Advertisement

Korkulan oldu. ABD Tarım Dışı istihdam verisi beklenenin üzerinde geldi. ABD'de hükümetin nerdeyse yarısında kapalı olduğu Ekim ayında beklenenin neredeyse 2 katı fazla bir istihdam olmuş. Ekim ayında ABD ekonomisi 204.000 kişilik tarım dışı istihdam yaratmış. Üstelik Eylül ayında 148.000 geldiği için "işler yolunda gitmediği" düşünülen istihdam rakamı rakamı da 163.000'e çıkarılmış vaziyette. Böylece yıl başından beri ABD ekonomisi ortalama 185.000 kişilik bır istihdam yaratır hale geldi.

Hesaplar yeniden şaştı

Hafta boyunca ABD ekonomisinden gelen veriler ekonomide toparlanma olduğu yönündeydi. Chicago PMI verisinden Sanayi üretim verisine kadar. Hatta hafta içinde açıklanan III. çeyrek büyüme verisi de % 2.8 ile başka bir pozitif sürpriz yapmıştı. Ama en son gelen Tarım Dışı İstiham verisi, ekonomide toparlanma olduğu algısı yaratması açısından en etkilisi oldu.


Veri sonrası piyasalarda sert satış..

İstihdam verisi sonrasında en sert tepkiyi ABD 10 yıllık tahvil faizleri verdi. %2.60'lar seviyesinde seyreden 10 yıllık tahvil faizleri %2.75 ile son 1 ayın zirvesine çıktı. Diğer sert tepki de ABD Dolar endeksinden geldi. Endeks 81.40 seviyesi ile Eylül ortasındaki yerine geri döndü. Bu gelişmeler yaşanırken aynı anda gelişmekte olan ülke hisselerinde ve kurlarında sert satışlar gördük. Başta BIST 100 olmak üzere Brezilya, Meksika gibi gelişmekte olan ülke hisse senetlerinde %2'lere yaklaşan satışlar görüldü. Ayrıca kur cephesinde de ağırlıka Doğu Avrupa Kurları olamak üzere tüm EM kurlarında ciddi değer kayıpları gözleniyor.

Bundan sonra ne olacak?

İşte herkesin cevabını aradığı soru. Kısa cevap verecek olursak; bundan sonra piyasaların "normalleşmesine" alışacağız. Bir başka ifade ile FED'in kendi ekonomisi toparlansın diye başlattığı ve son 4 senedir devam eden "para basma şenlikleri" sona eriyor. Son gelen istihdam verisi tapering yani tahvil alım programının azaltımın eli kulağunda olacağını söylüyor.

Türkiye bu işten nasıl etkilenecek?

Diğer bütün gelişmekte olan ülkeler gibi "negatif" etkilenecek. ABD'de faizler bundan sonra kademeli yükselişini sürdürecekleri için Türkiye'de ve diğer EM ülkelerinde de faizler yükselecek ve yüksek kalacak. Global likidite aslında hala bol olmakla beraber bundan sonra gideceği limanları seçerken "daha seçici" olacağı için bütün gelişmekte olan ülkeler gibi Türkiye de bundan etkilenecek. Daha Az sıcak para gelecek. Gelen de daha yüksek faiz isteyecek. Türkiye'den de Brezilya'dan da Hindistan'dan da. Bu süreç bir süre bütün gelişen ülkelerin canını sıkacak taa ki yeni dengeler oluşup yatırımcı yeniden gelişen ülke riski almak isteyene kadar.

Bu süreci en Az hasarla nasıl atlatırız?

Sanırım en can alıcı kısmı burası. Olayın iyi analizini yapıp, oyunun kurallarının değiştiğini erken kavrarsak az hasarla atlatmamız söz konusu olabilir.

İlk olarak mali politikalarda tutarlı ve güven veren duruşumuzu korumalıyız. En son ihtiyacımız olacak şey "ikiz açıklar" olacağı için bütçe ve kamu harcamaları konusundaki hassasiyetimizi sürdürmemiz elzem. Ayrıca hızlı artış gösterek yumuşak karnımız olmaya doğru giden hane halkı harcamaları ve alarm seviyesine gerileyen tasarruflar için alınan önlemlerin ne kadar yerinde olduğu anlaşılıyor.

Para politikaları konusunda ise ciddi bir öngörülebilirlilik ilk ihtiyacımız olan şey gibi gözüküyor. Özellikle çekirdek enflasyonun son 1.5 yılın en yükseğine çıktığı bir noktada piyasa bize enflasyon hedeflemesi konusunda daha fazla "ıskalama" şansı vermeyebilir. Ayrıca kuru belli bir seviyede tutmak ister gibi bir politika içine girmek ya da değer kaybını engellemeye çalışmak da böyle ortamda piyasanın bizi test etmesine davetiye çıkartmak olabilir.

Son söz,
Birçok artı noktamız ve diğer EM ülkelerine göre göreceli üstünlüğümüz var. Çürük elmalar temizlendikten sonra kalan sağlar arasında kalacağımıza inancım tam. Ancak süreç meşakkatli, yol engebeli.