Advertisement

Geçtiğimiz hafta eski Fransa Kültür Bakanı Renaud Donnedieu de Vabres ve ünlü antika danışmanı Mathias Ary eylül ayında 27. kez Paris'te Grand Palais'de düzenlenecek olan "Antika Bienali"ne Türk koleksiyonerleri davet etmek üzere İstanbul'daydılar.
İkilinin 2 yıl evvel, tasarımını Karl Lagerfeld'in yaptığı toplam 40 milyar Euro'luk eserin sergilendiği ve dünya jet setinin katıldığı Bienal'in tanıtımının yapıldığı dünya turuna İstanbul'dan başlaması dikkat çekiciydi. Eski bakan De Vabres, "Fransa halkı için İstanbul büyüleyici bir şehir. Burada çok büyük koleksiyonerler var. Eylül ayında Türk koleksiyonerleri Paris'te görmekten mutluluk duyarız" diyor.
Bienalin dünya tanıtım turuna İstanbul'dan başlamasının sebebi ise son yıllarda Türk koleksiyonerlerin sayısındaki artış. Türkiye'de sanat piyasasının 10 yılda 20 kat büyüdüğü, sanat eserleriyle ilgilenen müşteri sayısında yaşanan artışla son durumda 300 milyon dolara yaklaştığı tahmin ediliyor. Türkiye antika piyasasında ise yılda 15-20 milyon dolarlık ciro söz konusu. İngiltere ekonomisinde sanat ve antika piyasasının yüzde 12 gibi payının olduğu, Fransa da 6.2 milyar Euro satış hacminin olduğu bir dünyada, bırakın antikayı Türkiye sanat piyasası daha emekleme aşamasında.
Ancak Fransızları Türkiye'ye çeken, gelişen ülkelerde sanat piyasasının büyüme potansiyeli. Antika ile ilgilenen yatırımcı, yüzde 80 bilinçli yatırım yapıyor ve 3-5 yıl bekledikten sonra yüzde 400-600 oranında kâr sağlıyor. Yani antikanın getirisi ne gayrimenkulde, ne hisse senedinde, ne de dövizde var; bunu parası olan iyi biliyor. Antikayı en çok tekstilciler, Borsacılar, yatırım şirketleri, doktorlar ve bankalar yatırım aracı olarak seviyor. De Vabres, "Aslında Türkiye'de İstanbul'da çok büyük bir tutku görüyorum ve bir limit görmüyorum. Çünkü çağdaş sanattaki gelişiminiz antikaya çok güzel örnek. Antikada gerçek bir değer var. Çünkü çağdaş sanatta bazen fiyatlar oldukça yüksek ya da çok düşük algılanabiliyor. Bu aynı şey değil aslında, çünkü bir istikrarın olması lazım. Zira antikalar için tarih de söz konusu" diyor.

ANTİKA BİENALİ İSTANBUL'A MI GELİYOR?
Fransa'nın eski İstanbul Başkonsolosu Herve Magro'nun bienalin daha küçük çapta da olsa İstanbul'da da yapılmasının planlandığını söylediğini hatırlatıyorum. Abu Dabi'ye Louvres Müzesi'nin kopyasının taşınmasına ön ayak olan de Vabres'a bir sonraki sefer acaba bienali İstanbul'da yapma gibi bir olasılığın olup olmadığını soruyorum. De Vabres'dan duyduğuma göre bu olasılık çok tartışılıyormuş. De Vabres, "İstanbul çok önemli bir şehir. İstanbul tam da Avrupa ve Asya'nın ortasında yer alıyor çok cazip bir yer; ama henüz karar verilmedi bu ortaklıklara da bağlı. Biz elimizden geleni yapıyoruz ve önümüzdeki sene İstanbul'da olmayı umuyoruz ama henüz karar verilmedi. Bu tabii para meselesi de çünkü oldukça maliyetli bir etkinlik bunun Türkiye ve Fransa arasında paylaşılması gerekiyor" diyor.
Paris Antikacılar Birliği'nin iki yılda bir düzenlenen fuarı İstanbul'a ve Çin'e getirme projesi halen gündemde yerini koruyor. Son yıllarda büyük yükseliş yapan İstanbul markasının değerini daha da yükseltecek olan bu bienalin İstanbul'da düzenlenmesi için mekân sponsoru olarak, Fransız mimar Robert Mallet Stevens tarafından inşa edilen eski Tekel Likör Fabrikası'nın yer aldığı Quasar İstanbul başvurmuş. Ancak De Vabres'ın dediği gibi iş parasal bölümde kilitlenmiş durumda. Keşke bir Türk Fransız bankası bu işe sponsor olsa da Antika Bienali önümüzdeki yıl Paris'ten sonra İstanbul'da yapılsa!