Advertisement

ABD Merkez Bankası Başkanı Bernanke geleneği bozarak faiz kararı sonrası ilk kez basın toplantısı düzenledi.

Daha önceleri bir bildiri yayınlanır ve bunun yorumu piyasalara bırakılırdı. Piyasalar da bir önceki toplantı bildirisine kıyasla hangi kelime değişmiş ya da değişmemiş, virgül nereye konmuş gibi satır aralarını zorlayarak yönlerini belirlemeye çalışırlardı.

Bu kez Başkan’ın karşısında profesyonel ve finans piyasaların nabzını tutan medya mensupları vardı. Daha önceleri genelde siyasetçilere, akademik çevrelere ve finans yöneticilerine konuşma yapmaya alışmış Bernanke, bu kez şifreli sorularla karşılaştı.

Bu sorulara da eski alışkanlıkları ile ve düm düz yanıt verince piyasalar “tiyoyu” aldılar.

Bu sorulardan biri doların değeri ile ilgiliydi. Muhabir soruya “ABD halkı güçsüz dolardan yakınıyor, yaşam seviyesinin düştüğünü düşünüyor” yorumunu ekleyince, Bernanke dayanamadı.

Önce klasik yanıtını verdi. “Doların değeri hakkında görüş belirtmek Hazine Bakanı’na aittir” dedi ve Bakanın yaklaşımını dile getirdi. “Doların güçlü ve istikrarlı olması ABD’nin çıkarlarına uygundur.”

Buraya kadar standart bir yanıttı. Ancak daha sonra kendini tutamadı ve görüşünü açıkladı. “Eğer ekonomi güçlenir ve fiyat istikrarı yeniden sağlanırsa dolar değer kazanır. Kriz sırasında doların güçlü olması fon akımlarının ABD’yi güvenli liman olarak nitelendirmelerinden kaynaklandı.”

Bunun anlamı şu:

1-ABD ekonomisinde büyüme sorunları var. Kısa sürede bu sorunlar çözümlenmeyecek.

2-Ayrıca başta gıda ve petrol olmak üzere uluslararası ticarete konu olan mal fiyatlarındaki artışlar enflasyonu olumsuz etkileyecek.

3-Öte yandan doların güvenli bir limana bağlı para birimi olma özelliği de son zamanlarda zayıfladığından, talebi azalacak.

İşte bu söylem ve yaklaşım dolara diğer paralara karşı anında değer kaybettirmeye başladı. Sürecin devam edeceği de belli.

Dolar sevenlere duyurulur.

 

 

Turizm gelirleri artıyor.

Turizm gelirleri bu yılın ilk üç ayında, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 28,5 artmış. Ziyaretçi sayısı da yüzde 17,2 yükselerek 4,4 milyon kişiye ulaşmış.

Beklenen bir gelişme. Zira Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da ortaya çıkan ayaklanmalar bu yörelere gitmeyi arzulayan turistlere yön değiştirdi.

Bu doğal da, Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine baktığımda bazı soru işaretleri ile karşılaştım.

1-Geçen yılın ilk üç ayında Türkiye’ye gelen turistler adam başına 643 dolar harcarken, bu yıl bu rakam 705 dolara yükselmiş.

Buna karşı yurt dışına giden Türk vatandaşlarının harcamaları 765 dolardan 727 dolara düşmüş.

Net turizm gelirlerini yükselten bu hesaplama metodunun nedenlerini bulamadım.

2-Euro bu yıl dolara karşı önemli oranda değer kazandı. Oysa turizm gelir ve giderleri dolar olarak yayınlanıyor. Bir dip not olarak kur etkisini hesaplanıp veriler ona göre çıkarılsa, gerçek durumu daha iyi yorumlamak olanağını bulacağız.