Advertisement

Avrupa’yı hafife almayın

Avrupa ekonomisi  bir yandan İtalya bütçe riski ve Brexit belirsizliği, diğer yandan ABD’nin ticaret savaşları ve korumacılık politikaları ile özellikle gümrük vergilerindeki artış etkisinde sarsılmaya devam ediyor. Global büyüme beklentilerinin 2019 için %3,5 seviyelerine, AB büyüme beklentilerinin ise %2,5’ten %2 altına revize edildiğini görüyoruz. Bu hafta Almanya Ekonomik Uzmanlar Konseyi, yıllık raporda makro ekonomik gelişmeleri gözden geçirdi ve yılsonu için öngördükleri 2,3 oranındaki büyüme tahminini %1,6 seviyesine indirdi.

Avrupa’da sanayi şirketlerinin 3.çeyrek bilanço döneminde hammadde, ücretler ve  petrol fiyatlarındaki artış etkisiyle otomotiv, inşaat  ve çimento sektörü başta olmak üzere pek çok firmanın kar tahminleri 2015 yılından bu yana en düşük seviyeye geriledi ve enflasyonist baskı altında kaldı.

Öte yandan Avrupa’nın başta ABD, İngiltere ve Çin olmak üzere ihracat pazarlarında yaşanan talep daralması da önümüzdeki yıl Avrupa ekonomisinin büyüme bileşenlerinden ihracat katkısı üzerinde en büyük baskı unsuru. Örneğin Almanya’nın geçen yıl ihracat yaptığı ilk 6 pazar;

-          ABD 117 Milyar Dolar

-          Fransa 115 Milyar Dolar

-          Çin 97 Milyar Dolar

-          İngiltere 88 Milyar Dolar

-          Hollanda 87 Milyar Dolar

-          İtalya 73 Milyar Dolar

Bu pazarların ABD’de gümrük vergilerindeki artış, Çin’deki korumacı politikalar etkisi, İngiltere’de Brexit ile politik risk, İtalya’da ise bütçe riski ile tehdit altında olduğunu görüyoruz. Örneğin, Çin kaynaklı otomombil talebinin gerilemesi, BMW'nin de aralarında olduğu bir çok Avrupalı otomotiv şirketinin 2018 kar tahminlerinde aşağı yönlü revizyona gitmelerine sebep oldu.

Ya Türkiye etkisi?

Almanya’nın ticaret fazlası verdiği yani ihracatının ithalatından yüksek olduğu ülkelerden biri de 5,6 milyar dolar ile Türkiye. Türkiye’de 3 çeyrek üst üste beklenen eksi büyümenin ve bununla beraber iç talepteki daralma ile ithalatındaki düşüşün en büyük etkisi AB’ye, ondan da öte Almanya’ya olacak. Aşağıdaki grafikte de görüldüğü üzere Almanya’nın 2018 yılında ihracatında en sert düşüş Türkiye’de yaşanmış.

 

Berenberg 2019 Almanya büyümesini %1,6 seviyesine aşağı revize ederken Türkiye etkisini yıllık -0,25 puan olarak hesaplıyor.

Öte yandan pencerenin bizim tarafımızda olan manzarası;

Önümüzdeki günlerde AB’de yaşanan büyüme erezyonu ve saydığımız bu belirsizlikler Türkiye’nin en önemli ihracat pazarına ket vururken (Başta otomotiv ihracatı olmak üzere bir çok sektörde 2017’de AB’ye toplam 70 milyar dolarlık ihracat yaptığımızı düşünürsek) , doğrudan yatırımların kaynağı olan Avrupa (Türkiye’ye gelen FDI’ın %55’i AB'den) şayet bir durgunluğa girerse finansmana erişmemizde de büyük tehdit oluştucak.

Yani Türkiye, AB için sıradan bir gelişen ülke değil; ekonomik ilişkileri güçlü ve iç içe geçmiş bir kapı komşusu. İki ekonominin de aynı anda  durgunluğa girmesi kısa vadede Türkiye’nin önündeki en büyük ekonomik risklerden de biri.