2017’de piyasayı yanıltan iki temel gerçekleşme oldu. Bunlardan ilki büyümenin bu denli güçlü ve genele yayılmış olması; ikincisi de €/$ paritesinde 2017 başında yapılan 1.05 civarı beklentilerin boşa çıkması ve yerini 1.20’lere bırakması idi.

Bu yıla ilişkin ise üç ortak fikir genele yayılmış durumda. Dünyada güçlü büyümenin devamı, ABD tarafında yılın ikinci yarısında enflasyonun geleceği ve para politikası desteğinin giderek azalması.

2017 yılında dünya Borsalarının bu denli ilgi görmesinin ardında yatan ana tema likidite bolluğu değil, büyümenin 2008 krizinden bu yana ilk defa 2017’de bu boyutta senkronize olması ve yüksek seyretmesi idi. Yoksa likidite konusu yeni değil; yıllardır var olan bir tema. 2018 ile 2017’nin birbirine benzer ve ayrışan iki yanı var.

  • 2017-2018 senkronize büyüme açısından birbirine muhtemelen benzeyecek ve karlılıklar sürecektir.
  • 2017-2018 farkı ise global para politikasında son 10 yıldır süregelen desteğin yalnızca sözel değil rakamsal bazda da major merkez bankalarınca değişecek olması ve global enflasyonun gündememize girmesi.

4 Major MB’nın 12 aylık kümüle bilanço değişimleri



Yukarıdaki grafikte de görüldüğü üzere, 2018 yılında, para politikasında ilk defa major merkez bankalarının hemen hepsinin bilanço büyümesi hızla yavaşlıyor olacak. FED negatife geçerken, AMB da yavaşlıyor olacak ve muhtemelen 2019’a doğru varlık alımını sonlandırmaya geçecek. Her ne kadar bu iki gerçek biliniyor olsa da, beklentiler gerçekleşirken piyasa reaksiyonunu bugünkü kadar kolay tahmin edemeyebiliriz. Muhtemelen tüm bunlar olurken enflasyon da yükseliyor olacak. Bilanço hareketlerine bir de normalleşen ekonomi ve artmaya başlayan bir enflasyon eşlik etmeye başladığında faizlerdeki hızlı yükseliş de kaçınılmaz hale gelebilir.

Dolayısıyla bugün enflasyona inanmayan ve ABD 10y faizi 2.50’lerin altında tutan piyasa, bu zaman zarfında beklenenin ötesinde hızlı bir fiyatlamaya gidebilir. Merkez Bankalarının 2008-2017 dönemindeki destekleyici politikalardan, artık yalnızca sözel değil fiilen de ayrılıyor olması ve enflasyonun geliyor olması, dünya finansal piyasalarının daha önce deneyimlediği bir süreç değil. Henüz deneyimlenmemiş bu tarz bir süreçte, piyasaların algısının ne olacağını öngörmek zor. Toplu ve hızlı hareket etme güdüsü gibi davranışsal finansın gündemine giren konular ön plana çıkacaktır. Bu dönemde ABD ve Avrupa’da enflasyon görece mutedil ve kademeli bir şekilde yükselirse piyasalarda ciddi bir panik görmeyiz. Olur da şu an öngörülenlerin aksine, enflasyonda beklenenin ötesinde bir hızlanma gerçekleşirse bu piyasaları huzursuz edecektir. Ki bu riski azımsamamak da fayda var.

2018 yılında global piyasalar için asıl risk global enflasyonun nasıl davranacağı. FED’in 3 mü 4 mü artıracağı, 10 yıllıkların hareketi ya da AMB’nin geride kalıp kalmadığı daha sonraki başlıklar.

Özetle, son 2-3 haftadır gözler yeniden başını yukarı çeviren ABD TÜFEX’lerde enflasyon beklentisine (USbreakeven 2y/10y) dönmüş durumda. Yılın tamamında muhtemelen takip etmemiz gereken grafik/rakam da bu olacaktır.  Her ne kadar ABD 10 yıllıklar 2.50’nin altında devam etse de enflasyon beklentilerinde fiyatlamalar hafiften başlıyor olabilir.

 

Advertisement