Advertisement


2015 Genel Seçim öncesinde piyasa dostu senaryoların başında; AKP hükümetinin nitelikli çoğunlukla olmasa da tek başına iktidar olması ve HDP’nin barajı geçmesi geliyordu. Şuan geldiğimiz noktada ise belirsizlik ve erken seçim piyasa tarafından olumsuz yorumlansa da, her türlü koalisyon olasılığı türk varlıkları açısından çok kötümser yorumlanmıyor

Bugün gelen Moody’s notu her ne kadar koalisyonun olumlu fiyatlanmayacağı mesajını verse de, seçimin hemen ardından kredi derecelendirme kurumları S&P ve Fitch’den gelen Türkiye notlarına baktığımızda seçim sonuçlarının not üzerinde baskı yaratmadığını ve orta vadeli beklentilerde normalleşme sürecinin altının çizildiği görülüyor.
Fakat her halukarda kur başta olmak üzere, hem hisse hem de tahvil piyasasında dalgalanmanın arttığı ve risk primlerinin oldukça sert yükselip, oynaklığın rekor kırdığı bir dönemden geçiyoruz. Bu yüksek dalgalanmanın ne denli kalıcı olduğunu anlamak adında seçim sonrası belirsizliğin vadesini öngörmek dışında, dışardaki oynakılığı da sorgulamak anlamlı olacak. Öncelikle aşağıda kıyaslanan VIX (piyasa volatilitesinin göstergesi ya da ABD tabiri ile korku endeksi) ile Türkiye 5 yıllık CDS (risk primi) son 1 aydır beraber yükseliyor. VIX  15,74 ile son 1 ayın zirvesine çıkarken, TR 5 yıllık CSD 235 bps ile Aralık 2014 seviyesinde. Fakat zamanı biraz geriye sardığımızda  2015 Ocak itibari ile bu tablonun VIX lehine döndüğünü görüyoruz. Yani aslında ilk yarıda ABD’de oynaklık gerilerken, Türkiye’de seçim öncesinde risk primi göstergeleri yükseliyor.

Öte yandan gelişen ülkelerdeki oynaklığI ele aldığımızda VIX ile benzer bir tablo var. Yani 2015’in ilk 5 ayı gerileme yaşanırken, son 1 aydır yükseliş devam ediyor.

Bu süreçte özellikle Mayıs ayında gelişen ülkelere yaşanan fon akımlarına baktığımızda da aşağıdaki grafiklerde  görüldüğü üzere önemli ölçüde gerileme yaşanmış. 2015’in genel performansında ise gelişen ülkeler fon akımlarında yatay bir seyir izlerken, ülke bazında Türkiye sert fon çıkışları ile olumsuz ayrışmış. 2015 yıl genelinde Türkiye tahvil piyasasında yaşanan 2,8 milyar dolarlık çıkış da mevcut oynaklığı anlamlı kılıyor.


Kısacası Türk varlıklarında seçim öncesi yaşanan oynaklık ve baskının seçim sonrasının da devam etmesi mevcut belirsizlik ortamında normal karşılanıyor. Fakat ABD ve Avrupa’daki hisse balonunun sönümlenmesi, küresel tahvil rallisinin sonuna gelindiğine dair sinyaller (UST10 %2,49 ve BUND 10 %1,05 ile 8 ayın zirvesinde) ve tüm gelişen ülke kurlarında artan oynaklık aslında hikayenin Türkiye’ye özel olmadığını anlıyoruz. Dolayısıyla seçim sonrası yeni kurulacak hükümet belirsizliğinin ortadan kalkmasından sonra orta vadede Türk varlıklarında yaşanan baskının azalacağı kanısındayım.