Yılbaşından bir çok fon yöneticisi aynı şeyi söylüyordu: Bu seneye kadar likidite ve düşük faizle piyasalar hep beraber yukarıya doğru hareket etti, 2013'de ancak hikayesi olanlar devam eder. Bu beklentide en önemli unsur Merkez Bankaları’nın enflasyonu azdırmadan ve varlık balonları yaratmadan enjekte edebileceği likiditeyi verdiği inancıydı. 2013 yılında genel kabul gören senaryo, ABD önderliğinde gelişmiş ülkelerde ekonomik toparlamanın görüleceği ve paranın artık anavatanına – gelişmiş ülkelere- geri döneceği yönündeydi.
Global ekonomiler büyüyeceğine küçülüyor...
Bir süredir gelen verilerin hiç tadı tuzu yok. Özellikle ABD verileri büyük hayal kırıklığı yaratıyor. Düşük gelen Tarım Dışı İstihdam, zayıf gelen perakende & sanayi üretimi ve son olarak beklenenden daha çok düşen dayanıklı mal siparişleri aynı şeyi söylüyor: ABD beklenenin aksine büyüme konusunda vites düşürüyor. Konu sadece ABD ile de sınırlı değil. Çin 1. çeyrek büyüme rakamını % 7,5’a çekiyor. Avrupa için büyüme rakamı ise daha doğrusu daralma rakamı ise -% 0,3’e revize ediliyor.
Büyük sürpriz enflasyon tarafında
İşte bu nokta herkesin paniklemeye başlayabileceği, portföylerin boşaltılabileceği konuşuluyordu. Çünkü ciddi para arzı yaratılmış ancak büyüme gelmiyordu. İşin kötüsü yaratılan paranın enflasyon olarak da geri dönme ihtimali vardı. Ama son gelen enflasyon rakamları bu konuda endişelenmenin gereksiz olduğunu gösterdi. ABD’den Kanada’ya, Çin’den Avrupa’ya hemen hiçbir yerde enflasyon risk olarak ortaya çıkmıyor.
Son açıklanan verilere göre dünyada ciddi bir enflasyon sorunu yok. Ya da bir başka ifade ile enflasyon sorunu olan ülke sayısı Türkiye dahil oldukça az.
O zaman pozisyon artırmaya devam mı?
Şimdi bir çok trader aynı soruyu soruyor kendine: Eğer enflasyon riski şimdilik masanın üzerinde değil ise o zaman endişe etmeye gerek var mı? Gere yoksa dolayısı ile riskli pozisyonları azaltmaya da gerek kalmayabilir.
Geçen haftadan beri piyasada fiyatlanan hikaye bu. Ancak bu hikayenin ne kadar uzun süreceği önemli olacak. Çünkü enflasyon belki kısa vadede yok ama büyüme de yok.
Dolayısı ile belki tahvil bono piyasasında artırılan pozisyonları anlamak bir bakıma mümkün ama hisse senedi piyasasında hangi hikaye alınıyor? Bunu iyi okumak lazım.