Advertisement

Ekonomide "ısınma" ne demek? Genelde, "ısınma" kavramı, iç talep büyümesinin hızlanmasıyla sağlanan ekonomik büyümenin bir aşamada sürdürülebilir olmaktan çıkması riskinin artması olarak tanımlanır. İç talep büyümesi enflasyonist baskıları artırabilir. Fiyat istikrarı tehdit altında olabilir. Birçok merkez bankası bu olguyu "ısınma" olarak görür.
Isınmayı yalnızca fiyat istikrarının tehdit edildiği ortam olarak tanımlamak doğru olmaz. Ekonomik büyüme hızlandığı halde, her hangi bir nedenle sürdürülebilir olmaktan çıkması "ısınma" olarak görülmeli. Fiyat istikrarının bozulma tehdidi bu olgulardan biri olabilir. Dış açıkların hızla artması da "ısınma" olgusunun bir başka boyutudur.

TALİMATLA OLMAZ
Ekonomide "ısınma" olgusunu bu şekilde tanımladığımızda, Türkiye ekonomisi "ısınma" düzeyini çoktan geçmiş görünüyor, ekonomi yanıyor. Dış ticaret açığı mart ayında 9.8 milyar dolar, yılın ilk üç ayında 24.6 milyar dolar oldu. Son on iki aydaki dış ticaret açığı 83.7 milyar dolara ulaştı. Özellikle mart ayındaki dış ticaret açığı gerçekten korkutucu.
Dış ticaret rakamları cari işlemler açığının yılın ilk üç ayında 20 milyar doları geçebileceğini, son on iki aylık cari işlemler açığının ise 60 milyar dolara yaklaşacağını gösteriyor. 2009 yılının tümündeki cari işlemler açığının 14.3 milyar dolar olduğu düşünülürse, bu yılın ilk üç ayındaki performansın ekonominin yanmakta olduğuna işaret ettiği daha iyi anlaşılabilir.
Bankalara "kredi artışını sınırlandırın" yönünde talimat vererek ekonomideki yanmayı söndüremeyiz. Ekonomik birimler kredi talep ettiği sürece bankalar kredi vermeye devam edeceklerdir. Ekonomide kredi artışını sınırlandırmak bankalara "kredi artışını sınırlayın" yolundaki talimatlarla değil, kredi talebini kontrol edecek politikalarla olabilir. Merkez Bankası'na yalnızca munzam karşılıkları kullanma şartıyla ihale edilen bu görev belli ki arzulanan sonucu doğurmuyor.

İÇ TALEP BÜYÜMESİ DURDURULMALI
Ekonomide talep artışının kontrolü arzın kontrolü yoluyla olmaz. Arzın kontrolü yoluyla talebi yönlendirmeye çalışmak kullanılan ekonomi politikası araçlarının çalışmadığı yönünde çok yanlış bir algılamaya yol açar. Şimdi, Merkez Bankası'nın uygulamaya çalıştığı para politikası bu hale düştü. Para politikasının itibarı zedeleniyor, para politikasının gücü konusundaki ekonomik birimlerin algısı çok kötü yönlendiriliyor.
Politikanın çalıştığı konusunda komik kaçan açıklamalar yapılıyor. Kredi artışındaki artışın artış hızının yavaşladığı gibi, bir fonksiyonun ikinci ya da üçüncü türevlerinin eksiye döndüğü söyleniyor. Herhangi bir fonksiyonun n'inci türevinin eksi çıktığını görmek politikanın çalıştığı anlamına gelmiyor.
Yatırım ortamı çok iyi görünüyor. Mart ayında yatırım malları ithalatı, geçen yılın aynı ayına göre, yüzde 51 arttı. Yılın ilk üç ayında yatırım malları ithalatındaki artış hızlandı. Ara mallar ithalatı da benzer bir seyir gösteriyor. Demek ki, yatırım üretime dönüşebiliyor, üretilen satılabiliyor. Bu zincirdeki devinimin yavaşlatılması gerekiyor.
Ekonomik gidişatın sürdürülebilir olduğunu iddia edemeyiz. Sürdürülemediği noktada çakılma riski giderek artıyor. Giderek yumuşak iniş olasılığı azalıyor. Doğru ve etkili politika araçlarıyla iç talep büyümesi durdurulmalı. Artık, gelinen noktada iç talep büyümesini yavaşlatmak da sorunu çözmez. Bunu ya biz yapacağız ya da bize borç verenler bizim için bunu yapacaklar. İnce ayar aşamasını geçtik, kafamıza tokmak yemeden kurtulamayacağız gibi görünüyor.