Advertisement

Son 1 haftadır zincirleme olumlu bir fiyatlama hareketi görmekteyiz. Temel iki soruyla karşılaşıyoruz. 1) Merkez Bankası’nın gerektiği miktarda faiz artışı yapacağına inanıyor musunuz? 2) Son gelişmelerin fiyatlaması çok mu abartıldı?

İkinci sorudan başlarsak. Son gelişmelerin fiyatlaması çok mu abartıldı?

Fiyatlamanın abartıldığını düşünmüyorum. Konu sadece faiz değil. Uzunca bir süredir var olan ekonomi yönetiminde, swap adımlarından aktif rasyosuna, kuru sabitlemekten bankacılık sektörüne aşırı müdahaleye kadar pek çok serbest piyasa ekonomisinden sapan adımlar atılmakta ve ekonomiye zarar vermekte idi. Bu da ülke risk primini yükseltirken, dövize en ihtiyacımız olan dönemde döviz bulamamızla ve rezervleri hızla boşaltmamızla sonuçlandı. Geldiğimiz noktada yüksek enflasyon, yüksek kur, çok aza inmiş döviz rezervi gibi sonuçlarla karşı karşıyayız. Bu denli kapsamlı ve hatalı bir ekonomi politikasının bırakılacağına dair atılan adımlar piyasa açısından son derece umut verici olumlu karşılandı. Algıda değişimin başlangıcı fiyatlaması gördük. Devamı gerçek aksiyonlara bağlı.

Piyasa ile iletişimin de şeffaflaştığı ve güçlendiği bir yönetim varsayımı altında, bundan sonrasında piyasa, isimlerden bağımsız aksiyonlara bakacaktır. Her zaman böyle olur. Aktif rasyosunun kalkması, para politikasının doğru net uygulanması, swap kanallarının açılması, enflasyonla doğru mücadele adımları gibi konular masada. Dolayısıyla şuana kadar ki fiyatlama bir umut ışığının ortaya çıkması ve algı ile alakalı. Bundan sonraki fiyatlama ise atılan doğru adımların gelip gelmeyeceği ile ilgili olacak.

Şunu da unutmayalım. Türkiye ekonomisinde iki temel sorun yüksek enflasyon ve dış finansman ihtiyacıdır. Ödemeler dengesi baskısını yaklaşık 4-5 aydır yaşıyoruz zaten. Bunların iki adımla çözülmesi söz konusu değil. O yüzden de hala kurun düştüğü yerden, içeride hem bireysellerin, hem de şirketlerin döviz almaya devam ettiğine şahit oluyoruz. Güven kazanmak zor bir iş. Yabancı tarafta ise az da girişler görmekteyiz bu olumlu. İşin başında olduğumuzu unutmayalım, uzunca bir sürüdür atılan yanlış adımların düzeltilmesi gerekmekte, bunların sonuçlarını almak da zaman alacaktır. Buradan hareketli kurdaki fiyatlama algı fiyatlaması ve bir umut ışığının yanmasıdır. Bundan sonrası atılacak adımların tutarlılığı, doğruluğu ve sürdürülebilirliği ile ilgili.

Birinci soruya dönersek, cevaplaması daha zor çünkü; Merkez Bankası’nın gerektiği miktarda faiz artışı yapacağına inanıyor musunuz?

Açıkçası TCMB’nin atması gereken adım çok da zor ve aşırı yüklü bir adım değil. Halihazırda merkez bankasının piyasayı fonladığı faiz zaten %14.50. Ve muhtemelen haftaya bu rakam geç likidite penceresi olan %14.75’e kadar çıkacak. Fakat politika faizi olan %10.25 kullanılmıyor. Teknik bir konu olduğu için uzun detay anlatmayacağım. Kısaca, merkez bankasının piyasayı fonladığı faize fiili olarak piyasa karar vermekte. Bu da geleneksel ihaleler ile yapılmakta. Orada da piyasanın istediği faiz ihalelerde %15’e gelmiş durumda. Oysa ki olması gereken merkez bankasının piyasanın önünde giderek kendisinin kısa vadeli faizleri oluşturması. Kontrol ancak bu şekilde sağlanabilir. Şu an kullanılmayan %10.25’in en az hali hazırda fiili olarak var olan faize getirilmesi lazım. Hatta bu tam anlamıyla bir faiz artışı olmayıp “para politikasında düzeltme ve sadeleşme adımı” olacaktır. Bu sebepten atılması çok zor bir adım değil. Hatırlayalım, piyasada kredi fiyatlaması da mevduat fiyatlaması da %14.75’ten (geç likidite faiz oranı) yapılmakta. Bunun normalde TCMB politika faizinden yapılıyor olması lazımdı. Fakat işler o denli karışınca fiyatlamalar buradan yapıldı. Bu durumda, TCMB 400-500 baz puan faiz artırınca yani faizi şuan zaten kullanılan yere çekince de kredi ve mevduat faizi aynı oranda yukarı kaymaz, fiyatlama hali hazırda o seviyeden. Sınırlı bir yükseliş olur.

Piyasa beklentisi de, hem yabancı kurumlarda hem de içeride 400-500 baz puan civarında. Daha önce de 200 baz puana kesin denirken gelmedi ve kur 8.50’ye sıçradı. Doğru olan yapılmadığında maalesef piyasa hızla geri fiyatlamasını yapıyor. Doğru adımın atılmasını çok da zor bulmuyorum. Efektif olan fonlama faizinin altındaki her adım, kullanılan faizin altında kalınması manası taşıyacağından verimli olmaz, gevşeme sinyali verir ki bunun da kredisi olmaz.

Herşeye rağmen piyasa bu adıma (haklı olarak) kesin gözüyle bakıyor ve tam fiyatlıyor diyemeyiz tahminimce. O yüzden o gün gelip de doğru adım atılır ise, bir tur daha olumlu fiyatlama görme ihtimalimiz mevcut. Umuyorum bu sefer şansımızı doğru kullanırız.