Advertisement

Batık bir kripto para alım satım platformu olan FTX ve kurucusu Sam Bankman Fried (SBF) yaklaşık bir aydır dillerden düşmüyor. Dün gece saatlerinde Amerika’nın talep etmesiyle Bahamalar’da tutuklanan SBF ve neden olduğu olaylar silsilesi bir süre daha gündemde olmaya devam edecek gibi gözüküyor. Bu nedenle FTX’in arka planını sizlere sunmak istedim.

Günlerdir gündemden düşmeyen kripto para alım satım platformu FTX olayını derinlemesine yazmak istedim. Tersten bir kronoloji ile ilerleyelim.

Nasıl Bitti?

Kripto para haber sitesi Coindesk’in 2 Kasım’da FTX ve ilintili şirket Alameda’nın rezervleri ile ilgili haber yapmasıyla sarsılmaya başlayan domino taşları sonunda yıkıldı. Yaklaşık bir buçuk ay sonra elimizdeki resimde artık FTX kalmadı. Domino taşlarının en önemlilerinden birisini yıkan (Krizin başında ellerindeki tüm FTX tokenlarını (FTT) satacağını açıklayıp paniği ve FTX’in batışını körüklemişti) ve FTX’i satın almak için de adımlar atan sektörün en önemli oyuncusu Binance ise şu anda ciddi suçlamalarla karşı karşıya ve benzer bir korku ve panik saldırısı altında. Öyle ki son 24 saatte paniğin etkisi ile kullanıcıların Binance’ten çıkardığı para 2 milyar doların üzerinde. FTX’in sadece platform kullanıcılarından çaldığı miktarın ise 8 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Bununla beraber yatırımcılarından da 2 milyar dolar almıştı o para da buhar olmuş durumda. Henüz sarsıntılar bitmemiş olsa da FTX’in Kurucusu SBF, Bahamalar’da Amerika’nın talebiyle tutuklandı ve muhtemelen yakın zamanda iadesi gerçekleşecek. İlk domino taşını deviren Coindesk’in ana şirketi olan Genesis’in de bu krizden etkilendiği ve müşteri fonlarını geriye ödeyemediği biliniyor. Hatta Coindesk’i elden çıkartıp bu parayı ödemeye çalıştıkları da konuşulan konular arasında yer alıyor. Akla kendi kuyruğunu yiyen yılan görüntüsü gelmiyor değil.

Nasıl Başlamıştı?

FTX, 2019 yılında kurulan önemli kurumları da yatırımcıları arasında bulunduran bir kripto para alım satım platformu. Öyle ki ilk yatırımcıları arasında hem Huobi hem de daha sonra kanlı bıçaklı olduğu Binance var. FTX’e direkt rakip olmalarına rağmen bu iki şirketin FTX’e yatırım yapması o günlerde de sıra dışıydı. 2019’dan önce sektörün içindeki kimse tarafından tanınmayan FTX’in Kurucusu SBF’nin geçmişine baktığımızda ise, kendi sonlarını hazırlayan kimsenin ne iş yaptığını bilmediği Alameda isimli araştırma şirketini 2017 yılında kurdukları gözüküyor. 2019-2022 arası müthiş bir büyüme gösteren FTX en son batmadan 2 ay önce yatırım almıştı. Yatırımcıları arasında artık sadece kripto camiası değil dolaylı olarak devletler bile vardı. Temasek, Ontario emeklilik fonu, BlackRock gibi onlarca büyük girişim sermayesinin ve fonların yatırımıyla 2019’un ortasında kurulan bir platformun 3 yıl içinde 32 milyar dolar değerlemeye ulaşması, umarım yazıyı okuyan ve teknoloji konusunda ürün geliştirme konusunda çalışanlara teşvik niteliğinde olur.

Nasıl Bu Hale Geldi?

Sorunun yanıtını uzatmadan vereyim pazarlama mucizesi ile bu hale geldi.

Kripto para alım satım platformu işi çok rekabet dolu bir iş. Şu anda bu satırlar yazılırken bile belki de birkaç yeni platform hayata geçmiş olabilir. Binlerce alım satım platformunun hayatta kalmaya çalıştığı bu ekosistemde FTX hızlı büyüme konusunda rekor kırmış bile olabilir. Bu rekoru da şüphesiz pazarlama ve reklamlar konusundaki bonkörlüğüne borçlu.

Bu pazarlama adımlarından bazıları…

  • Önemli bir NBA basketbol takımı olan Miami Heats’in sahasına 19 yıllığına sponsor olmaları ve ardından sahanın adının FTX Arena olarak değiştirilmesi. FTX bu sponsorluk anlaşması için 135 milyon dolar ödemişti.

  • Birçok kripto para alım satım platformunda vadeli işlemlerde en karlı kullanıcı hesaplarının yayınlandığı listeler bulunur. Bu listelerde FTX/ Alameda hesapları ilk sıralarda yer aldı. Bu sayede aktif al-sat yapan kitlede çok kar ediyoruz algısı oluşturuldu. Böylece kullanıcılara organik olarak güven aşılandı.
  • Global marketler bir yana bölgesel olarak da ciddi çalışmalar yapıldı. Kripto para sektöründeki en önemli marketlerden birisi de Türkiye pazarı bu nedenle olacak ki FTX’in katıldığı ilk kurumsal etkinlik ve pazarlama çalışması ülkemizde yine aynı yıl yapılan Eurasia Blockchain Summit ile yapıldı. Yani aslında FTX’in doğduğu ülke Türkiye olmasa da ilk adımlarını attığı ülke kesinlikle Türkiye…
  • Amerika başkanlık seçimlerinde şu anda başkan olan Biden’ın kampanyasına 5 milyon dolar bağış yaptı. En yüksek bağış yapan ikinci kişi oldu. Daha sonra röportajında aynı miktarı Biden’ın rakibi Trump’a da yaptığını açıkladı. Biden kazandığı için Biden’ın bağışını açıklamayı seçmişti.
  • Adeta ruhani bir lider gibi kişilik özellikleri ve ne kadar iyi bir insan olduğu gözümüzün içine içine sokuldu. Örneğin Sam’in “Efektif Altruist” olduğu, yani kendini başkalarının hayatını iyileştirmeye, fedakarlığa ve tüm varlığını diğer insanlarla paylaşmaya adadığı algısı yerleştirildi.
  • Çok eski bir arabayı kullanıyordu. Parada gözü yok imajı mükemmel çizilmişti.
  • Vegan olduğunu camiada bilmeyen yoktu. PR çalışmalarında hıyar bile yedi. Yeni nesil algı savaşları konusunda derslerde okutulacak bir yöntem olabilir. Hayvana bile kıyamayan adamdan zarar gelmez algısı.

  • Web3 camiasının en önemli medya kuruluşlarından biri olan The Block’un CEO’su Michael McCaffrey’e kayıt dışı 43 milyon dolar ödediği söyleniyor.
  • Amerikan futbolunun yaşayan efsanesi, tabiri caizse Michael Jordan’ı olan Tom Brady’i adeta markanın yüzü haline getirdi. Bununla alakalı Tom Brady’nin eşi Gisele Bündchen FTX’in resmi marka elçisi oldu. Bu krizin yakın zamanda boşanan çiftin sonunu getirdiği de söyleniyor.

  • Finansal camialarda tanınan iş adamı ve televizyoncu Kevin O'Leary’e markanın sözcüsü olması için 15 milyon dolar ödedi.
  • Global medya devlerine FTX güzellemesi yapıp rakip platformları yermeleri için astronomik paralar ödendi. Öyle ki platformun kapanmasından iki hafta sonra bile SBF ile alakalı negatif bir yazı yoktu. Daha sonra yazılan yazılarda da durum yumuşatılarak okuyucuya veriliyordu.

Pazarlamanın yanı sıra bilhassa Amerika’daki siyasi bağlantıları da FTX’e önemli bir avantaj sağladı. Bu siyasi avantajı ise SBF, Stanford Üniversitesinde Hukuk Profesörü (adeta bir ironi) olan ve demokratlara çok yakın olan anne ve babasından sağlamış gibi gözüküyor.

Bunlardan bazılarını da sıralayalım…

  • SBF’nin babası demokrat başkan adaylarından Senatör Elizabeth Warren’ın vergi düzenlemesini yapan kişi.
  • SBF, Amerika’da kripto’nun altın çocuğu olarak defalarca senatoya çağrıldı. Fikrine danışıldı. 2019 yılında sektöre katılmış birisi olarak yeni bir teknolojinin Amerika’da nasıl gelişeceğine yön verdi.
  • Yasa tasarılarına katkı verdi. Tabii kendi çıkarına göre katkı verdi. Kriz patlak vermeden 15 gün önce Merkeziyetsiz Finans (DeFi) protokollerinin regülasyona tabi olması gerektiğini öne sürmüştü. Ve bununla alakalı öneriler yazıp regülatörleri adeta manipüle edip aksiyona davet etmişti.
  • Dahası kendini kanun koyucularla o denli yakın gören SBF, FTX’in en büyük rakibi Binance’in CEO’su Changpeng Zhao’nun Amerika’ya adım bile atamayacağı ile dalga geçiyordu.

Bu yazdıklarım SBF’nin web3 camiası içindeki faaliyetleri sektör içindeki kudreti de arşa çıkmıştı. Sektör içinde farklı projelere toplamda 5.5 milyar dolarlık yatırım yapmışlar. Böylece ellerinde alım satım platformu, medya ve geliştiricilerin platform olarak kullanabileceği Solana ile beraber müthiş bir kombinasyonla batmaz, yıkılmaz denilen bir güç haline gelmişlerdi. Öyle ki kripto piyasasının krize girdiği zamanlarda kurtarıcı olarak Sam, batık şirketleri satın alıyordu. Luna krizinde zarar gören Voyager ve BlockFi, FTX tarafından satın alınmıştı.

Peki neden battılar?

Buraya yazılabilecek ve yazılamayacak çok fazla sebep var. Hayat tarzları, kullandıkları uyarıcılar, uyuşturucu partileri… Benim kişisel görüşümü özetleyecek olursam acele ve açgözlülük diyebilirim.

Şimdi ne olacak?

Farklı perspektiflerden bu olayın sonuçlarını yorumlamak gerekirse;

FTX

Olayların en başında iflas ettiğini açıklayan FTX ve bağlantılı şirketlerin başına daha önce meşhur Enron’un iflas sürecini yöneten iflas uzmanı John J. Ray III atandı. Enron skandalında parasını kaybeden kişilerin kaptırdıkları paranın yarısından daha fazlasını kurtarmayı başaran John Ray’in FTX’in ellerindeki varlıklıkları nakite çevirip para kaybeden son kullanıcıların yaralarını sarması bekleniyor.

SBF

Yaşananlara bir buçuk ay göz yuman Amerikan yargı sistemi, geçen hafta SBF’yi Twitter üzerinden Senato’ya davet etmişti. SBF’de bu daveti “ben de neler oldu bilmiyorum gelsem konuşsam bile çok faydalı olmaz” diyerek kibarca geri çevirmişti. Daha sonra yine Twitter üzerinden ABD Mali Hizmetler Meclisi Komitesi “Sen yine de gel” minvalinde bir tweet attı. Amerika’da adalet sisteminin Twitter üzerinden işlemesi de dijitalleşmenin sınır tanımadığını bir kere daha gözler önüne sermiş oldu. Bu satırlar yazılırken Amerika sermaye piyasası düzenleyici kurumu (SEC) ilk adımı atarak SBF’ye dava açtı. Krizin baş oyuncusu SBF’nin yazgısı böylece az çok belli olmuş oldu. Suç ortağı Alameda’nın CEO’su Caroline Elison ise hala serbest.

Kullanıcılar

FTX’in global platformunda tek bir ülke vatandaşları dışında hiç kimse parasına erişemedi ve soyuldu. Bu yegane ülke ise SBF’nin hala daha içinde bulunduğu Bahamalar’dan başkası değil. Bahamalı yetkililer olayın ilk saatlerinde SBF’ye baskı kurarak sadece Bahama vatandaşlarının paralarının verilmesini sağladı. Eğer Bahamalı değilseniz yazıda daha önce bahsettiğimiz iflas sorumlusu John Ray’in performansına bağlı olarak paranızın bir kısmını kurtarma umudunuz hala daha var.

Ekosistem

2022 kripto para ekosistemi adına sancılı bir yıl oldu. Sancıların sebebi ise özünde tek bir noktaya dayanıyor. Merkeziyetsizlik ve gücü son kullanıcıya devretme felsefesiyle ortaya çıkan bir teknolojinin kendi finansal derebeyler ve merkezlerini yaratması… Bu yıl yaşanan krizler merkeziyetsiz dünyanın FTX gibi merkezlerinin neden olduğu krizlerdir. Uzun vadede merkeziyetsiz teknolojilerin ve merkeziyetsiz finansın (DeFi) aslında ne denli önemli olduğunun da kanıtı niteliğindedir.