Advertisement

2018 3. Çeyrekte Türkiye ekonomisi  yıllık %1.6 büyüdü. Böylece yılbaşından bu yana, ilk 3 çeyrek ortalama büyüme yıllık %4.5 oldu.

3. çeyrek büyümesinde, kamu harcamalarının ve dış talebin katkısı pozitif iken, yatırım talebinin daraldığını görüyoruz, hane halkı ise az da olsa tüketimini reel bazda artırmayı başarmış.

%1.6’lık büyümeye kim ne kadar katkı sağlamış bakarsak;

  • 0.5 puanı iç talepten (yatırım+tüketim)
  • 6.7 gibi yüksek bir katkı dış talepten kaynaklanmış (yani ithalat %16 daralırken, ihracat %13 artmış)
  • Peki büyüme nasıl %1.6 gibi düşük gerçekleşmiş? Eksi 6 puan stok erimesinden gelmiş.
  • 0.5 + 6.7 - 5.6 = 1.6

İç talep 3. Çeyrekte halen büyümeye devam ederken, ithalatımız hızla düşmüş ve biz üretmek yerine stok eritmişiz ve ithalatı kesmişiz. Bu kadar şiddetli stok erimesi ve ithalat daralması geleceğe dair ne söylüyor?

  • Demek ki firmalarımız ithalatı tamamen kesip daha önce stoklarında bulunan, ve daha düşük maliyetli ürünleri satmışlar ve yeni stok biriktirmek için gereken ithalatı da halen yapmıyorlar.

  • İthalat yıllık %16 daralırken, 2009 Mart ayından bu yana (global kriz) stok erimesi ilk defa bu denli şiddetli olmuş.

  • Kur artışı sonrasında, bir taraftan enflasyonla mücadele kapsamında önlemler alınırken, bir taraftan da zaten düşük maliyetle stoklarda bulunan ürünler satılabilmiş. Yani normal şartlarda, krediler tarafında bu denli daralma görmemize rağmen, hanehalkı tüketimi, %1 gibi yavaş bir büyüme kaydetmiş.

  • Oysa ki en son bu derece şiddetli stok erimesi ve yüksek dış talep katkısı (ithalat daralması) gördüğümüz dönemde (2009 1. Çeyrek, global kriz dönemi) tüketim yıllık %10 daralırken, yatırımlar reel yıllık %35 düşmüş ve GSYH büyüme o çeyrekte yıllık %14 daralmıştı.

 

 

 

  • Peki tüketim tarafında bir sonraki çeyrek daralma başlar mı? Ağustos ayında kurda yaşadığımız düzeltme ancak Eylül ayında tüketiciye yansımaya başladı. Tüm çeyreği kapsamıyor. Dolayısıyla asıl daralmayı muhtemelen 4Ç18 ve sonrasında görebiliriz. Kredi büyümesi, otomotiv satışları gibi önemli göstergeler de benzer durumu işaret ediyor.

  • İkincisi de; ithal yoğun bir üretim modelimiz var. Stoklar bu denli şiddetli erirken, bundan sonraki dönemde yeni yapılacak ithalatın daha da maliyetli hale gelmesi ve bilançoların bozulması ithalat üzerinde baskı kuracaktır. Bu halihazırda ithalata dayalı olan üretimizi daha da baskılayacaktır. Yeni ürün ithal edenler ise maliyetlerini tüketiciye yansıtmak durumunda kalacaklarından, bu fiyatlardan alıcı azalır, tüketim gerçekleşmez.

  • Özetle, hemen birkaç çeyrek içinde ithal ikame ve maliyeti düşük bir üretim modeline de geçemeyeceğimize göre, bu stok erimesi bize 4Ç18 ve 1Ç19’da şiddetli bir tüketim daralmasına işaret etmekte.

  • Dış talep katkısının da bundan sonraki çeyrekler de bu derece yüksek olması zor. Çünkü ihracatımız ithalata dayalı. Bu şiddetteki ithalat daralması bir dönem sonra ihracatımızı da aşağı çekecektir.

  • Tüm bu büyüme senaryosunu atlatmamız, o da gereken bilanço düzeltmeleri yapılır ise, en iyi ihtimalle 2-3 çeyrek sürer. Dolayısıyla bugünkü büyüme rakamının detayları, bize daha da zor bir 2019’u anlatıyor.

  • Ayrıca 2019, tüm global büyüme senaryolarının şimdiden aşağı revize edildiği bir yıl. Global taraftan da geçtiğimiz 3-4 yılın aksine, destekleyici, parasal genişlemenin arttığı bir global ortam da olmayacak.