Advertisement

Dünyada ve ülkemizde “Finansal Teknoloji (FinTech)“ konusunda önemli gelişmeleri ve bunlara dair değerlendirmelerimi siz değerli okurlara aktarmak üzere başladığım yazılarıma gösterdiğiniz ilgi ve verdiğiniz cesaret için teşekkür ederim.

Bu yazıda geçtiğimiz günlerde ülkemizde yaşanan FinTech düzenlemelerini sizlere aktarmak ve Nisan ayında ülkemizdeki gündem hakkında değerlendirmeler yapmak istiyorum.

Geçtiğimiz aylarda peş peşe gelen FinTech düzenlemeleri şu anda oldukça gündemde olsa da aslında Türkiye’de 2013 yılından bu yana FinTech sektörüne yönelik düzenlemeler yapılıyor.

2013 yılı Haziran ayında -Fintech alanını doğrudan düzenleyen ilk mevzuat olma özelliğini taşıyan- ödeme sistemlerini, ödeme hizmetlerini ve elektronik para kuruluşlarını düzenleyen 6493 sayılı kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte FinTech konulu düzenlemeler art arda yayınlanmaya başlandı.

2019’da aynı kanunda köklü değişimler yapılarak ödeme hizmeti sağlayıcıları üzerindeki denetleme ve düzenleme yetkisinin BDDK’dan alınıp TCMB’ye verilmesi, 2020’de TR Karekod Yönetmeliği’nin yürürlüğe girmesi ve 2021 yılının başlarında ise FAST Sistemi’nin kullanıma açılması gibi düzenlemelerle birlikte FinTech sektöründe oldukça önemli değişimler, gelişmeler yaşandı.

Son dönemin en hareketli aylarından biri olan Mart ayı içinde Türkiye’de finans alanında uzun zamandır beklenen önemli adımların atıldığı bir döneme girildi. Gündemde en fazla yer tutan konu, hiç şüphesiz ekonomi reformları oldu. Bu kapsamda ülkemiz FinTech ekosisteminin gelişimine katkı sağlayacak maddeler ve takvim de açıklandı.

Hepsi birbirinden önemli olan ve ülkemizi FinTech liginde üst sıralara taşıyacak bu adımlarla ilgili gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz.



Kripto varlık tanımı ilk defa mevzuata girdi

16 Nisan 2021 tarihli Resmî Gazete’de “TCMB tarafından Ödemelerde Kripto Varlık Kullanılmamasına dair Yönetmelik” yayınlandı. Nisan ayı sonunda yürürlüğe girecek bu düzenleme ile “kripto varlık” tanımı ilk defa mevzuatımıza girmiş oldu. İlgili yönetmelikte “kripto varlık” tanımı “dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıklar” olarak yapıldı.

Kripto varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı kullanılması ve buna yönelik hizmet sunulması yasaklandı.

Ödemelerde kripto varlık kullanılmamasına dair yayınlanan yönetmelikte, kripto varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamayacağına ve bu nitelikte kullanımlara yönelik hizmet sunulamayacağı hüküm altına alındı. Bu maddelerin, kripto varlıkların bir ödeme aracı olarak kullanılmasını yasakladığını söylemek mümkün.

Pek çok önemli küresel haber kaynağının duyurduğu bu gelişme ile Türk kullanıcılar kripto varlıklara yatırım yapmaya devam edebilecek ve fakat bu varlıklar ile ödemelerini gerçekleştiremeyecekler.

Bankalara ve FinTech şirketlerine kripto varlık platformları ile işbirliği yapma yasağı getirildi

Bankalar ve Fintech yani ödeme ve elektronik para kuruluşlarının kripto varlıkların doğrudan veya dolaylı olarak kullanılacağı şekilde iş modeli geliştirmesi ve bu iş modellerine ilişkin herhangi bir hizmet sunması yasaklandı.

FinTech şirketlerinin kripto varlık platformlarına fon transferi yasaklandı

Ödeme ve elektronik para kuruluşlarının kripto varlık platformlarına ve o platformlardan yapılacak fon aktarımlarına aracılık etmesi yasaklandı. Yönetmelikte iş birliği yasağı ödeme hizmeti sağlayıcılarına yani banka, ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşlarına getirilirken, fon transferi yasağı sadece ödeme ve elektronik para kuruluşlarına getirilmektedir. Dolayısıyla 30 Nisan 2021 tarihinden sonra kripto varlık platformlarına ve bu platformlardan fon aktarımı sadece bankalar üzerinden yapılabilecektir.

Dijital Müşteri Edinimi (Digital Onboarding)

Ülkemiz finans dünyası için bir diğer önemli gelişme, 1 Nisan’da BDDK tarafından duyurulan bankaların görüntülü görüşme yöntemi ile uzaktan kimlik tespiti ve elektronik ortamda sözleşme yapabilmesine ilişkin yönetmeliği oldu. Dijitalleşme yolunda uzun süredir beklenen bir adım olan ve bankacılık işlemlerinde hayatımızı kolaylaştıracak bu yönetmelik, 1 Mayıs'ta yürürlüğe girecek.

Yönetmelik neleri düzenleniyor?

1. Uzaktan kimlik tespitine ilişkin genel ilkeler

2. Uzaktan kimlik tespitini gerçekleştirecek personel ve çalışma ortamına ilişkin hususlar

3. Görüntülü görüşme esnasında uyulması gereken ilkeler

4. Kullanılabilecek kimlik belgelerinin tipi ve kişi/doküman doğrulamanın nasıl gerçekleştirileceği

5. Uzaktan kimlik tespitinde sorumluluğun kimde olacağı ve

6. Elektronik ortamda sözleşme ilişkisinin kurulması

Bu düzenleme içinde dikkat edilmesi gereken başlıkları ise şöyle sıralayabiliriz;

• Yüzyüze olma ilkesi tamamen kalkmamaktadır, dijitale taşınmaktadır

• Kimlik Tespiti esnasında NFC teknolojisi kullanımı birincil yöntem olarak belirlenmektedir

• Uzaktan kimlik tespiti sürecinde kullanılan teknolojiler “kritik bilgi sistemleri” kapsamına alınmaktadır

• Sorumluluk ve ispat yükü bankalara verilmektedir

• Elektronik ortamda sözleşmesel ilişkinin kurulması için “iki bileşenli kimlik doğrulama” gerekmektedir

Özetle, geçtiğimiz dönemde ülkemizde FinTech ve ödeme sistemleri açısından oldukça önemli gelişmeler yaşandı. Pandemi döneminde artan dijital finansal eğilimler, bu düzenlemeler ışığında yeni bir döneme hazırlanırken, kripto varlıkların ülkemizde de ilk kez mevzuata girmesiyle birlikte önümüzdeki döneme dair farklı düzenleme beklentileri de arttı.