Advertisement

Bence Avrupa’nın mevcut durumunu anlatan en iyi atasözü;

“Taşıma su ile değirmen dönmez” diyelim ve bu suyun kaynağına inelim..

Avrupa’nın Gündemi:

1-      Avrupa Adalet Divanı kararı (umurlarında mı ve ne kadar fiyatlanır muallak)

2-      AMB’nin 22 Ocak toplantısında Draghi daha cömert davranır mı?

3-      Avrupa varlıklarında tahvile giriş devam ederken, Euro’dan çıkış sertleşir mi?

Öncelikle Avrupa Adalet Divanı’nın kararını beklerken, bir bilirkişi bizi aydınlattı: “AB Mahkeme Bilirkişisi, “OMT programı AB müktesebatıyla prensipte uygun” açıklamasını yaptı.

Peki nedir bu OMT ve neden ihtiyaç duyuluyor?

OMT, Doğrudan Parasal İşlemler olarak türkçeye çevrilse de ikincil piyasadan devlet tahvili alım programının önünün açılması anlamına geliyor. Bu programı Almanya gibi desteklemeyen ülkeler de var. Çünkü Avrupa Merkez Bankası’nın OMT programına karşı çıkanlar; mali açıdan zor durumdaki ülkelere (Özellikle Yunanistan, Portekiz gibi çevre Avrupa ülkelerine) ait devlet tahvillerinin AMB tarafından satın alınması planının “pastadan alınan payda çekirdek ülkelerin payının azaltacağı” kanaatindeler. Şayet bu program devreye girerse Yunanistan’ın hastane masraflarını Almanya karşılayacak dersek yanlış olmaz.

AMB’nin mevcut parasal genişlemesi yeterli gelmiyor

AMB Başkanı Draghi TLTRO'ların toplam hacminin 1 trilyon euro seviyesine ulaşabileceğini kaydederken Mart 2015-Haziran 2016 döneminde 6 TLTRO ihalesi yapılacağını açıkladı. Öte yandan 2014’te yaklaşık 200 milyar dolar civarında olan LTRO’ların detaylarını aşağıdan görebilirsiniz.

Fakat tüm bu aksiyonlara rağmen 2014’te 1,98’den 2,16 trilyon euroya yükselen Avrupa Merkez Bankası’nın toplam varlıkları hala enflasyon yaratmak için yeterli olmuyor. Aralık 2014 itibari ile -%0,2 ile 2009 krizindeki seviyelerine gerileyen ve Avrupa’yı “deflasyon” kavramı ile yüzleştiren enflasyon verisi artık AMB’nin daha fazla adım (bu adımın içerisinde en gerekli senaryo ECJ’nin de gündeminde olan devlet tahvili alımı olduğu düşünülüyor) atması gerektiğini gösteriyor. Fakat gelişmiş ülkelerin genişlemeci para politikalarında, kriz ortamlarında AMB’ye nazaran çok daha hızlı ve atik olan FED’in mevcut şartlarda tahvil alımında en iyi örnek olduğunu, Japonya’nın ise finansal piyasalarda artan likiditeyi hane halkına yansıtamadığından kötü bir örnek olduğunu baz alabiliriz. Aşağıdaki grafikte ise ülke tahvillerinin dağılımını görebilirsiniz.

Son olarak Avrupa kanadında tüm bu çırpınışlar piyasa oyuncuları tarafından nasıl fiyatlanıyor diye analiz edecek olursak, EUR Enflasyona endeksli 5Y5Y Swap 1,48 ile tarihi düşük seviyede, Avrupa’da özellikle çevre tahvillerine yoğun giriş devam ediyor (şayet bu ülkelerin -ekside faiz verenler dahil- tahvilleri alınacaksa mevcut algının devam edeceği kanısındayım) ve 2005 Aralık seviyesine gerileyen Euro/Dolar paritesinde 1,17 altına doğru satışların devam etmesi de yüksek ihtimal dahilinde gözüküyor…

Bloomberg HT Araştırma

Güzem Yılmaz