Haftaya TL üzerinde baskı ile başlıyoruz. Hem Trump’ın ekonomimize dair son attığı tweet, hem de TCMB toplantısı (Çarşamba) öncesi piyasaların erken gevşemeye dair duyduğu kaygının TL’de satışlara sebep olduğunu görüyoruz.

Genel olarak, para politikasında daha gevşek bir görünüm sergilemeye başlayan FED sonrasında, gelişmekte olan ülke para birimlerinde yılbaşından bu yana bir değer kazancı var. TL ise yılbaşından bu yana emsallerinden olumsuz ayrışmaya devam ediyor.  Geçtiğimiz üç haftaya bakarsak piyasa açısından bu ayrışmanın üç temel sebebi oldu.  

1. Aralık ayında düşük gelen enflasyon piyasada bir anda “acaba TCMB erken faiz indirir mi” endişesini tetikledi. Bu endişe Ocak ayında açıklanan düşük enflasyon rakamlarıyla daha da tetiklendi. Düşük gelen enflasyon rakamlarının kur üzerinde baskı yarattığı nadir ülkelerden biriyiz sanırım. Üstelik de global tarafta ortam destekleyici yani emsallerimizin arkasından rüzgar eserken.

2. Jeopolitik gelişmeler. Boltonla yapılan son görüşmelerin ardından gergin bir politik ortamın gündeme gelmesi, ve haftaya Trump’ın ekonomimize dair hiç de yerinde olmayan çıkışları piyasada Türkiye’nin fonlanmasına dair kaygıları artırdı.

3. Bunların üzerine halihazırda maliye politikalarına dair tetikte bekleyen bir piyasa varken, geçtiğimiz hafta ekonomiyi desteklemek adına atılan adımlar, yeniden seçim öncesi harcamalar çok artar mı endişesini artırdı.

Dikkat ederseniz aslında olan major bir gerçekleşme yokken, herşey algı ve endişe üzerinden gitmekte. Geçmiş dönemlerde ağzı çok yanmış olan piyasa, her ufak tedirginlikte şiddetli fiyatlama yapabilmekte. Bu algıyı düzeltemediğimiz sürece de bu tarz volatilitelere maruz kalacağız. Geçtiğimiz son bir yıla ve yaşananlara baktığımızda da haksız bir algı/korku diyemeyiz.

Bu görünümde en tatsız olan, global taraf ve gelişmekte olan ülke para birimleri iyi performans gösterirken bizim tekrar negatif ayrışıyor olmamızdır.

En kısa vadede Çarşamba günü TCMB toplantısını takip edeceğiz. Faiz indirimi beklenmiyor. Asıl tedirginlik yaratan toplantı Mart ayı toplantısı. Lakin bu hafta yapılacak olan toplantı notlarındaki cümleler kritik olacaktır. TCMB duruşunu aynı şekilde korursa TL için destekleyici olur. Diğer taraftan, notlarda iki kritik cümle var, biri sıkı duruşun korunacağına dair cümle. Diğeri de “...ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir” cümlesi. Bu iki cümlede bir miktar gevşemeyi işaret eden herhangi bir değişiklik, Mart ayında faiz indirimi geliyor mu endişesini de tetikleyebilir. Ve Mart ayı gibi erken gelen bir indirim, maalesef faizi düşürmek isterken ters etki yaratıp hem TL’yi rahatsız edebilir hem de piyasa faizini bono faizini yükseltebilir. TL’de bir dönemdir tedirginlik yaratan hikaye de bu.

Enflasyon bizim için çok büyük problem. Petrol fiyatlarındaki düşüş ve ekonominin baskı altında olması, ÖTV vs elbette enflasyonu aşağı çekmektedirEnflasyonumuz çok büyük bir aksilik olmazsa, kademeli düşecektir de. . Oysa yapısal bir düzelmeden henüz bahsetmek mümkün değil.  Lakin 2-3 aylık rakamlara bakarak, enflasyona dair trend değişti artık düşüyor analizi yapmak yanıltıcı olabilir. Enflasyonun düştüğüne ikna olan piyasa zaten bunu bono faizine de TL’ye yansıtır. Bunun aksi her durum/adım ters etki yaratma potansiyeline sahip. Burada piyasa fiyatlaması ve TL için en kritik kelime “ikna olmak”tır dersek, sanırım yanlış olmaz.

Yılbaşından bu yana TL’nin ve diğer para birimlerinin USD karşısındaki performansı

Advertisement