Advertisement

Dünya Bankası yaptığı son bir çalışmaya dayanarak, Doların dünya finans sistemi içindeki ağırlığının 2025 yılında azalacağını söylüyor.
Halen merkez bankalarının elinde bulunan rezervlerin yüzde 61'i dolardan oluşuyor.
Grafikten de izleneceği gibi 1950 yılından bu yana uluslararası rezervlerin parasal bileşiminde önemli değişimler ortaya çıkmış.
1950 yılında İngiliz Sterlini en büyük payı alırken, günümüzde ağırlığı yüzde 5'lere kadar inmiş.
Dolar ise uygulanan sistemin bir sonucu olarak en önemli para birimi olma niteliğini yıllardır koruya durmuş.

ULUSLARARASI PARA OLABİLMEK
Hatırlatalım; teorik olarak bir paranın uluslararası para birimi olabilmesi için 4 koşul gerekir.
■ Ülkenin büyük olması,
■ Dünya ticareti ve ödemeler sisteminde ağırlığının bulunması,
■ Getiri oranının çekiciliği,
■ Bu para ile işlem yapılan finans piyasalarının derinliği.
Önceleri sterlin, sonra ise dolar bu tanıma uygun bir para olarak sistemde yerlerini aldılar. Zaman içinde Alman Markı, İngiliz Sterlini'nin önemini azaltarak ikinci uluslararası para olma niteliğini kazandı. Sonra da Euro ile birleşerek ikinciliğini sürdürdü.
Dikkat edilirse son 60 yıldır uluslararası paraların önem derecesi birinden öbürüne kayma yerine yeni paraların ortaya çıkması ile değişiyor. Örneğin Euro, Japon Yeni ya da Çin'in Renminbi'si (RMB) gibi.

DOLAR ÖNEMİNİ KORUYACAK
Bu çerçevede önümüze baktığımızda iki önemli gelişmenin uluslararası rezerv para bileşimini etkileyebileceğini bekleyebiliriz.
Birincisi, daha önce RMB'yi uluslararası para yapma konusunda pek iştahlı görünmeyen Çinli yetkililer şimdi bu süreci hızlandırmış durumdalar.
Son 5-6 ayda Çinliler Hong Kong piyasasını kullanarak tahvil çıkarıyorlar. Off-shore'larda interbank faaliyetlerini artırıyorlar. RMB bazlı hisse senedi ihraç ediyorlar.
Şanghay'ı da uluslararası bir finans merkezi yapmaya çalışıyorlar.
Amaç 3-5 yıl içinde yuanı konvertibl bir para yapabilmek.
İkincisi, ABD ekonomisinde yaşananlar ilerisi için ümit vermiyor. QE2 adıyla piyasaya 600 milyar dolar sürmeleri ve bütçe açıklarının önümüzdeki 10 yılda sorun olarak devam etme beklentisi, dolara olan güveni azaltıyor. Yeni bir dünya parası arayışlarını artırıyor.
Ne var ki tüm bu gelişmelerin doların uluslararası sistemde önemli bir para olma özelliğini kaybettirecek nitelikte olduğunu sanmıyorum.
Nedenlerini ise şöyle sıralayayım:
■ ABD'nin finans piyasalarının büyüklüğü ve likidite derinliği devam ettikçe doların önemini fazla yitireceğini beklemek gerçekçi olmaz.
■ Doların önemi azaldığı takdirde onun boşluğunu dolduracak bir para da ortada yok.
■ IMF parası olan SDR'nin birçok sorunu var. Dünya parası olması bu haliyle olanaksız.
■ Çin'in RMB'sinin sisteme ağırlığını koymasına yönelik çabaları daha uzun yıllar alır.
■ Politik sahipliği olmayan ve sorunları uzun yıllar sürecek Euro'dan da fazla bir şey beklememek gerekir.
■ Yeni bir dünya parasının sisteme sokulmasına ilişkin politik bir karar kolay alınamaz.
Bu durumda dolar önemini bir miktar yitirse de, önümüzdeki 30-40 yılda ağırlığı en yüksek para olarak sistemdeki yerini koruyacağını düşünmekteyim.
Bu açıdan Dünya Bankası'nın görüşlerine pek katılamamaktayım.