Advertisement
ENERJİ ABONE OL

Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS) Genel Başkan Yardımcısı Musa Ertaş, Nevşehir’de yaptığı açıklamada Kasım ve Aralık aylarında, Dövizde yaşanan dalgalanmalar ve kar paylarının düşük düzeyde kalması nedeniyle 800 bayinin kapandığını, olumsuzluğun sürmesi halinde bu ay sonuna kadar 1.500’e yakın istasyonun kapanabileceğini söyledi.

Ertaş, "Geçtiğimiz Kasım ve Aralık ayı içerisinde 800'e yakın istasyonumuz kapandı. PÜİS olarak tespitlerimiz bu. Durum böyle devam ettiği sürece, bu ay sonuna kadar da yaklaşık 1.500'e yakın istasyonumuzun kapanacağını bize gelen telefon trafiği ve müracaatlardan anlamış durumdayız" dedi.

"Dört istasyon bir araya gelip ürün alabiliyor"

Ertaş, akaryakıt sektöründeki fiyat artışları ile birlikte kâr marjlarının düşmesinden dolayı ciddi bir zarar yaşandığını belirtti. Kamu kesimiyle yapılan görüşmeler sonucunda süreç içerisinde kar marjları konusunun çözüleceği hususunda cevaplar aldıklarını belirten Ertaş , "Biz bunda ısrarcıyız çünkü bugün yarı yarıya denilecek şekilde akaryakıt sektöründe fiyat artışı var. Akaryakıt bayilerimiz, dağıtıcı firmalardan satacağı ürünü almak için dört kişi bir araya geliyor, üç kişi bir araya gelip bir araçlık ürün alabiliyor. Artık bayilerimiz, ‘Bir arabayı göndereyim de ürünün tamamını alayım ve rafineriden getireyim' diye bir pozisyona giremiyor. Ciddi bir manada sermaye ihtiyacı hasıl oluyor." diye konuştu.

"Akaryakıt fiyatlarının düşmesini istiyoruz"

Döviz kurunda yaşanan ciddi dalgalanmaların vatandaşları olduğu gibi akaryakıt bayilerini de olumsuz etkilediğini belirten Ertaş, "Daha önceden hükümetimiz, özel tüketim vergisi ile dövizdeki artışla yaşanan zamları karşıladı, vatandaşa yansıtmadı. Bunun akabinde döviz kurunun yukarıya çıkmasıyla beraber tekrar hızlı bir iniş ile akaryakıt fiyatlarında da bir iniş söz konusu oldu. İnşallah bundan sonraki süreçte dövizin düşmesi ile birlikte akaryakıt ürünlerinin düşmesini biz istiyoruz" dedi.

"100 TL'lik alacağımız 50 TL'ye indi"

Ertaş, akaryakıta zam gelmesinin kendilerini de zor durumda bıraktığını belirterek şunları söyledi:
"Pazarda bakıldığı zaman şöyle zannediliyor; 'Hadi yine köşeyi döndünüz, zam geldi’ gibi böyle bir anlayış içinde bizim tüketicimiz. Halbuki tam tersi, bizim satmış olduğumuz en azından kredi kartı ile sattığımız ve bir ay sonra parasını aldığımız üründe bile yüzde yüz artış oldu. Bu şu demek; eğer 100 TL piyasadan, kredi kartından alacağınız var ise şu an 50 TL’ye inmiştir bizim alacağız.

Altın fiyatları, Fed toplantısı öncesinde 1.850 doların üzerine tırmandıktan sonra geriledi. Gram altın ise küresel altın fiyatlarındaki yükselişten destek bularak dün 800 TL’nin üzerine tırmandıktan sonra düşüş yaşadı.

Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) salı ve çarşamba günü toplanarak Ocak ayı için faiz kararını açıklayacak. Bloomberg anketine katılan ekonomistler Fed’in bu toplantıda Mart ayındaki faiz artırımının sinyalini vermesini beklediklerini belirtti.

Goldman Sachs ise Fed’in politika faizini Wall Street’in beklediğinden daha agresif bir şekilde artırma riski olduğunu söyledi. Goldman Sachs Baş Ekonomisti Jan Hatzius, haftasonu müşterileriyle paylaştığı bir notta Mart, Haziran, Eylül ve Aralık’ta olmak üzere 4 adet faiz artırımı beklediklerini söyledi.

Bloomberg Economics’in çalışmasına göre Arjantin Fed’in faiz artırımlarına karşı en kırılgan ülke konumunda bulunurken, Türkiye ikinci sırada yer alıyor. Arjantin ve Türkiye’nin ardından en fazla risk altında bulunan diğer ülkeler ise Güney Afrika, Kolombiya, Mısır ve Brezilya.

Ons altın fiyatı

Ons altın, geçen haftayı yüzde 1’e yakın yükselişle kapatarak son 6 haftanın 5’ini kazançla geçirmiş oldu. Haftaya yatay bir seyir başlayan ons altın, küresel piyasalardaki risk iştahının azalmasından destek bularak salı günü 1.853 dolara kadar tırmandı. Fed toplantısı öncesinde hafif bir gerileme kaydeden değerli metal, çarşamba günü 1.846 dolar seviyesinde bulunuyor.

Gram altın fiyatı

Gram altın, geçen hafta küresel altın fiyatlarındaki yüksek seyre rağmen Dolar/TL ’deki dalgalanmadan etkilenmişti. Yeni haftaya da dolar kurundaki yükselişi takip ederek başlayan gram altın, sonrasında küresel altın fiyatlarında yaşanan yükselişle salı günü 805 TL’ye kadar yükseldi.

Küresel piyasalarda risk iştahının azalması ve yaşanan satış dalgası sonrasında fon yöneticileri portföylerini hedgelemek için satım opsiyonlarına akın etti. S&P500'de satım opsiyonlarının hacmi pazartesi günü Mart 2020’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.

Avrupa’da ise Euro Stoxx 50 Endeksi’nin düşeceğine dair kontratların sayısı Aralık ayından beri ilk defa 1 milyonu geçti. Rusya’da Moskova Borsası Ukrayna üzerinden ABD ile Rusya arasında artan gerginliğin etkisiyle pazartesi günü yüzde 5 değer kaybetti. ABD’de vadeli piyasaslar ve Avrupa piyasaları da küresel risk iştahının azalmasıyla haftaya düşüşle başlamıştı.

Goldman Sachs stratejisti Peter Oppenheimer, beklentilerin yıl boyunca makul bir yükselişe işaret etmesine rağmen ABD endeks seviyelerindeki düşüşlerin alım fırsatı olarak görülmesi gerektiğini belirtti.

Piyasalardaki düzeltmelerin ayı piyasasına dönüşmeyeceğini düşündüğünü belirten Oppenheimer, sıkılaşma döngüsünün düşük ama pozitif hisse getirisi sağlayacağını belirtti.

"Yüksek reel faiz ve iyileşen kârlılık temelleri değer sektörlerini 'değer tuzağı'ndan 'değer fırsatları'na taşımalı" diyen Oppenheimer,ESG ve dekarbonizasyonun bu trendleri destekleyeceğini vurguladı.

Citigroup ise özellikle ABD endeksleri dışındaki hisselerin dipten alınması tavsiyesinde bulundu. Tüketici ürünleri, sağlık ve telekom gibi hisseleri öneren Citigroup, bu sektörlerin yüksek faizlere ve ekonomideki yavaşlamaya karşı daha az hassas olduğunu söyledi.

Döngüsel hisselerde yaşanan son düşüşün sert bir ekonomik yavaşlamadan ziyade kısa süreli bir piyasa satışına işaret ettiğini belirten Citigroup, sonraki düşüşlerde FTSE 100 ya da finansal hizmet şirketlerinin hisselerinin alınması tavsiyesinde bulundu.

ABD, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi halinde Avrupa’ya daha fazla LNG sağlamak için Katar’ın da aralarında bulunduğu doğalgaz üreticileriyle görüşüyor.

Dünyanın en büyük LNG ihracatçılarından olan Katar halihazırda tam kapasitede üretim yapıyor ve kargolarının büyük kısmı uzun dönem kontratlar dahilinde Asya’ya gidiyor.

Bloomberg’e konuşan kaynaklar ise Avrupa ve ABD’ye LNG ihraç etmenin büyük siyasi kazanımları olsa da Katar’ın Asya’daki ortaklıklarından vazgeçmek istemeyeceğini belirtiyor.

ABD ise olası yaptırımlar dahilinde Avrupa’nın karşılaşabileceği enerji tedarik sorunlarının üstesinden gelebilmek için alternatif tedarikçi olabilecek üreticilerle görüşüyor. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da Katarlı mevkidaşı Muhammed bin Abdülrahman El Tani ile gerçekleştirdiği görüşmede Rusya’nın Ukrayna sınırındaki aksiyonlarını tartıştı.

Konuyla ilgili bilgi sahibi kaynaklar, devletin kontrolünde olan Katar Enerji’nin spot piyasada az bir miktar olsa da LNG sattığını ve bunun büyük oranda Avrupa’ya gönderilebileceğini belirtti. Fakat buradaki hacmin çok az olduğunu ve çok büyük bir fark yaratmayacağını söyledi.

Katar Enerji Bakanı Saad El Kaabi, geçen yıl doğalgaz talebinin artmasıyla fiyatların yükselmesine rağmen fiyatları düşürmek için daha fazla doğalgaz üretemeyeceklerini söylemişti.

Almanya, ABD’nin Rusya’ya yaptırım uygulaması halinde enerji sektörünün yaptırımlardan muaf olması için ısrarcı.

Bloomberg’in haberine göre, şu an için taraflar arasında dolaşan belgelerde yer alan muafiyet Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi halinde uygulanacak yaptırım paketinin son versiyonunda yer alacak.

Rusya, Ukrayna sınırındaki varlığını artırırken ABD ve Avrupa’daki müttefikleri ise ekonomik yaptırımların nasıl olacağı üzerinde çalışıyor. Fakat Almanya enerji tedariğine uygulanacak herhangi bir yaptırımın Avrupa’yı riske atması konusunda endişeli.

Bloomberg’e konuşan bir Avrupa Birliği yetkilisi seçenekler arasında Moskova’nın kur dönüştürme kabiliyetini kısıtlayacak, Batı ile ticaretini etkileyecek ve önemli teknolojilere erişimini sınırlandıracak seçeneklerin masada olduğunu belirtti.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock geçen hafta yaptığı açıklamada verimli işlediği takdirde yaptırımların etkili olduğunu belirtirken ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken “En etkili yaptırımın hangisi olacağına dikkat etmeliyiz” dedi.