Advertisement

Dürüst olmak gerekirse, Salı sabahı itibariyle endişe ettiğimiz kadar kötü bir hafta olmuyor. Haftasonu piyasa Pazartesi günü nasıl zor bir gün olacağının stresini yaşamıştı. Haftasonu çeşitli toplantıların ardından Pazar akşamı ilk önlemi BDDK’dan gördük. Ardından dün sabah TCMB’nin hem döviz hem TL’ye ilişkin önlemleri sayesinde, $/TL’nin en azından 7.50’leri aşarak daha tatsız seviyelere gitmesinin önünü kesti.

Benzer şekilde bugün de TCMB faiz artırmasa dahi, geç likidite faizinden fonlama yaparak, fonlama faizini yükseltiyor. Londra ile swap ihale miktarını limitlerken, TCMB ile yapılan swap ihale miktarını artırarak daha fazla döviz sağlıyor vs.. Bu durumda da ellerinde döviz bulunan yatırımcıların dövizden TL mevduata dönme gibi tercihleri söz konusu. Ve dolar/TRY 6.50’nin altına inme çabasında. Doğru adımlar atılınca piyasa da gereken olumlu reaksiyonu veriyor.

Özetle iki gündür bir dizi alınan önlemler ile.. ki devamı sürekli olarak gelmekte adım adım.. yangını kontrol altına aldık gibi gözüküyor. Finansal piyasalarda yaşadığımız Cuma günkü panik de hafiflemiş durumda. Olumlu. TCMB de faiz artırmadan nereye kadar kontrol edebilirize bakıyor muhtemelen. Net ki bir faiz artışı beklememek lazım. Gerekli ama zor gözüküyor. Perşembe günü Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak’ın geniş katılımlı ve yabancılara yaptığı önemli bir telekonferansı olacak.

Buraya kadar kısa vade olanlar. Bir iki gündür. Yarın da Trump’tan gelen açıklamalara bakacak piyasa.

Orta uzun vade ise..

Her ne kadar bu son şiddetli hareketi tetikleyen ABD ilişkileri olsa da, kabul edelim ki makro dinamiklerimiz son 3-4 yıldır hızla zayıflamaktaydı ve biz hazırlıklı değildik. Neyse ki şu an yangın kontrol altına alınmış evet ama söndürme aşaması henüz net değil. $/TRY için bırakın 6.50 seviyesini, bu ekonomi için 5.00 bile çok yüksek bir seviye idi. TL yıl başından bu yana %70 değer kaybetti. Yangını kontrol ettik ama hasar 3 hafta öncesine göre maalesef çok daha yüksek. Hem özel sektör bilançolar hem bankalar için bundan sonrası bir miktar zor. Burada artık enflasyon şu seviyelere yükselecek diye analiz yapmak makul değil ve yersiz. Ekonominin çok uzun bir süre oldukça yavaş seyrettiği bir dönem kaçınılmaz. Önemli bilanço düzeltici önlemler almamız gerekecek. Bankalarımızın çevirmesi gereken sendikasyon kredileri var. Ekim ayında dış borç ödememiz 10-12 milyar dolar gibi bu yılın en yükselerinden bir tanesi.. Diğer yandan İspanya Fransa İtalya gibi ülkelerin Türkiye bankacılık sektöründe önemli payları mevcut. Türkiye’de daha ileri seviyedeki bir darboğaz Avrupa’yı da zorlar. Ki bunu euro dolar paritesini aşağı çekmemizden dahi anlayabiliriz.

Panik dinmiş olsa da ki azımsamayalım bu hakikaten çok önemli.. İktisadi açıdan büyüme tarafında bizi çok zor birkaç yıl bekliyor. Kontrolü son derece güç bir dış politika döneminden geçiyoruz. Kaldı ki buna sadece Türkiye değil, Rusya gibi ekonomiler de maruz kalmış durumda. Ve kurda yeni bir atak daha yaşamayacağımızın bir garantisi de yok. Bu durumda otoritelerin yapması gereken, her yeni haber akışında finansal sistemi rahatlatacak adımlar da geç kalmamaları. Adım atmak için illa ki TL’de iki günde %10 değer kaybı görmeye lüzum yok. Buna izin vermememiz gerek. Belli bedeller ödemeden bu durumu aşamayız maalesef, yeter ki teknik açıdan doğru adımlarla gelelim ki, yaşayacağımız bu darbogazın şiddetini ve vadesini kısaltalım. Kabul etmek teknik açıdan hızlı ve doğru önlem alma da yolunuzu açar. Öte yandan teknik açıdan son derece yanlış ve kirli bir haber akışı dönemindeyiz, vatandaş olarak da bunları filtreleyip, her habere inanmayıp, sakin kalmamızda kıymet var.