Advertisement

Kripto para adını ilk duyduğumuz dönemlerde, finans dünyası bu yeni oluşumu pek de ciddiye almamıştı. Çoğu kurum tarafından “gelip geçici bir heves” olarak görülen kripto paralar, kısa zamanda o kadar popüler hale geldi ki, bu yeni dünyayı görmemezlikten gelen para otoriteleri telaşlanmaya başladı. Ve aradan 15 yıl bile geçmedi ki bugüne kadar paranın tahtında oturan merkez bankaları tam da “geliyor gelmekte olan” klişesine uygun bir şekilde harekete geçti ve kripto dünyasına yeni bir terim kazandırdılar: CBDC yani Central Bank Digital Coin.

Şu anda aklınıza gelebilecek birçok ülke kendi dijital parasını çıkarmak üzere çalışmalar yürütüyor. Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) verilerine göre, en az 60 ülke kendi dijital para birimini geliştirme yolunda. IMF Başkanı Kristalina Georgieva’nın geçen yılı sonunda açıkladığı rakam ise 110… İlk CBDC, 2020 yılında Bahamalar’da kullanıma sunuldu. Bu adımın ardından Doğu Karayipler, bir yıl önce ilk dijital para birliği bölgesi haline geldi. Bugün Nijerya’dan Çin’e, Türkiye’den Brezilya’ya kadar tüm merkez bankaları kendi CBDC’leri üzerinde çalışıyor. ABD, ‘doların kaynağı bende’ diyerek henüz bu konuda bir adım atmış değil ama Avrupa Birliği ve Çin, bu konuda epeyce yol kat etmiş durumda.

Türkiye de altyapı çalışmalarına başladı

AB, 19 ülkenin resmi para birimi olarak kullanılan euornun dijital versiyonu için uzun zamandır çalışıyor. Çalışmaları çeşitli komiteler eşliğinde sürdüren Avrupa Merkez Bankası’nın hedefi, 5 yıl içinde dijital euroyu kullanıma sunmak. Çin ise oldukça kritik seviyeleri geçerek birçok şehirde dijital yuanı kullanıma sundu bile. Hatta geçen aylarda yapılan kış olimpiyatlarında ciddi bir deneme fırsatı da buldu. Artık bugün Çin’de bazı ATM’lerden dijital yuan çekmek bile mümkün. Çin dışında diğer Asya Pasifik ülkeleri CBDC, çalışmalarında Batı’nın hayli önünde. Zira Avustralya, Malezya, Singapur gibi ülkeler dijital paranın sınır ötesi ödemelerde kullanımını test edeceğini duyurdu. Türkiye de CBDC konusunda çalışma yürüten ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, Aselsan, Havelsan ve TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği Araştırma Merkezi’nin katılımıyla Dijital Türk Lirası İşbirliği Platformu oluşturarak projeye start verdi. Henüz ayrıntıları tam olarak açıklanmamış olsa da birkaç yıl içinde biz de pilot olarak dijital TL kullanmaya başlayabileceğiz.

Neredeyse tüm dünya MB’leri CBDC için çalışıyor ancak önemli olan bu teknolojinin altyapısını oluşturmak ve yasal düzenlemeleri de hayata geçirmek. Birçok merkez bankasının dijital ödemeler konusunda bir know-how’ı, deneyimi maalesef yok. Oysa bu tür girişimler derin bir bilgi birikimi, deneyim ve teknolojik altyapı gerektiriyor. İşte bu nedenle birçok kurum, ya bu işi daha önce yapmış şirketlerden danışmanlık alıyor ya da finans kuruluşlarıyla iş birliği yapmayı tercih ediyor. Türkiye’de de şimdilik kamuya ait teknoloji şirketleriyle bir iş birliği modeli oluşturulduğunu görüyoruz ancak ilerleyen dönemde, başta bankalar ve FinTech’ler olmak üzere geniş bir paydaş ağı kurulmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Çünkü dijital paraların uluslararası ödemelerde kullanımı, bankalardaki mevduat hesaplarıyla uyumu, ödeme sistemi mimarisinin bu yeni döneme göre yeniden şekillendirilmesi çok büyük önem taşıyor. Eğer bu konularda akılcı çözümler geliştirilmez ve sonuca odaklı bir yol haritası oluşturulmazsa bir çıkmaz içine girilmesi kaçınılmaz olacaktır.