Borsanın en büyükleri riskini yönetiyor
Deriva Danışmanlık verilerine göre BİST-30 Reel sektör şirketlerinin türev araç kullanımları incelendiğinde, 24 şirketin 20’sinin (%83) türev araç kullandığı sadece 4’ünün (%17) kullanmadığı tespit edilmiştir. Genelde türev araç kullanmayan şirketlerin net yabancı para açık pozisyonu olmadığı veya çok az olduğu görülmektedir.
BİST-100 içerisindeki BİST-30 hariç diğer 63 şirketin kullanım oranı ilk 30’daki şirketlerden daha düşüktür. Bunların 29’u (%46) türev araç kullanırken geri kalan 34 şirket (%54) türev araç kullanmamıştır. Türkiye’deki tüm reel sektör şirketlerinin 170 milyar ABD Dolarlık açık pozisyon değeri düşünüldüğünde BIST-100 şirketlerinin bu rakamın sadece %9’unu oluşturduğu söylenebilir. Diğer bir deyişle Türkiye’nin BIST-100 içerisinde yer alan halka açık büyük şirketlerinin net yabancı para açık pozisyonunun çok yüksek olmadığı riskin daha çok daha küçük ölçekli firmalarda
yoğunlaştığı tespiti yapılabilir..
Şirketlerimizin geçmişteki finansal krizlerden ders alarak türev araç kullanımıyla net yabancı para açık pozisyonunu kapatma veya azaltma eğiliminde olduğu görülmektedir. 2019 Aralık sonu itibarıyla İST30’daki incelenen 24 şirketten 13 şirketin (%54) net yabancı para pozisyonunun negatif, 11 şirketin (%46) ise net yabancı para pozisyonunun pozitif olduğu tespit edilmiştir.
Türev Araç Kullanımına Rağmen Şirketlerimiz Faiz Gideri Kaynaklı Finansman Zararı Yazmaya
Devam Ediyor…
BIST-30 şirketlerinin türev araç kullanmasına rağmen 2019 yılı içerisinde net finansman gideri yazdığı görülmektedir. 24 şirketin net finansman gelir gider durumlarını incelediğimizde 19 şirketin (%79) net finansman gideri varken, 5 şirketin (%21) net finansman geliri oluşmuştur. Net finansman gelir/gider kalemleri arasında kambiyo, faiz ve türev araç gelir/giderleri en önemli yeri tutmaktadır. Finansman gelir/gideri kalemleri tek tek incelendiğinde 2019 yılı içerisinde net finansman giderinin büyük bir kısmının faiz giderleri tarafından oluşturulduğu görülmektedir. 2019 yılı içerisinde artan faiz oranları
firmaların kredilerine olumsuz yansımış ve faiz gideri yazmalarına yol açmıştır. Dolar kurunun 5,25’den 5,95’e yıl içerisinde %10’a yakın arttığı düşünülürse kambiyo zararlarının da olmasına rağmen kullanılan türev araçlarla bu zararın bir kısmının giderildiği tespit edilmiştir.
Şirketlerimizin Daha Çok Bilançolarının Aktif Tarafında Türev Araç Pozisyonu Tutuyorlar…
24 şirketin türev araç bilanço dışı nominal aktif ve pasif değerlerini incelendiğinde sadece 11 şirketin bu bilgileri detaylı olarak verdiği görülmektedir. Burada Sabancı Holding’in ise sadece elinde tuttuğu net türev araç pozisyonunu açıkladığı tespit edilmiştir. Sabancı Holding’in elinde tuttuğu net türev araç nominal değeri 34,7 milyar TL’dir. Bu rakamla Sabancı Holding elinde en fazla türev araç tutan şirket olarak karşımıza çıkmaktadır. BIST-30 reel sektör şirketlerinin Aralık 2019 sonu itibarıyla
tuttukları türev araçlarda genelde aktif tarafın daha ağırlıklı olduğu görülmektedir. Bu ağırlığın genelde ileride döviz ihtiyacı olan firmaların bu açık pozisyonu kapatmak amacıyla türev araçlarda uzun pozisyona girmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Diğer bir deyişle ithalatçı olan firmaların döviz kurundan korunma amacıyla bu tarafı hedge ettiği söylenebilir
Bahsi geçen 24 şirketin toplam cirosu 671,5 milyar TL’dir. Buna göre firmaların toplam cironun %25’e yakın bir kısmını hedge ettiği söylenebilir.
Türev Araçları İçinde En Çok Çapraz Para Takas Sözleşmeleri ve Faiz Oranına Dayalı Takas
Sözleşmeleri Kullanılmaktadır
BIST-30’daki reel sektör şirketlerinin genelde döviz kuru riski, faiz riski ve emtia fiyat riskinden korunma amacıyla türev araçları kullandıkları tespit edilmiştir. 24 şirketin dipnotlarda verdiği bilgiler doğrultusunda hangi türev araçları kullandıklarına baktığımızda, listenin başında %27’lik bir oranla “Faiz Oranı Swap” ve “Cross-Currency Swap” olduğu görülmektedir. Bunları sırasıyla %24 ile “Döviz Forward”, %10 ile “Emtia Forward”, %5 ile “Emtia Swap” ve “Döviz Opsiyon”, son olarak da %2 ile
“Emtia Opsiyon” takip etmektedir. Kullanılan türev araçları dayanak varlıklarına göre gruplandırdığımızda ise firmaların en çok %56 oranla döviz kurunu hedge ettiğini, bunu %27 ile faiz riskinin takip ettiğini ve %17 ile de emtia fiyat riskinin geldiği söylenebilir.