Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Özal'ın ölümünün şifreleri

Özal'ın ölümünün şifreleri

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vefatını inceleyen Devlet Denetleme Kurulu, raporunu kamuoyuna açıkladı

Giriş: 13 Haziran 2012, Çarşamba 14:19
Güncelleme: 14 Haziran 2012, Perşembe 10:00

Devlet Denetleme Kurulu'nun(DDK) Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüne ilişkin hazırladığı raporda, ''(Köşk'te)Ne Cumhurbaşkanının zatına ne de Cumhurbaşkanlığı örgütünün tümüne hizmet verecek herhangi bir tam donanımlı ambulansın bulunmadığı tespit edilmiştir'' değerlendirmesi yer aldı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talimatı üzerine 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vefatını inceleyen DDK, raporunu kamuoyuna açıkladı.

Raporda, Çankaya Köşkü ile ilgili saptamalara da yer verildi. Çankaya Köşkü'nde sağlık konusundaki ihmaller şu şekilde sıralandı:

''Cumhurbaşkanının zatına ve ailesine sağlık hizmeti vermek üzere 'özel doktorluk' müessesinin oluşturulmadığı, gerek Köşk'te gerekse Konut'ta, 7 gün 24 saat esasına göre sağlık hizmetinin planlanmadığı, bu kapsamda görevlendirilmiş sağlık müdürü, doktor ve diğer sağlık personelinin bulunmadığı, mevcut doktorun da yarım gün mesai ile tüm Köşk personeline hizmet verdiği ve hafta sonu çalışma zorunluluğunun olmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan ne Cumhurbaşkanının zatına ne de Cumhurbaşkanlığı örgütünün tümüne hizmet verecek herhangi bir tam donanımlı ambulansın bulunmadığı tespit edilmiştir.''

''Cumhurbaşkanının görev süresi içerisinde rahatsızlanması durumunda yapılacak iş ve işlemlere dair herhangi bir mevzuata ve iç düzenlemeye rastlanmadığı'' tespitinin bulunduğu raporda, ''Teşkilat düzenlemelerinde yer almasına rağmen Cumhurbaşkanlığı Özel Tabipliği kadrosuna işlerlik kazandırılmadığı gibi Cumhurbaşkanlığı örgütü resmi doktoru olan Prof. Dr Hilmi Özkutlu'ya da bu yönde bir görev tevdi edilmemiştir'' ifadesi kullanıldı.

Özal'ın sağlığından özel olarak sorumlu bir kişinin olmadığı, yakınında 7 gün 24 saat sağlık hizmeti veren personelin bulunmadığı, sağlık personelinin hafta sonu çalışma mecburiyetinin olmadığına ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı raporda, şunlar kaydedildi:

''Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği tarafından, Köşk'te yeterli bir sağlık sisteminin oluşturulmadığı gibi Merhum Cumhurbaşkanının rahatsızlanması halinde kimlere haber verileceği, hangi sağlık kuruluşuna gidileceği, hangi güzergâhın takip edileceği, ilk tıbbi müdahalenin nerede, nasıl ve kimler tarafından yapılacağı, sağlık kuruluşuna intikalin ne şekilde sağlanacağı gibi hususlarda yeterli, öngörülü ve alternatifli her hangi bir süreç planlamasının yapılmadığı da görülmüştür. Yukarıda ifade edilen tespitler çerçevesinde, gerek dönemin Genel Sekreterliğinin gerekse o dönemde Merhum Cumhurbaşkanı'nın özel doktorluğunu yaptığı ifade edilen kişilerin, Köşkün sağlık sisteminin oluşturulmasında ve uygulanmasında ciddi bir şekilde hatalı/kusurlu oldukları kanaatine varılmıştır.''

-Özal, hastaneye ulaştırıldığında yaşıyor muydu?

Cumhurbaşkanı Özal'ın 1993 yılı başından vefat ettiği güne kadar çalışma programlarının planlandığı şekilde aksatılmadan yürütüldüğü bildirilen raporda, programların mevcut sağlık problemleri dikkate alınmaksızın yoğun bir şekilde hazırlandığı vurgulandı.

Raporda, Özal'ın hastaneye götürüldüğü ambulans ile ilgili olarak da ''araç içerisinde tıbbi donanımın bulunmadığı, sadece basit, eğimli bir sedyenin bulunduğu, şoför mahalli ile arka bölüm arasında açılıp kapanabilen sürgülü bir camın olduğu, arka bölümde sadece bir kişinin oturabileceği sabit koltuğun bulunduğu, aracın koldan vitesli mekanizmaya sahip olduğu'' belirtildi.

Merhum Cumhurbaşkanı Özal'ın hastaneye ulaştırıldığında 'ölü mü, sağ mı?' olduğu yönündeki tereddütlerin zaman zaman dile getirildiğine dikkat çekilen raporda, ''Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın hastaneye getirildiğinde tıbbi olarak öldüğü yönünde bir belirleme yapılamamakla birlikte; solunum aktivitesinin ve kalp ritminin bulunmadığı, göz bebeklerinin büyümüş olduğu (fixed dilate), nabzının atmadığı ve tansiyonunun alınmadığı hususlarının tespit edildiği'' kaydedildi.

-Tıbbi Uzmanlar Heyetinin tespiti ve değerlendirmesi

Raporda, Özal'a Hacattepe Üniversitesi Hastanesi'nde yapılan müdale sürecine ilişkin Tıbbi Uzmanlar Heyeti'nin değerlendirmelerine de yer verildi.

Heyetin değerlendirmesinde, ''Merhum Cumhurbaşkanının Hacettepe Hastanesine kabulünde yapılan ilk tıbbi muayenelerde kalp aktivitesinin, spontan solunumunun ve tansiyonun olmadığı, pupillerin fiks ve dilate olduğu tespit edilmiş olması adli tıp açısından somatik ölüm (insan vücudundaki üç ana sistemden, dolaşım ve solunum sistemlerinin yapay destek almaksızın çalışmaması ve santral sinir sistemi fonksiyonlarının durması somatik ölüm olarak tanımlanmaktadır) olarak bilinen duruma uygun olduğu kanaatini oluşturmaktadır. Ölüm anı Merhumun ilk düştüğü an olarak kabul edilir ise aradan bu kadar uzun süre geçtikten sonra kişinin hayata dönmesinin mümkün olmadığı tıbben kabul edilen bir gerçektir'' ifadeleri kullanıldı.

-Özal'ın naaşına otopsi yapılması

Cumhurbaşkanı Özal'ın naaşı üzerinde ''otopsi konusunun hiç gündeme gelmediği yönündeki beyanların, otopsi konusunun gündeme gelip değerlendirildiği yönündeki beyanlarla örtüşmediği'' bildirilen raporda ''Gerek Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde gerekse GATA'da Merhum Turgut Özal'ın naaşı üzerinde otopsi yapılması konusunun bir şekilde gündeme geldiği, ancak ailesinin (Sayın Semra Özal) istememesi gerekçe gösterilerek otopsi işleminin yapılmadığı kanaatine varılmıştır'' tespiti yer aldı.

AA