Merkez Bankası dün Para Piyasası Kurulu tutanaklarını açıkladı. Beklendiği gibi, faiz %5,75 seviyesinde kaldı. TCMB yine piyasanın büyük çoğunluğunun beklediği gibi faiz koridorunun üst bandında bir daraltma yapmadı. Bunun dışında altın cinsinden tutulan munzam karşılıkların oranını %10'dan %20'ye çekti. Bu sayede piyasaya 6 milyar TL ekstra likidite sağlamış oldu. Diğer yandan da aylık repo ihalelerinde verdiği parayı azaltarak, vermiş olduğu likiditeyi geri çekti.

Nette baktığımızda ekstra likidite yok, faiz koridoru ile oynanmıyor ve enflasyon vurgusuna devam ediliyor sonucu çıktı PPK tutanaklarından.

İstisnai günlere devam kararı

Ancak dün PPK tutunaklarının arkasından en büyük soru işareti hala cevapsız kaldı. İstisnai günler devam edecek mi?

Bu sorunun cevabı da sabah geldi. Merkez Bankası %5,75 ile likidite veridiği haftalık repoyu bu sabah açmadı. Yani parasal sıkılaştırmaya devam ediyor mesajının altını çizmiş oldu.

Merkez neden sıkılaştırmada ısrarcı?

Gafikte görüleceği üzere Türk Lirası'nın son 1 ayki hareketlerinde diğer ülke kurlarından ayrışma var. Bu ayrışmanın sebepleri aşikar. Yükselen petrol fiyatları, cari açık kaygısı gibi konular tekrar Türkiye'nin önüne hesap olarak getiriliyor.

Peki Merkez Bankası bu noktada ne yapabilir?

Grafikte görüleceği gibi Merkez Bankası son 1 aydır kur üzerinde etkisi olabilecek hareketler yapıyor. MB, Şubat sonunda faiz koridorunu indirdi ve TL diğer EM ( gelişmekte olan ülke ) kurlarına göre negatif ayrıştı. Bu sürecin sonunda Mart sonunda dolar karşısında 1,82'yi gören TL, sepet kurda da 2,12 seviyesini gördü. Arkasından Merkez Bankası'nın ikinci dokunuşu geldi. Bu sefer likidite sıkılmaya başlandı. Bu hamle ile de Dolar/TL 1,78'e ve sepet kur da 2,08' e geriledi.

Görüleceği gibi TL diğer kurlardan farklı olarak şu ara Merkez Bankası'nın hamlelelerine çok duyarlı. Çünkü piyasa enflasyon konusunda net ifadeler arıyor. Siz ne kadar esnek politikalar, esnek faiz koridoru da deseniz, özellikle havanın bulutlandığı anlarda enflasyon konusu önem kazanıyor.