Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Hayat pahalılığı başta, ekonomik dengeleri yerli yerine oturtmak için güçlü program uygulandığını ve yıl sonundan itibaren olumlu sonuçların görülemye başlanacağını belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seyyanen artışların emekli maaşlarına etkisine ilişkin mesaj verdi.

"Seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğin de farkındayız" diyen Erdoğan, "Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz" diye konuştu.

Kütahya'da yaptığı konuşmada emekli maaşlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Emekli maaşlarını bizler önceki dönemkilerle kıyas edilemeyecek seviyeye çıkarsak da gönlümüz vatandaşlarımızın daha iyi şartlarda yaşamasını istiyor. Ekonomi hesap kitap işidir. Gelir-gider dengesini tutturamazsanız 1970'ler ve 1990'lardaki gibi siyasi, sosyal çalkantıların pençesine düşmeniz kaçınılmazdır. Biz harcadığımız her kuruşu devleti ve milletiyle çalışıp kazanmak mecburiyetindeyiz" dedi.

"Çok çalışıp, çok kazanıp vereceğiz"

En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı, ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlar için yeterli olmadığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Peki, emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz? Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz. Şimdi birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız bizim ülkemizde halihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık 10 bin lira eklemek demek, 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. Dikkat ediniz mevcut maaşların tutarından söz etmiyorum. Sadece 7 bin lira veya 10 bin lira olarak ifade edilen ek artışın maliyetini anlatıyorum. Yani 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak, tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor."

"Eğitime, sağlığa tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya kurtarıyor ya kurtarmıyor" ifadelerini kullanan Erdoğan, bu konudaki görüşlerini şöyle sürdürdü:

"Askeriyle, polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla velhasıl tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz. Altını tekrar çizerek ifade ediyorum. Burada konuştuğumuz emeklilerimizin mevcut maaşlarının maliyeti değil, yapılması istenen ilave artışların tutarıdır. Ayrıca seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğin de farkındayız.

Sırtında yumurta küfesi taşımayanlar tabii ki istedikleri gibi atıp tutabilirler. Sorumluluk makamında olmayanlar elbette her aklına eseni söyleyebilirler ama milletin ülkeyi ve devleti yönetme görevi verdiği bizim için böyle bir durum asla söz konusu değil. Biz yaptığımız her işin hesabını 85 milyonun tamamına vermekle mükellefiz. Biz, attığımız her adımı en ince detayına kadar hesaplamak zorundayız."