Advertisement

Ev hizmetlerinde çalışan temizlikçi ve gündelikçiler ile tarımda çalışan gündelikçi ve ameleler toplumun en alt tabakasını ve nüfusun büyük bir kısmını oluşturuyor. Fakat ne hikmetse Sosyal Güvenlik Kanunlar kapsamında olmadıkları gibi İş Kanunu kapsamında da değiller

Yürek dağlayan haberi 26 Ocak 2011 günü tüm görsel ve yazılı basında okudunuz. Ankara’nın Beypazarı İlçesi yakınlarında mevsimlik tarım işçilerini taşıyan minibüs, hatalı sollama yapınca karşı yönden gelen TIR ile çarpıştı. Minibüs, çarpmanın etkisiyle yol kenarına fırlayıp hurda yığınına dönerken kazada 12 kişi öldü, 5 kişi de ağır yaralandı.

HİZMETÇİLERİN VE TARIMDA ÇALIŞANLARIN KANUNU YOK
Ülkemizde, genel bir İş Kanunu’muz var, gazeteciler için 5954 sayılı Basın-İş Kanunu’muz var, gemi çalışanları için de Deniz-İş Kanunu’muz var ama maalesef tarım ve hava iş kanunları bir türlü bu Meclis’ten geçemediğinden tarım çalışanları ile havacılık çalışanları birçok haktan mahrumdur. Hava çalışanları kurdukları sendikalarıyla bu haklarını alabilirken en gariban tarım çalışanlarının iş hukukundan kaynaklanan hemen hiçbir hakkı yoktur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4’üncü maddesine göre 50 veya daha çok tarım işçisi olan işyerlerinde İş Kanunu uygulanacaktır da, ülkemizde 50’den çok tarım-orman işçisi çalıştıran kaç işveren vardır?
Yine, AK Parti zamanında TBMM’den geçirilen ve halen uygulanan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 6’ncı maddesi gereğince;
Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç) ile kamu idareleri hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar, sosyal sigortalı değillerdir. Yani, işverenleri onlar için SGK’ya prim ödemek zorunda değiller.
5510 sayılı Kanun’la 01.10.2008 günü ortadan kaldırılan uygulamayla tarımda ırgat, amele, yevmiyeci olarak çalışanlar (Süleyman Demirel tarafından yasalaştırılan) 2925 sayılı Tarım SSK Kanunu gereğince kendileri SSK’ya prim ödemek kaydıyla Tarım SSK’lı olabiliyorlardı. Maalesef bu uygulamayı da AK Parti ortadan kaldırdı ve bu kesim tamamen sigortasız kaldı.

YARALILAR, TEDAVİLERİNİ DE CEPLERİNDEN ÖDEYECEKLER
Olay bir trafik kazası olduğundan Sayıştay kararı gereğince, SGK tek bir kuruş tedavi parası ödemez. Götürüldükleri hastane tüm tedavi masraflarını yaralıların kendilerinden veya yakınlarından isteyecek. Üç senedir devam eden bu eziyetli uygulama halen TBMM’de görüşülmekte olan Torba Kanun ile ortadan kaldırılacak ama halen Kanun Resmi Gazete’de yayınlanmadığından maalesef trafik kazalarında SGK tedavi parasını ödemiyor. 19 Kasım 2009 günü gazetelerde çok küçük olarak yer verilen bir haber vardı, “Otobüs bekleyen temizlikçi kadınlar kazada can verdi” diye başlayan habere, “Pendik Kurtköy’de, lüks villalarda temizlik yaptıkları öğrenilen ve otobüs durağında bekleyen 3 kadına kontrolden çıkan otomobil çarptı. Kazada, 3 kadın feci şekilde can verdi” diye devam ediyordu.
Ne yazık ki sosyal güvenceye en çok ihtiyacı olan toplumun en alt gelir grubundaki bu insanlara İş Kanunu ve Sosyal Güvenlik Kanunu uygulanmıyor.

ŞİMDİ ÖLDÜKLERİYLE KALDILAR
İş Kanunu ve Sosyal Güvenlik Kanunları kapsamında olsalardı geride kalan eş ve çocuklarına devlet ve Sosyal Güvenlik Kurumu sahip çıkacaktı. Öncelikle, Sosyal Güvenlik Kanunları kapsamında olsaydılar;
1-Olay iş kazası sayılacak ve hiç sigortaları olmamış dahi olsa geride kalan eş ve çocuklara iş kazası ölüm geliri bağlanacaktı.
2-Sonra, vefat edenlerin toplam 1800 günleri veya 5 yıllık sigortaları ve bu süre içinde 900 günleri olsaydı ikinci bir kere ölüm aylığı bağlanacaktı. Yani geride kalanlar çift emekli aylığı alacaktı.
3-İşverene karşı maddimanevi tazminat davası açarak destekten yoksunluk tazminatı alabileceklerdi.
İş Kanunu kapsamında olsaydılar;
1-Geride kalanlara kıdem tazminatı ödenecekti.
2-İşverenin ödemediği yıllık izin paralarını alacaklardı.
3-Hak edilmiş ama henüz ödenmemiş ücretlerini alabileceklerdi.
Ancak, ölen 12 tarım işçisi ne İş Kanunu kapsamında ne de Sosyal Güvenlik kapsamında... Şimdi sadece günlük 20 lira yevmiye için öldükleriyle kaldılar. Hatta, daha işe gitme aşamasında oldukları için 20 lira bile alamadan vefat ettiler.