Advertisement

Piyasalarda, bir taraftan içeride OVP bekleyişi, İşbankası hisselerinin bir kısmının Hazine’ye devri ya da bankalardaki sorunlu kredilerin devletin dizayn ettiği bir kuruma aktarılması gibi detayları henüz belirsiz olan konular konuşulurken, bir taraftan da global tarafta pek çok gelişme oluyor.

Dolayısıyla içeriye konsantre olup dışarıda olup biteni de kaçırmamak lazım. Gelişmekte olan ekonomilerin gidişatına dair endişeler yükseliyor. Elbette her gelişen ekonomiyi aynı kefeye koymamak lazım, sağlıklı ekonomisi olanlar da var. Fakat Arjantin, Rusya, Brezilya, Endonezya, Güney Afrika, Türkiye gibi pek çok ekonominin kendine özel sorunları var ve bu sorunlar artan global faiz ortamında gelişmekte olan ülke sepetinde ve fiyatlamalarında baskı yaratmakta. 2020’ye doğru, tüm major merkez bankalarının verdiği toplam parasal enjeksiyon azalmaya başladığında, bu konu bir miktar daha stres yaratabilir.

Global tarafta tüm gözler yine Trump’ın (esasen sanırım ABD’nin) ticaret tarafında attığı agresif adımlarda. Son olarak Trump Çin’e, ek 200 mlr usd ithalatına %10 vergi uygulayacağını duyurdu. 24 Eylül’de devreye girecek. 1 Ocak 2019’da da bu %10’un %25’e yükseltilmesi söz konusu. Dahası, olur da Çin buna karşılık verir ise, yine üçüncü faz olarak da bir 267 mlr usd’lik ithalatına daha vergi konma olasılığı var. Dolayısıyla işler piyasanın düşündüğünden daha agresif bir hal almaya başladı. Hali hazırda zaten Çin’in ABD’ye 500-550 mlr usd civarında bir ithalatı ve 150 mlr usd ihracatı var yakın (yuvarlak rakamlardır). Dolayısıyla mevzu olan rakamlar Çin’in neredeyse tüm ithalatına vergi uygulanması anlamına geliyor. Bahsi geçen uygulamaların tamamı gerçekleşirse Çin’in büyümesinden 0.7-1 puan arası götürmesi söz konusu.

ABD’nin bu tavrı sadece Çin’i kapsamıyor. NAFTA’yı iptal edip esasen ikili anlaşmalar yapma arzusu var ve bu yönde de ilerliyor. Meksika örneği. Keza Kanada dirense dahi eli çok güçlü sayılmaz. Avrupa Birliği (otomotiv) ve hatta Japonya’ya kadar atılan adımlar var.   

Çin’in 2017 sonu toplam ithalatı 1.7 trl usd, ihracatı ise 2.2 trl usd. Dış ticaret fazlası var. %20’lik pay ile ABD en büyük ihracat partneri.

ABD’nin ise 2017 sonu toplam ihracatı 1.5 trl usd, ithalatı da 2.4 trl usd. Yüklü dış ticaret açığı var. En büyük ithalat partneri %22 ile Çin, ardından Meksika %13.4, Kanada %13, Japonya %6, Almanya %5.

Aşağıdaki tablodan da görüleceği üzere, ABD tüm bu ithalat partnerleriyle olan ticaret anlaşmalarını yenileme çabasında. Bugüne kadar atılan adımları, ve planlananların özeti aşağıdaki tabloda. Bu büyük resme bakınca, global krizden sonraki 10 yıl kendini toplamaya çabalayan bir ABD var. Ve ardından da global ekonomide alan kaybettiğinden dolayı bunu var gücüyle geri kazanma stratejisi olduğunu görebiliyoruz.