BX2019'da neler oldu?
Davranışsal bilim dünyasının en önde gelen isimlerini bir araya getiren Behavioral Exchange 2019 konferansı İngiltere’nin başkenti Londra’da 5-6 Eylül tarihlerinde gerçekleştirildi.
Aralarında Duke Üniversitesi Profesörü Dan Ariely, eski ABD Başkanı Barack Obama’nın danışmanı Cass Sunstein ve 2013 Nobel Ekonomi Ödülü sahibi Robert Shiller gibi isimlerin de bulunduğu isimleri izlemek ve tartışmak üzere binin üzerinde psikolog, politika yapıcı, öğrenci, akademisyen ve özel sektör çalışanı, İngiliz parlamentosunun hemen karşısındaki Queen Elizabeth II konferans merkezinde buluştu.
Hollanda, Brezilya, İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri gibi 30’un üzerinde ülkeden katılımcının yanında, BIT ile ihracatçıların desteklere daha fazla ulaşmasını sağlamak üzere çalışmalar gerçekleştiren Türkiye Davranışsal Aksiyon Takımı’ndan Bilge Kale de katıldı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Cass Sunstein, Arap Baharı ve Bolşevik Devrimi gibi toplumsal hareketlerin neden beklenmedik anlarda patlayıcı bir şekilde ortaya çıktığını anlattı.
Konuşmasına Suudi Arabistan’da genç erkeklerle yaptığı bir çalışmayı anlatarak başlayan Sunstein, “Bu ülkedeki gençlere eşlerinin özel sektörde çalışmaları hakkında ne düşündüklerini sorduğumuzda bundan çok mutlu olacaklarını söylediler. Fakat komşularının bunun hakkında ne düşüneceğini sorduğumuzda hemen hemen hepsi komşuların buna sıcak bakmayacağını söyledi. Oysa birbirleri hakkında konuşuyorlardı” dedi.
Benzer bir şekilde ABD’de konuştuğu fakat ismini vermek istemediği “çok önemli” bir sporcu ile anısını anlatan Sunstein, “Ona ‘düşün ki maçın son saniyesi ve top senin ellerinde. Herkes sana bakıyor ve bütün sorumluluk senin omuzlarında. Bundan hoşlanıyor musun?’ dedim. Bu soruyu ona sorduğumda odada 12 kişi vardı. Bana baktı ve ‘Şaka mı yapıyorsun? Buna bayılıyorum. Bu oyunu severek oynuyorum ve o kısım da en sevdiğim şey’ dedi.
Kendisini daha sonra yalnız gördüğümde yine sordum. ‘Bana gerçekten dürüstçe cevap verdin mi?’
‘Pekala, dürüst cevabımı mı istiyorsun? Topun son saniyede bana gelmesi ve son atağı yapmaktan nefret ediyorum. Herkesin umudu senin üzerinde oluyor. Başarısız olursam gece yatamıyorum, çok yıpranıyorum.’”
Sunstein insanların toplum içerisinde söyledikleriyle kafalarında asıl düşündüklerinin çoğu zaman farklı olduğunu ve gerçek düşüncelerini yalnızca aynı fikirleri paylaşan bir grup içinde paylaştıklarını söylüyor.
“Ve bu grubun fitili yandığında her şey öyle hızlı gelişiyor ki… Gerek Fransız devrimi, gerek Bolşevik devrimi gerek de Arap Baharı’na öncülük eden liderler bu hareketler tüm şiddetiyle başladığında büyük şaşkınlık içerisindeydiler. Liderler bu olayların olacağını yalnızca tahmin ediyorlar, gerçekten ne zaman olabileceğini ise kestiremiyorlar. İnsanların kafalarının içinde ne var bilmiyoruz; bu bir sorun ve aynı zamanda bir fırsat.”
Shiller: Yalnızca konuşarak ekonomik kriz yaratmak mümkün
Yale profesörü Robert Shiller da Sunstein’in ardından yaptığı açıklamada sosyal bilimlerin içerisinde “söylemlerin” etkisinin en az ekonomide araştırıldığını belirtti. Bitcoin’den 2008 finansal krizine kadar birçok varlık balonu ve ekonomik krizde basının, siyasetçilerin ve akademik çevrelerin söylemlerinin rolü olduğunu söyleyen Shiller, “Bakın Bitcoin’de şu an konuşulan şey dijital paraları üreten bilgisayar dâhilerinin ne kadar akıllı olduğu değil. Bitcoin’i gençlerin gözünde ‘cool’ yapan şey Satoshi Nakamoto diye esrarengiz bir ismin sisteme başkaldırması ve tüm konsept üzerindeki gizemlilik” dedi.
Shiller şu an ABD’de süregelen “getiri eğrisinin tersine dönmesi” konusuna da değindi. Bunun kendi kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşebileceğini söyleyen Shiller, ABD ekonomik göstergelerinin bir resesyona işaret etmese de bu söylemlerin tüketici ve yatırımcı davranışlarını değiştirerek hiç yoktan bir resesyonu yaratabileceğini belirtti.
Konferansın açılışında en çok dikkat çeken konuşmalardan bir diğeri ise BIT CEO’su David Halpern tarafından yapıldı. Halpern, BIT’nin kurulmasının üzerinden henüz 10 yıl geçmesine rağmen hükümete yılda 1 milyar dolardan fazla para kazandıran proje sayılarının 12’yi geçtiğini anlattı.
Projelerinin özellikle toplu taşıma ve vergi toplamada verimliliği artırdığını söyleyen Halpern, insanların sigarayı bırakmaları konusunda da büyük başarılara eriştiklerini söyledi. Halpern, konuşmasını “Bu yalnızca bir başlangıç. Davranışsal bilim alanı önümüzdeki 10 yıl içerisinde çok daha büyük bir hale gelecek” diyerek sonlandırdı.
“Davranışsal olarak Türkiye çok ilginç bir ülke”
Konferansın genelinde çok rahat bir hava hakim sürerken, Robert Shiller ve Dan Ariely gibi isimlerle oturum aralarında kolayca sohbet edebilmek için hiçbir engel bulunmuyordu.
Bu fırsatları değerlendirerek iki isme de Türkiye hakkındaki görüşlerini sorduğumda doğal olarak ülkeyi “çok ilginç” bulduklarını belirttiler. Shiller, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üslubuna değinerek “Erdoğan’ın konuşmalarını televizyondan altyazılı izliyorum. Trump ile tarzları çok farklı ve bence sinirli değil” dedi.
“Bu söylediğiniz ilginç çünkü Erdoğan’ın sinirli bir kişiliğe sahip olduğuna dair bir kanı da var. Size çeviri ve dil farkından böyle geliyor olmasın?”
“Hayır. Ben genelde sinirli bir ruh halini algılayabiliyorum. Vücut hareketleri, ses tonu, bana sinirli gelmiyor. Ama Türkiye genel olarak bakıldığında ekonomi politikaları ve tüketim açısından enteresan bir ülke.”
Shiller’la olan kısa sohbetimizden sonra koridorda karşılaştığım Dan Ariely’ye de bu soruyu sordum.
“Sizce Erdoğan sinirli bir karakter mi? Shiller sinirli olmadığını düşünüyor.”
“Bence de Shiller haklı. Erdoğan’ın farklı bir tarzı var, onu tam olarak nasıl açıklayacağımı bilmiyorum ama Trump’a baktığımda Erdoğan bana sinirli gelmiyor.” Ariely ayrıca Duke Üniversitesi’ndeki ekibiyle beraber Türkiye hakkında bazı projeleri olduğunu ve bunun için Ticaret Bakanlığı ve Nudge Turkey ekibi ile bağlantıya geçmek istediklerini de aktardı.
Behavioral Exchange konferanslarının en kalabalıkları Londra’da gerçekleşse de fırsatını bulduğunuz takdirde önümüzdeki yıl Temmuz ayında Toronto’da yapılacak konferansa gitmenizi tavsiye ederim. İçinde bulunduğumuz yeni dönemin en önemli ve en çok gelecek vadeden alanlarından birine yön veren insanlarla tanışmak adına çok önemli bir fırsat olacaktır.