Advertisement

Tüm dünyayı zorlayan bir yılı geride bıraktık ve ülkemiz açısından çok özel bir anlamı olan 2023 yılına girdik. Öncelikle tüm okurlarıma mutlu, sağlıklı ve başarılı bir yıl dilerim. Bildiğiniz üzere 2023 yılında, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutlayacağız. Atatürk, “Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz” diyerek bizlere çok önemli bir sorumluluk yükledi. Dolayısıyla ülkemizin en genç sektörü olan FinTek’lerin temsilcisi olarak da bizlere çok daha büyük bir görev düşüyor. Sektör olarak biz de bu bilinçle faaliyetlerimizi sürdürüyor ve teknolojiyi odağına almış bir ülke olmak için çalışıyor, sınırları aşarak farklı ülkelerde varlık gösteriyoruz. Ancak daha yolun başında olduğumuzun da bilincindeyiz.

Evet hem ekonomik hem de siyasi anlamda sorunların olduğu ve tüm dünyayı etkilediği bir yıl yaşadık ancak FinTek’ler açısından değerlendirdiğimizde artı hanesinin daha fazla olduğunu görüyoruz. Önemli olan bu artıların sayısını artırmak…

2022 yılı geneline baktığımızda özellikle “Banka-Fintek” ortaklıklarına yönelik önemli gelişmelere imza atıldığını söylemek mümkün. Özellikle yapılan regülasyonların ardından bankaların FinTek’lere olan ilgisinin arttığını görüyoruz. Servis bankacılığı, açık bankacılık gibi konularda faaliyetleri olan FinTek’ler bankaların radarında yer alıyor. Öte yandan, müşteri ağını genişletmek, müşteri deneyimini iyileştirmek isteyen bankalar bu iş için en doğru adresin yine FinTek’ler olduğunu biliyor.

FinTek’lere ortak olma talebinde artış var

Diğer taraftan, Türkiye’de FinTek’lere, startup’lara yatırım yapmak isteyen kişi ve şirket sayısının hızla arttığını görüyoruz. Son yıllarda girişim sermaye şirketlerinde biriken fonlar bunun göstergesi. Geçenlerde dinlediğim bir banka genel müdürü bu ilgiyi şöyle yorumladı: “Türkiye’de yatırımcıların ana işlerinden para kazanmaları giderek zorlaşıyor. Bu nedenle sermaye sahipleri bizim gibi kuruluşların oluşturduğu fonlara ilgi gösteriyor. FinTek’lerin son yıllarda artan başarısı ve gelecek vaat eden yapısı ilgiyi artırıyor.”

Ancak aynı bankacı, sektörümüz açısından çok önemli bir konuya da parmak bastı. FinTek’lerin sermaye bulmasının önemli olduğunu ancak bunun da hisse kaybına yol açtığını, bankaların FinTek’lere yatırım yapmalarının yanı sıra kredi verme seçeneğini de gündemlerine almalarını önerdi ki bence de sektörümüzün en çok ihtiyaç duyduğu konulardan biri bu.

Bildiğiniz gibi sektörde son dönemlerde konuşulan konuların başında “Bankalar FinTek, FinTek’ler banka olmak istiyor” saptaması geliyor. Yaşanan gelişmelere bakınca doğruluk payı yok değil. Kısa bir süre önce katıldığım ve Türkiye’nin iki duayen bankacısının konuşmacı olduğu toplantıda bu konu gündeme geldi. Türkiye’nin en büyük bankalarından birinin genel müdürü, konuyu şöyle özetledi: “Bu söylemin doğruluk payı var ancak her iki kurum için de net bir şekilde çizilmiş yasal zorunluluklar var. FinTek’ler müşteri sayısını artırarak ölçek ekonomisinden yararlanmak istiyor. Bankalar ise daha fazla müşteriye ulaşmak, finansal kapsayıcılığı artırmak ve müşterisine daha hızlı hizmet vermek istiyor. Her iki yapının da ortak çıkarları burada buluşuyor. Dolayısıyla birlikte çalışarak ortak hedeflere ulaşabiliriz.”

Veriyi işleyen rekabette öne çıkacak

Yukarıda görüşlerini paylaştığım iki bankacının sektöre bakış açısı, bankalarla aynı noktada buluştuğumuzu gösteriyor. Gelinen bu noktanın sektörümüzün bu yıl hızına hız katacağına inanıyorum. Ancak her zaman vurguladığım bir konuyu yine gündeme getirmek istiyorum.

FinTek’ler olarak sahip olduğumuz veriyi akla dönüştürmeliyiz. Çünkü elimizde gerçekten çok önemli bir kaynak var. Hangi kıymetli veriye sahip olduğunun ayırdında olan ve bunu işleyip dönüştürebilen şirketlerin öne çıkacağı muhakkak.