Advertisement

Bu yılın ocak ayında yaptığı tahminlerle karşılaştırıldığında, Uluslararası Para Fonu (IMF) son yayınladığı Dünya Ekonomik Görünümü (World Economic Outlook -WEO)) raporunda daha karamsar bir tablo çiziyor. Bu yıl küresel ekonominin geçen yıla göre yüzde 0.1 puan artarak yüzde 3.3 büyüyebileceği tahminini yapıyor. Halbuki bu rakam ocak ayında yapılan tahminde yüzde 3.5 idi.
Küresel ekonomik büyüme tahminindeki aşağı yöndeki güncelleme Amerika, Euro Bölgesi ve gelişmekte olan ekonomilerin beklenenden daha kötü bir performans gösterebileceği olasılığından kaynaklanıyor. Büyümede iyimser olunan tek ülke Japonya denilebilir. Son alınan genişlemeci önlemlerin çalışacağı yönünde bir izlenim var.
Son döneme damgasını vuran en büyük gelişme emtia fiyatlarında beklenenden çok daha derin gerçekleşen düşüşler. Brent petrol 120 dolarlardan gelip 100 doların altını gördü. Altının ons fiyatı 1700 doları geçmişken 1300 dolarlara geriledi. COMEX bakırın sterlin fiyatı 400 dolardan 300 dolara geldi.
Küresel ekonomide olumlu yönde küçümsenmeyecek bir "arz yönlü şok" yaşanıyor. Ekonomilerde olumlu yöndeki "arz yönlü şok" enflasyon tehdidi olmadan ekonomik büyümenin hızlanmasının zemini olarak kabul edilebilir. Üretim maliyeti düşerken, fiyat baskısı yaratmadan üretim artışı söz konusu. Bu durumda yoğun bir biçimde enerji ve diğer hammadde tüketen ekonomiler ek bir genişletici ivme kazanmış oluyorlar. Küresel krizin başında düşen hammadde fiyatlarının daha sonra küresel ekonomik büyümeye geçişi hızlandırdığı söylenebilir. Şimdi de bu yönde bir etki söz konusu olabilir.
Kısacası, yoğun hammadde kullanıcıları olumlu etkilenirken, hammadde üreticileri kaybedecekler. Amerika, Japonya ve Çin emtia fiyatları düşüşlerinden en fazla olumlu etkilenecek ülkeler.

KAZANACAKLAR
Son dönemde Amerika'da "parasal genişlemenin sonuna gelindi mi?" yönündeki sorgulamaların cevabı çok kısa sürede ortaya çıkabilir. Emtia fiyatlarındaki düşüşlerle ivme kazanabilecek Amerikan ekonomisinde yılın ikinci yarısında parasal genişlemeye son verilebilir. Olumlu yöndeki "arz yönlü şok" enflasyon baskısı yaratmayacağından, Amerikan Merkez Bankası kayda değer bir parasal sıkılaştırmaya gitme ihtiyacını da duymayacaktır.
Japonya zaten daha önce görülmemiş güçte parasal ve mali genişleme politikasını uygulamaya koydu. Enflasyon hedefini yıllık yüzde 2'de tespit etti. Olumlu yöndeki "arz yönlü şok" Japonya'da genişleyici politikalara tamamlayıcı bir işlev görecektir. Para ve maliye politikalarının etkinliğini artıracaktır. Buna karşılık, yüzde 2'lik enflasyon hedefine varmak daha uzun süre alabilecektir.
Büyüme ile enflasyon arasında daima bir seçime zorlanan Çin'de ise enflasyon tehdidi olmadan ekonomik büyümeyi hızlandırabilme şansı doğuyor. Çin bu şansı iyi kullanabilecek bir ekonomik örgütlenmeye sahip.

KAYBEDECEKLER
Emtia üreticileri kaybedecekler. Petrol üreticisi ülkeler, Rusya ve Afrika ülkeleri için büyüme tahminleri çok parlak değil. Gelişmelerden olumlu etkilenebilecek gelişmekte olan ekonomiler grubundaki ülkelerin başında Türkiye ve Doğu Avrupa ülkeleri geliyor. Gelişmekte olan ülkelerin ortalaması ise çok parlak olmayabilir. WEO raporunda yapılan tahminler doğrultusunda gelişmekte olan ülkelerin performansı dalgalı olabilir.
Şimdiye kadar ekonomik büyümeyi canlandırma ihtiyacı büyük ölçüde gelişmiş ülkeler için söz konusuydu. Şimdi bu ihtiyaç gelişmekte olan ekonomiler ile petrol ihraç eden ülkeler için daha görünür hale gelmek üzere.