Advertisement
HABERLER ABONE OL

Avdagiç, hibrit olarak gerçekleştirilen aralık ayı olağan meclis toplantısındaki konuşmasında salgınının etkilerine değinerek, "Salgın şokunun ardından gelen beklenmedik artçı şoklar, 2021’in genel görünümüne damgasını vurdu. Navlun kriziyle başlayan artçı şoklar serisi, emtia fiyatlarındaki yüksek artış, enerji krizi, yüksek enflasyon ve Kovid-19'un yeni mutasyonlarıyla sürdü." ifadelerini kullandı.

Salgının 3. yılının günlük aktivite ve sağlık etkileri açısından ilk 2 yıldan daha iyi olacağını ifade eden Avdagiç, tedarik zincirlerindeki sorunların 2022’de önemli ölçüde bitmesi beklendiğini ancak özellikle çiple ilgili sıkıntının azalarak da olsa yılın genelinde etkili olabileceğine ilişkin tahminlerin ağırlık taşıdığını aktardı.

Avdagiç, 2021 yılının özellikle ihracatçıyı cesaretlendiren bir yıl olarak tarihe geçtiğini vurgulayarak, "Deyim yerindeyse Kovid-19 girdabından 2022’de tamamen çıkabileceğimiz bir ekonomik zemin kazandık. Bunun en önemli göstergesi de, 2021 yılının üçüncü çeyrek büyüme rakamıdır." dedi.

Türkiye'nin salgının başından bu yana üst üste 5 çeyrektir büyüyen ekonomi ile yakalanan trendin geçici olmadığını gösterdiğini belirten Avdagiç, son dönemde bütün uluslararası kuruluşların Türkiye’nin büyüme oranlarını yukarı doğru revize ettiğini hatırlattı.

- "2022’de Türkiye ihracat fazlası veren ülkeler ligine kalıcı şekilde girecek"

Şekib Avdagiç, ihracatçıların birçok üründe siparişleri karşılamakta zorlandığını ifade ederek, "Bu tablo, Türkiye’nin hızlı bir yatırım hamlesine girmesi gerektiğine işaret ediyor. Satacak malımız olsa, daha fazlasını satabilir durumda olacaktık. Bu durumda belki de yıllık 250 milyar dolarlık ihracatı konuşuyor olacaktık." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin finansmanını üreterek, kazanarak sağlayan bir ülke olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini dile getiren Avdagiç, "İş dünyası olarak hükümetimizin bu süreçte vereceği her türlü desteği, tam kapasiteyle yatırıma ve istihdama çevirmek temel hedefimiz olmalı. İnanıyoruz ki bu geçiş yılının tamamlanmasının ardından 2022’de Türkiye ihracat fazlası veren ülkeler ligine kalıcı şekilde girecek." şeklinde konuştu.

Avdagiç, 2021 yılında cari açıkta olumlu gelişmeler yaşandığına değinerek, "İhracatta devam eden artışın etkisiyle 2020’de yüzde 4,9 düzeyinde bulunan cari açığın GSYH’ye oranının bu yılın yüzde 2,5 seviyelerine ineceği görülüyor. Bu da kırılganlığın azalması anlamına geliyor. Dolayısıyla Türkiye’nin yönünü cari açığı sıfıra indirmeyi esas alan politikalara çevirmesi çok değerlidir. Cari açığın gündemimizden çıkarılması, Türkiye'yi hem ekonomik hem de siyasi olarak çok daha iyi bir seviyeye taşıyacağına inanıyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Asgari ücrette enflasyonun üzerinde bir ücret artışı politikası izlenmeli"

İTO Başkanı Avdagiç, ihracat kadar iç talebin sürdürülmesini de önemsediklerini belirterek, "Çünkü ihracat yapmak için Türkiye’ye yatırım yapan çokuluslu şirketlere ihtiyacımız var. Onlar da yatırım yapacakları ülkenin iç pazar büyüklüğüne bakar. İnanıyorum ki, alım gücümüzün artışına koşut olarak, ihracat için yatırım yapan firmalar iç pazara da satış yapacak. Bu yüzden asgari ücrette denge mekanizmasını önemli buluyoruz." diye konuştu.

Emekçi olmadan üretim olmayacağını vurgulayan Avdagiç, şöyle devam etti:

"Emekçinin emeğine değer kazandırmadan, üretilen mal ya da hizmette de değer olmaz. Bu yüzden üretimin dört temel unsurundan (emek, sermaye, toprak ve girişimciden) biri olan emek, mutlu olmadan bereketli bir üretim gerçekleşmez. Oda olarak biz son bir yıldır bu yönde açıklamalar yapıyoruz. Üyelerimiz, emeğe sahip çıkma noktasında iş dünyasına örnek oluyorlar.

İşçiye verilen, emekçiye verilen ilave her zam, onun daha insanca bir ortamda yaşaması için gösterilen gayret, karşılıksız kalmaz. Bu yüzden iş dünyamız, asgari ücrette enflasyonun üzerinde bir ücret artışı politikasını izlemeli. Çok değerli bir Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız var. Şu an süren asgari ücret görüşmelerin, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı tutumu, Vedat Bilgin’in getirdiği bakış açısıyla, iş ve işçi dünyasını mutlu eden bir kararla neticeleneceğine inanıyoruz."

- "Kurdaki aşırı dalgalanmaların önüne geçilmesi büyük önem taşıyor"

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, emtia fiyatlarındaki artış ve diğer etkiler sebebiyle enflasyon 2022 yılında da dünyada başrolde olacağını ifade ederek, dünya ile entegre bir ekonomiye sahip Türkiye'nin de yüksek enflasyondan payına düşeni alacağını söyledi.

Yükselen enflasyonun beklentilerde ciddi bozulmalara yol açtığını aktaran Avdagiç, özellikle kur ve emtia fiyatlarındaki artıştan kaynaklanan yüksek enflasyonun bir dengelenme programıyla aşağıya çekilmesi gerektiğini dile getirdi.

Türkiye'nin kur-faiz ikileminde ilginç ve hassas bir süreçten geçtiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Bizim kurda yaşanan artış karşısında söyleyeceğimiz tek söz vardır; daha çok ihracat yapmalıyız, daha çok üretim yapmalıyız. Şunu iyi biliyoruz, Türkiye bu süreçten hükümet, özel sektör ve halkımız el ele vererek başarıyla çıkacaktır. Çünkü biz Türkiye’nin potansiyeline güveniyoruz. Türkiye ekonomisinin kur-faiz gibi iki parametreye hapsedilmeyecek kadar güçlü ve büyük olduğunu bir kez daha altını çiziyoruz. Daha önce açıkladığımız gibi, tartışmalar faiz-kur ekseninden uzaklaştı. Hedefi faiz ve kur üzerinden hesap görmek olanlara imkan vermemeliyiz. Dünya ihracatındaki payımızın yüzde 1’i, ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 90’ları geçtiği bu dönemde kur atakları manipülatiftir. Türk reel sektörü gücünü üretimden, yatırımdan, ihracattan almaktadır. Türkiye ekonomisinin çıpası üretimdir, yatırımdır, kısır bir döngüye mahkum edilemez.

Bu yüzden Döviz-faiz meselesine farklı açıdan da bakmak durumundayız. Türkiye'nin yeni kalkınma modeli 'üretim' üzerine inşa edilmiştir. Türkiye’nin sürekli ilave dış kaynak sağlamak için, ciddi bir ek maliyet ödemesinin artık sonlandırılması gerektiği çok açık. Bununla ilgili bir yol ayrımına gelindi. Belirli bir bedel ödenmesi gerekiyorsa, o bedeli de ödeyip ekonomide yeni bir döneme geçilmesi gerekiyor. Ancak kurdaki artışın ve fiyatlama davranışlarını bozan aşırı dalgalanmaların önüne geçilmesi de büyük önem taşıyor."

Altın, ABD enflasyon verisi öncesinde hafta boyunca inişli çıkışlı bir seyir izlerken bu haftayı da kayıpla kapatması halinde 2019’dan bu yana en uzun haftalık kayıp serisini gerçekleştirmiş olacak. Gram altın ise küresel altın fiyatlarının dar bir fiyat aralığına sıkışmasıyla dolar/TL’deki seyri takip ediyor.

Altın yatırımcıları, ABD Merkez Bankası Fed’in faiz artırım patikasının nasıl şekilleneceğini daha iyi anlamak için bugün 16:30’da açıklanacak ABD tüketici enflasyonu verisine odaklandı. Altın, enflasyon artsa dahi merkez bankalarının yakın zamanda faiz artırmayacağına dair beklentilerle Kasım ayında yükselmişti.

Fed yetkilileri daha önce yaptıkları açıklamalarda para politikasındaki sıkılaşmanın hızı için enflasyondaki yükseliş ve istihdamdaki iyileşmeye odaklandıklarını belirtmişti. Altın yatırımcıları da Fed’in faizleri ne zaman artıracağını anlayabilmek için istihdam verilerini yakından takip ediyor.

Ons altın fiyatı

Hafta başından bu yana dar bir fiyat aralığında işlem gören ons altın, çarşamba günü 1.792 dolar seviyesine kadar yükseldikten sonra gerileyerek yeniden 1.780 dolar civarına indi. ABD enflasyon verisi öncesinde yatay bir seyir izleyen değerli metal, ABD enflasyon verisi öncesinde 1.779 dolar civarında bulunuyor.

Gram altın fiyatı

Gram altın, dolar/TL’deki yükselişle geçen hafta 791 TL’ye ulaşarak rekor tazeledikten sonra hafif bir çekilme yaşasa da haftanın kalanında yükseliş eğilimi içerisindeydi. Yeni haftaya yatay bir seyirle başlayan gram altın, pazartesi günü dolar/TL’deki yükselişle rekor tazeleyerek 795 TL’yi gördükten sonra cuma günü 789 TL civarında bulunuyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) piyasa katılımcılarının beklentilerini derlediği anketinde enflasyon beklentilerindeki yükselişin sürdüğü izlendi.

TCMB'nin Aralık ayına ilişkin Piyasa Katılımcıları Anketi'nde 12 ay sonrası TÜFE beklentisi yüzde 21,39 oldu. Bir önceki ankette bu beklenti yüzde 15,61 olarak kaydedilmişti.

Böylelikle veri setinin en sert artışı kaydedildi.

Ankette yıl sonuna ilişkin enflasyon beklentisi de yüzde 19,31'den yüzde 23,85'e yükseldi.

24 ay sonrası TÜFE beklentisi yüzde 14,41 olarak gerçekleşti.

Döviz kuru beklentileri de sert yükseldi

Aralık anketinde yıl sonu dolar/TL beklentisinin 9,98 TL'den 13,77'ye yükseldiği izlendi. 12 ay sonrası dolar/TL kuru beklentisi de 10,93'ten 15,56'ya çıktı.

GSYH 2021 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 9,2 iken bu anket döneminde yüzde 9,9 olarak kaydedildi.

GSYH 2022 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 4,2 iken bu anket döneminde yüzde 4,1 olarak gerçekleşti.

Kritik ABD enflasyon verisi öncesinde Çin’de iki gayrimenkul şirketinin dolar tahvillerinde temerrüde düşmesi, Omikron varyantının Deltadan 4,2 kat daha hızlı yayıldığına yönelik bir çalışma gibi gelişmeler küresel borsaların haftanın son işlem gününde satıcılı bir seyir izlemesine neden oluyor.

Hafta içinde aralıksız üç gün yükselen ABD endeksleri Perşembe günü tüketici ağırlıklı ve gayrimenkul sektörü öncülüğünde düşüş kaydetti. Dow Jones yatay kapanırken, S&P 500 yüzde 0,72, Nasdaq 100 yüzde 1,49 geriledi. Bu sabah vadeli endeksler hafif artıda.

Asya ise dünkü ABD kapanışlarını takip ederek düşüyor. Gözler özellikle de dolar tahvillerinde resmi olarak temerrüde düşen China Evergrande Group ve Kaisa Group Holdings Ltd.’ye çevrilmiş durumda. Evergrande hisseleri yüzde 2 civarında düşerken, Hong Kong’da işlem gören Kaisa hisselerinin işlemleri askıya alınmıştı.

Dolar yatay seyrederken, ABD ham petrolün varili 70 doların altına geriledi.

Dikkatler ABD enflasyon verisinde

ABD kasım ayı tüketici enflasyonu verileri bugün 16:30’da açıklanacak.

Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin medyan beklentisi TÜFE’de aylık yüzde 0,7, yıllık yüzde 6,8 artış açıklanması yönünde.

Yıllık enflasyonda beklentinin gerçekleşmesi halinde, ABD enflasyonu eski Başkan Ronald Reagan’ın ilk döneminden yani 1980’lerin başından bu yana en yüksek seviyesine çıkmış olacak.

Verinin açıklanmasından önce dün gece açıklamalarda bulunan Beyaz Saray Ekonomi Danışmanı Brian Deese, kasım verilerinin son dönemde enerji maliyetlerinde ve emtiada yaşanan düşüşleri yansıtmayacağını söyledi ve bu etkilerin daha sonraki verilerde görüleceğine işaret etti. Verinin geriye dönük olduğuna değinen Deese, benzin ve doğal gaz fiyatlarında yaşanan düşüşlerin yanı sıra taşıma masrafları ile emtia fiyatlarındaki düşüşün bugünkü veride hesaba katılmayacağını belirtti. Enflasyonun Amerikan halehalkının cüzdanlarını etkilediğini belirten Deese, uzmanların ortak görüşünün fiyat artışlarının 2022’de ılımlı hale geleceği yönünde olduğunu kaydetti.

Öte yandan dün açıklanan verilere göre ABD’de geçen hafta işsizlik maaşına başvuranların sayısı 52 yılın en düşük seviyesine geriledi. Başvurular 43 bin düşüşle mevsimden arındırlmış olarak 184 bine indi. Bu rakam 220 bin seviyesindeki beklentinin de altında kaldı.

Enflasyon verisinin ardından yatırımcılar gözlerini gelecek haftaki Fed toplantısına çevirecek. Aralarında Ellen Zentner’in de olduğu Morgan Stanley ekonomist ve stratejistleri, büyümenin sağlam olduğu, istihdam piyasası koşullarının güçlenmeye devam ettiği bir ortamda Fed Başkanı Jerome Powell dahil çok sayıda merkez bankası yetkilisinin yükselen enflasyondan duyulan rahatsızlık nedeniyle daha şahin bir politika duruşu benimsemeye başladığına işaret ettiler. Kurumun dünkü raporunda, “Fed beklentimizi güncelliyoruz ve Federal Açık Piyasa Komitesi’nin faizleri, bir önceki tahminimizden iki çeyrek öne çekerek, Eylül 2022’de artırmaya başlayacağını öngörüyoruz” denildi.