Advertisement

Hafta boyunca değer kaybeden altın fiyatı Cuma günü tarım dışı isdihdam rakamlarının piyasa beklentileri altında açıklanması (160.000 yerine 115.000) ile biraz toparladı ama toparlanma sınırlıydı. Öncelikle, Chicago Merchantile Exchange (CME) birçok emtia ama özellikle petrol kontratları için 07 Mayıs’dan itibaren teminatları artırma kararı petrol fiyatında aşırı olumsuz tepki gösterdi ve sert düşen petrol fiyatı altın fiyatının yükselmesini frenledi. Ayrıca, AMB başkanının bölge ekonomisinde belirsizliğinin arttığını ifade etmesi doğal olarak altın fiyatının desteklemesine rağmen euro’nun dolar karşısında zayıflaması yada doların güçlenmesi de altın fiyatının daha fazla yükselmesine engel oldu. Bu hafta AB’de seçimler ve doların seyri bu senaryoyu netleştirip altın fiyatına hareketlilik getirebilir.

Ancak, altın fiyatı yatay seyrinde ısrar ediyor. Altın’ın fiyatlanması emtia özelliği yanısıra finansal bir enstrüman olması sebebiyle diğer emtialara kıyasla daha karmaşık.

Bir yanda açık pozisyon sayısı (Open İnterest) azalıyor, yani altın piyasasına taze para girmiyor ama ciddi bir düşüş de gözlenmiyor, 1613 üzerinde destek görüyor! Herhalde Merkez Bankaları, dolar, euro, sterlin ve diğer kağıt para birimlerine karşı korunma amaçlı altın rezervlerini artırıyorlar. Nitekim “Dünya Altın Konsey”ine göre bu alanda faaliyet yoğun. Meksika, Rusya 16 ton üzerinde TCMB ise 11.5 ton altın satın almış görünüyor.

Öte yanda, üretici (madenler) korunma amaçlı faaliyetler oldukça düşük. Haftanın takas rakamlarına göre üreticilerin açık pozisyon sayısı düşüyor. Eğer üreticilerin altın fiyatının daha fazla düşeceği beklentileri olsaydı korunma amaçlı açık pozisyonları artar ve aşağı yönde baskı oluşturdu.


 
Dolayısıyla, bu baskılar çerçevesinde düzeltme süreci devam ediyor. Yani, destek seviyelerine gerilediğinde (1600-1620) Merkez Banka’larının satın alma faaliyetlerinin arttığı buna karşı hedge amaçlı satış faaliyetlerinin düşük olması altın fiyatında yatay seyri devam ettiriyor. Ayrıca, Hindistan rupesinin değerlenmesi ve spot piyasada satın alma faaliyetlerinin eksikliği de yönsüzlüğün diğer nedeni.

Altın piyasasında gözlenen yatay seyri başka bir perspektifden değerlendirmem gerekirse;  Elbette, altın fiyatının zirveden 250 dolar düşmesi 11 yıldan bu yana süren yükselme trendinin sonuna mı gelindi? sorusu bazıları tarafından daha sık gündeme getiriliyor. Altın fiyatı biraz daha gerileyebilir ama uzun vade yükselme eğilimi devam edecektir. Bu kadar uzun süren yükselme trendinde altın fiyatının yeniden yükselmek üzere dip yapması ay’lar çekebilir. Bu günlerde olduğu gibi oynaklığın ve günlük işlem aralığının (range) düşmesi doğaldır. Genel ilginin azalması da dip oluşumunun bir göstergesidir. Ama dibin geride kaldığı yada teyid edilmesi maalesef altın fiyatı yükselmeye başladıktan sonra gözlenir.
    
Teknik olarak, haftanın dört günü düştükten sonar Cuma günü sınırlı da olsa altın fiyatı yükseldi. Ancak, 100 günlük hareketli ortalamasını (1674) bir türlü aşamayan altın fiyatı yatay bandının alt ucuna doğru geriliyor. 13 Mart’dan bu yana 100 günlük hareketli ortalamasını üç kez deneyip üstüne çıkamaması sebebiyle artık destek seviyesine (1613) geri dönmesi olası daha kuvvetli görünüyor. Şu haliyle altın piyasasında yatay (nötr) beklenti devam ediyor, 1613 altında yada 1674 (100 gün HO) üzerinde işlem görmedikçe yön tayininde beklenti yok.


 
Şimdilik, ne opsiyon piyasalarında da hareketlilik nede 1600- 1700 dolar/ons arasında sıkışık seyiri değiştirecek gelişme görülmüyor. Kaldıraç kullanan profesyon trader’lar “Range trade” denilen ve bu bandın alt kısmında satın alıp (stop-loss kullanmak koşulu ile) bandın üst kısmında (yine stop-loss) satış yaparak pozisyon taşıyorlar.