yapacaklar. İncirlik'te bir batarya var İspanyolların; Kahramanmaraş'ta yine İspanyolların bataryası var. Buraları incelemeyi teklif ettiler. Güneydoğu'da bir batarya konuşlandırmayı teklif ettiler. 

S-400'LER NEREYE: Çalışılıyor S-400 için. Uçaklara karşı füzelere karşı savunmamız söz konusu. Çok yer var korunması gereken. Bir-iki batarya yetmez. Suud, Katar'da bile 15-20 batarya var. Ortak çalışma Türk-Amerikan veyahut da NATO bir şekilde teknik personeli toplasınlar. S-400'lerle F-35'lerin birbirini etkilemesini önleyebiliriz diyorlar. Bizim teklifimiz bu. Objektif bir şekilde baksınlar. Mesafe, yazılım olabilir, teknik mesele olabilir. Biri çalışırken, diğeri kapatılır. Burada bir NATO üyesi ülke olarak TC'nin kendi hava savunma sistemini kurarken Avrupa, ABD dışında bir kaynağa yönelmesi onları rahatsız ediyor, irrite ediyor. Biz ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyoruz. Biz bu konuda ilkeliyiz, alnımız açık, tutumumuz net...

PERSONEL EĞİTİM İÇİN GİTTİ: S-400 eğitimleri için Rusya'ya personel gönderdiğimiz gerçek. Her birinin ayrı özelliği var. Silahçı, radarcılar var. Önümüzdeki aylarda bu devam edecek. 
Rus askeri personeli gelebilir tabii...

CAATSA İÇİN HAZIRIZ: Hazırlık yapıyor muyuz? Tabii ki. Bölgedeki tek devlet Türkiye. Dedik ya gözümüz açık, kulağımız açık, beynimiz açık olacak. Varsayımlara göre konuşmanın çok tehlikeli olduğunu öğrendik. S-400, Patriot, Samt-T götürüyoruz süreci. İnşallah sonu hayır olur diyoruz. Dünya yıkılır yeniden kurulur diyoruz. Belirlendikçe, sonuçlar ortaya çıktıkça biz de tedbirlerimizi alıyoruz. 

KÜRECİK VE İNCİRLİK : Bazı şeyler konuşulduğu zaman onun sihri bozuluyor. Bunların hepsi masada, akıllarda, fazla şey yapmadan, hakkımızı hukukumuzu korumak için elimizden geleni yapacağız. Müzakere bir şekilde devam ediyor tabi ki. Bizim marifetimiz müzakereyi devam ettirmek. 

BU BENİM KALEMİMİ ALDI DEMİYORUZ: ABD'liler "No deal is a done deal" diyor. Biz de diyoruz ki "Done deal." Onlar hiçbir anlaşma, hiçbir sözleşme bitmiş değildir diyorlar. Umutlarını belirtiyorlar. Patriot'larla ilgili şart onların görüşü. Biz artık kendi görüşümüzü söylüyoruz. Cumhurbaşkanımızın karşısına çıkıp, "Öğretmenim bu benim kalemimi aldı" demeden bir şekilde bir yere kadar götürmeye çalışıyoruz. Fırat'ın Doğusu, F-35, Patriot'lar, bir yakınlaşma görüyoruz. Dostluk sıkıntılı günlerde belli olur. ABD'ye, "Hangi tatbikata gelmedik" dedim. Bazı lobiler Türkiye NATO'dan ayrılıyor, kopuyor diye propaganda yapıyorlar. Biz bunların doğru olmadığını söyledik. Ülkemizin hak ve menfaatlerini korumak için elimizden geleni yapıyoruz. 

İRAN-ABD SAVAŞI: Onu ben söylersem senaryo olur. Şu son 10-15 yıldan beri İran-ABD savaşını konuşuyoruz. İhtiyatlı olmak, olaylara dikkatli bakmak lazım.

 

https://www.haberturk.com/abd-ile-turkiye-arasinda-s-400-diyalogu-2471521