Advertisement

ABD'de korkulan "Kıyamet Senaryosu' geçen hafta gerçekleşmedi. Son dakikada varılan anlaşma ile Bütçe Tavanı 15 Şubat'a kadar artırıldı. Aynı zamanda Bütçe onaylanamadığı için hükümetin düştüğü "Shutdown" durumu da 7 Ocak'a kadar kaldırıldı. Bu gelişmeler karşısında istenilen tek şart ise 13 Aralık tarihinde Cumhuriyetcilerin ve Demokratların ABD Bütçesinde önümüzdeki 10 sene boyunca yapılması planlanan kesintiler konusunda uzlaşması.

Piyasanın çok sevindiği ABD'deki anlaşmanın özeti yukarıdaki gibi. Bence bu anlaşmanın uzun ömürlü olması kolay değil. Ekim ayında hükümetin fonksyonlarını yerine getirememesi sonucunu bile göze alarak uzlaşmamayı seçen iki partinin 13 Aralık'a kadar çok daha ciddi bütçe kesintilerinde orta yolu bulması bana çok kolay gelmiyor. Eğer bu tarihe kadar bir anlaşma sağlanamaz ise Şubat ayına kadar artırılan Borç Tavanının yeniden ciddi bir sıkıntı yaratması muhtemel. Yani aslında geçen hafta alınan karar sadece "Kıyamet senaryosu"nun ötelenmesinden ibaret.

-Peki bu durumda piyasalar neyi kutluyor?

Piyasalar aslında ABD'deki durumun belirsizliği daha fazla artırdığını biliyor. Sadece kısa soluklu bir nefes alındı. Dolayısı ile piyasaların Abd'deki durumu kutlamadığı söyleyebiliriz. Asıl kutlanan yaşanan gelişmeler sonucunda FED'in parasal genişlemeyi (QE) beklenenden daha uzun sürdürmek zorunda kalacağı beklentisi.

ABD Borç tavanı meselesi geçen hafta Şubay 2014'e kadar ötelenmeden önce FED'in tapering olarak adlandırılan tahvil alım programını azaltması için öngörülen süreç  "Aralık 2013 yada Ocak 2014 'de başlar ve 2014 ortasında biter " diye ifade ediyordu. 6 aylık bir beklemenin sonunda da 2015 başından itibaren FED'in faiz artırımları bekleniyordu. Şimdi ise bu durum değişti. Bloomberg'in anketine göre azaltmaya başlama tarihi olarak öngörülen süre en iyi ihtimalle Mart 2014. Bitimi için öngörülen süre ise 2014'ün sonu.

Peki FED'in faiz artırımları ne zamana kaldı? Grafikte de görüldüğü gibi 2015 sonuna kalmış görünüyor. FED Futures Rate'a baktığımızda 2015 yıl sonunda şu anki % 0,25 seviyesindeki faizin %0.75'e çıkması bekleniyor. Dolayısı ile piyasaya göre o zaman kadar faiz artırımı yok.

Sonuç...

FED'in  para basmaya devam edeceği, likiditenin gidecek yer bulamayacağı ve sonuçta gelişen ülke (EM) varlıklarının bu bolluktan yararlanacağı akla ilk gelenler arasında. Nihayetinde 2010-2013 arasında 3 tur yapılan parasal genişlemede bunlar oldu.

Ancak bu sefer durum farklı olabilir.

EM varlıklarının FED'in beklenenden daha uzun süre parasal genişlemeye devam edebileceği beklentisinden pozitif etkileneceğine katılıyorum. Ancak Mayıs- Eylül döneminde yaşananlar piyasaların hala aklında. Hatıralar taze. Dolayısı ile fon yöneticileri/ al-satçılar bu sefer son derece seçici olacaktır. Örneğin hisse senedi seçiminde ucuz fiyatları ve göreceli düşük F/K 'ları ile Avrupa hisse senetleri gelişen ülke hisse senetlerine göre ciddi bir rakip oluşturacaktır. Diğer yandan tahvil bono piyasasında EM'in ciddi bir avantajı olduğunu düşünüyorum. Göreceli olarak yüksek faiz veriyor olmaları ve alternatif gelişmiş ülke tahvillerinin fazinin çok düşük olması EM bonolarını rakipsiz kılıyor.