Advertisement

Dünya ülkeleri ticarette kendi sınırlarını koruma çabasında. Ticaret savaşları tartışmaları tüm hararetiyle sürerken küresel e-ticaret pazarı da başka bir yöne doğru evriliyor.

Ucuz iş gücü sayesinde dünyanın üretim merkezi haline gelen Çin'e karşı e-ticarette koruma kalkanı çeken ülkelerden biri de Türkiye. 

Mayıs ayında alınan kararla yurt dışından internet üzerinden yapılan alışverişlerde 22 euroyu aşmayan ürünler için geçerli vergi muafiyeti kaldırılmış ve tüm ürünlere yüzde 18-20 oranında gümrük vergisi ödenmesine karar verilmişti. Artık 22 euro değerindeki bir ürün için ekstra 4 euro vergi ödüyoruz. 

Kararla birlikte tüm kargolar gümrük denetimine tabi olduğu için gümrüklerde yoğunluk arttı, yoğunlukla başa çıkmakta zorlanan kargo şirketleri ekstra ücret talep etmeye başladı. Astarı yüzünden pahalı gelince vatandaşların büyük bölümü malları iade etme yoluna gitti.

Kargo, Kurye ve Lojistik İşletmecileri Derneği Başkanı Aslan Kut'un sözlerine kulak verelim:

- "Alıcılar kendi operatörlerine yetki belgesi vermek durumunda kaldılar, kimliklerini, içerik bilgi beyanı vermek, vergiyi ödeme belgesi sunmak durumunda kaldılar. Daha önce bu kargolar Türkiye'ye indiği gün alıcıya ulaştırılırken bu işlemlerden ötürü zaman, gün kaybı olmaya başladı, alıcılar sürpriz bir şekilde en az 4 euro vergi ödemek durumunda kaldılar. Alıcıların bir kısmı bu kargoları iade etme noktasına gittiler. Antrepolarda bekleyen kargolar için doğal olarak Ardiye ücreti taahukkuk ediyor ve bu da maliyet haline geldi, çoğu alıcı bu kargoları almadı ve geçici depolarda bu kargolar birikmeye başladı. 

Bir yanda biriken kargo var, diğer yanda artı maliyetli kargolarını teslim almak istemeyen müşteri grubu var. Hem sektör hem de alıcıların bu konudan muzdarip hale geldiğini söyleyebilirim. Keşke uygulama süresi 15 gün değil de 6 aylık bir dönem öngörülseydi. Hem vatandaşlarımızda farkındalık yaratılır hem de operatörler altyapılarını buna göre düzenlerdi."

Gümrük Müşavirleri Derneği Genel Sekreteri Mustafa Sezen'e göre ürünlerin teker teker kontrolü süreci daha da uzatıyor. Çünkü numune gönderilerde ürünün üzerinde ya da fatura numarasında 'Sample' ifadesinin olması gerekiyor.

Tebliğde yapılan ani değişiklikler hem tüketiciler hem de kargo şirketleri tarafında mağduriyet yaratmış durumda. Ucuz olduğu için yurtdışını tercih eden vatandaşların ürünleri uzun süre gümrükte bekletiliyor bir de üstüne yüksek bedeller talep ediliyor. 

YURTDIŞINDAN ALIŞVERİŞE ÜRÜN KISITLAMASI

Sadece mağdur olan vatandaşlar değil. İşletme sahipleri de tepkili çünkü numuneler de gümrükte bekleyen ürünler arasında yer alıyor. 

Geçtiğimiz ay sonunda bir karar daha duyuruldu, 14 Temmuz'da yürürlüğe girecek. Gerçek ve tüzel kişilerin posta ve hızlı kargo yoluyla ithal edilen gönderilerine kısıtlama getiriliyor. Alınan kararla, bir birey bir ayda yurt dışından en fazla 5 ürün, şirketler ise 5 adet numune sipariş edebilecek.

İthalatı kesmeye dönük atılan adımların ihracat tarafındaki sıkıntıları da beraberinde getirebileceğinden endişe ediliyor.

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akyüz, numune gönderilerin sınırlandırılmasını talihsiz bir önlem olarak nitelendiriyor.

Son bir aydır numunelerin gümrükte takıldığını kaydeden Akyüz, numunesi gelmeyen, rengi onaylanmayan, etiketi bir türlü onaylanmamış ürünler nedeniyle çok ciddi problem yaşadıklarını, beklemeden dolayı ihracatların bir sonraki aya sarktığını söylüyor.

Yurtdışından gelen ürünlerde ticari amaçlı mı numune olarak mı geldiğinin ayrımının yapılmasını gerektiğini bildiren Akyüz, sözlerini şöyle sürdürüyor: 

"Kimya ihracatçısının %80 oranında ithalatı ham maddelerden kaynaklanıyor çünkü Türkiye’de yok. Bu numuneleri getirme çabasında olan üreticiler ve ihracatçılar sanki ithalatçıymış muamelesi görmeye başlıyorlar. Geçtiğimiz hafta özellikle bu sıkıntılardan dolayı uluslararası bir kargo şirketini ziyaret etmek zorunda kaldım ve inanılmaz derecede bir yoğunluk söz konusuydu. Normal dış ticaretini yapmak için uğraşanların da bütün işleri aksamış durumda. Burada çift taraflı bir etki söz konusu. Hem ithalata hem ihracata hem de aynı zamanda online ticareti kişi bazında yapmaya çalışan daha küçük ticari ortama da etkisi oldu."

Düzgün bir altyapı kurulmadan ani verilen kararlar çok daha olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Türkiye'de ihracatçıların önemli bir bölümünün hammadede ağırlıklı olarak yurtdışına bağımlı olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda ayrımın doğru yapılması daha büyük önem arz ediyor.