Advertisement

Uzun yıllar müfettişlik yaptım ve işveren denetledim. Denetimin hem işveren hem de müfettiş için ne kadar zor olduğunu bilirim. Şimdi 25 Şubat 2011 günü Resmi Gazete'de yayınlanan Torba Kanun'la, İş Kanunu'yla ilgili denetimleri müfettişler yerine Bölge Çalışma Müdürlüğü'nün memurları yapacaklar

25 Şubat 2011 günü Resmi Gazete'de yayınlanan Torba Kanun'la İş Kanunu'nda bazı değişiklikler yapıldı. Denetim de ikiye ayrıldı. İşçilerin işten çıkmadan evvel
verdiği şikâyet dilekçeleri ayrı, işten ayrıldıktan sonra verdikleri şikâyet dilekçeleri ayrı bir prosedürle inceleme ve denetime tabi tutulacak. Yani, işten çıktıktan sonra "Kıdem tazminatım, ihbar param, fazla mesai param ödenmedi" diyenlerin şikâyetlerini memurlar inceleyecek. İşverenlerden defter, belge talep edecekler ve sonuca göre de karar verecekler. Bu arada defter, belge götürmeyen veya eksik götüren işverenlere de 9862 lira ceza kesebilecekler. Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6111 Sayılı Kanun'un 77. Maddesi ile 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 91. Maddesi'nin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere "30/1/1950 tarihli ve 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 10'uncu maddesine istinaden iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikâyetleri Çalışma Bakanlığı bölge müdürlüklerince incelenir" hükmü eklenmiştir. Bu düzenlemeye göre 25.02.2011 tarihinden itibaren bölge müdürlüğü memurları, iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikâyetlerini inceleyecek ve sonuçlandıracaklardır.

AKSİ KANITLANANA KADAR TUTANAK GEÇERLİDİR
Benzer şekilde yine aynı kanunda, 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 92. Maddesi'nin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere "4857 Sayılı Kanun'un 92. Maddesi'nin ikinci ve üçüncü fıkraları değiştirilerek, "İş müfettişlerinin birinci fıkrada yazılı görevlerini yapmaları için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek, bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler. Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikâyetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir" hükmü eklenmiştir.

 

Bakalım 2-3 günlük eğitimle olacak mı?
Kanun hükmüne göre işçi şikâyetlerini inceleyen memurlara geniş yetkiler verilmiştir. Bu bağlamda memurlar tarafından tutulan tutanaklar, aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olacak ve işverenlere kayıt ve belge ibraz etmedikleri takdirde bölge müdürlüğü şikâyet inceleme memurları tarafından 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 107/A maddesine göre idari para cezası uygulanacaktır. Böyle önemli bir konudaki inceleme yetkisinin bölge müdürlüklerindeki sıradan ortaokul ve lise mezunu memurlara yaptırılması, kalitenin(!) ne kadar artırılacağını gösteriyor. Ben de durumu netleştirmek için Bölge Müdürlüğü'nde çalışan memurlara sordum. "Bu işi nasıl yapacaksınız" diye. "Tecrübemiz var" dediler. "Ne kadar tecrübeniz var" dedim. "Daha önce 7-8 ay yaptık" dediler. "Eğitim aldınız mı" dedim. "Evet, mart ayında Ankara'da 2 gün eğitim verildi" dediler. Siz memura 2-3 günlük eğitimle inceleme yaptırıyorsunuz, bakalım sonrası ne olacak?

 

POLİSLERDEN MEKTUP VAR
Ek gösterge konusunda mağduriyet giderilmeli

Biz polis memurlarının, bir konudaki sıkıntı ve mağduriyetinin sizlerin aracılığıyla gündeme getirilip yıllardır bizim bu mağduriyetimizi göz ardı eden yetkililere ulaşmamıza vesile olmanızı istiyoruz.
İçişleri Bakanlığı' na bağlı olarak;
1- Jandarma Genel Komutanlığı personelinin maaş ek göstergesi 926 sayılı TSK Personel Kanunu'nun ek gösterge cetvelinde 1. derece astsubaylar için 3600 olarak gösterilmiştir.
2- Emniyet teşkilatı personelinin 657 Sayılı Devlet Kanunu'nun ek gösterge cetvelinde yüksekokul polis memurları ise 2200 olarak gösterilmiştir. Aynı bakanlığa bağlı, aynı şekilde güvenlik teşkilatı olarak görev yapan, sadece görev alanları değişik iki farklı kurum personelinin iki ayrı yasaya tabi olmaları ve 926 sayılı yasanın ekinde yer alan, ek göstergelerin biz emniyet hizmetleri personelinin ek göstergelerinden çok yüksek olması, ayrıca derece ve kıdem yönünden daha düşük durumdaki Jandarma Genel Komutanlığı personelinin ek göstergelerinin de bizlere göre yüksek olması, aynı haklar yönünden mağduriyetimize yol açmaktadır. "Eşit işe eşit ücret prensibi" gereği, görevde ve emeklilikte ücret adaletsizliğinin giderilmesi çerçevesinde mağduriyetimizin giderilmesi yasal düzenlemeyle olabileceğinden, 926 sayılı yasada yer alan ek gösterge tablosunun 657 sayılı yasanın 239. maddesinin ekinde emniyet ve güvenlik hizmeti sınıfı adı altında birleştirilmesi için, Bakanlar Kurulu ve yüce Meclis'imizde bu konunun yetkililer tarafından gündeme getirilerek yukarıda izah edilen aykırılığın lehimize düzenlenmesinin, 10 Nisan bayramında tüm teşkilat için en güzel hediye olacağına inanıyoruz.

 

Dernek emekliden 18 lira aidat kesiyor

HT Ekonomi'de 19 Mart 2011'de yer verdiğimiz 'Derneğin aidat kesintisi 24 lira ile emekli zammının 4 katı arttı' başlıklı Ali Tezel'in yazısına Türkiye Emekliler Derneği'nden açıklama geldi. Açıklamada derneğin kestiği aidatın 24 lira değil 18 lira olduğu ve sadece üyelerden kesildiği ifade edildi. Derneğin sadece üyesi olan 550 bin emekliden aylık 1.5 lira aidat aldığı ve yurt çapında 9 şubesiyle ve sosyal tesisleriyle hizmet sunmaya çalıştığı belirtilen açıklamada şöyle denildi: "Dernek mağdur durumdaki üyelerinin yüksek öğrenim gören çocuklarına eğitim bursu desteği sağlıyor. Bunun yanı sıra üyelerine gıda, giyim ve yakacak yardımı konularında da destek veren dernek üyelerine kefil oluyor." Derneğin ayrıca başta sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan sorunlar olmak üzere üyelerine ücretsiz hukuki danışmanlık hizmeti de sunduğu belirtilen açıklamada "Dernek tarafından emeklilerin hak ve çıkarlarını korumak için açılmış 8 ayrı davadan birisi de Aile Hekimi uygulamasında katkı payını kaldıran Danıştay başvurusu olmuştur. Bu dava kazanılarak katkı payı uygulamasına son verilmiştir" denildi.