Bloomberght
Bloomberg HT Görüş Cüneyt Başaran Syriza seçimleri kazandı ama piyasanın güvenini kazanabilecek mi?

Syriza seçimleri kazandı ama piyasanın güvenini kazanabilecek mi?

Giriş: 26 Ocak 2015, Pazartesi 12:21
Güncelleme: 26 Ocak 2015, Pazartesi 12:47

Yunanistan’da seçimler yapıldı ve aşırı sol parti Syriza beklenenin de üzerinde %36'lık bir oyla zaferini ilan etti. İktidardaki Samaras’ın Yeni Demokrasi Partisi ise %27 seviyesinde kalmış gözüküyor. Seçimlerin hemen ardından Tsipras yaptığı açıklamada Independent Greeks partisi ile koalisyon kuracaklarını açıkladı. Böylece Tsipras'ın başbakanlığının yolu açılmış oldu.

Syriza seçimleri kazandı ama gözler ekonomide.

2010’da başlayan kriz ve bugüne kadar yaşananlar, hiç kuşku yok ki Yunan seçmeninin tercihlerini değiştirmiş.

” Artık kemer sıkmak yok” ya da ” Troika evine dönsün, onların parasına artık ihtiyacımız yok” diyen Syriza, seçmeni ikna etmiş. Ama piyasaları ikna edebilecek mi? Zor!

Samaras aslında ekonomide fena işler yapmadı.

Seçimlerin kaybedenlerinden biri hiç kuşkusuz Samaras'ın Yeni Demokrasi Partisi, ancak bu sonuca gelmeden önce, gelin nasıl bir ülke Yunansitan, birlikte hatırlayalım.

Borç/GSMH’si %170 olan bir ülke. IMF+AB’den toplam 240 milyar euro borç almış bir ülke. Toplam borç stoğu 320 milyar euro olan bir ülke; Yunanistan.

2010'da yapılan anlaşmalar sonrasında ise ekonomide önemli hamleler yapıldı.

En önemlisi ekonomi artık küçülmüyor, büyüyor. 6 yıllık kriz, 2 kurtarma paketinin ardından 2014 üçüncü çeyrekte %0.7 ile Avrupa’nın en hızlı büyüyen ülkesi oldu. Tabi belirtmekte fayda var, kriz öncesine göre GSMH hala %27 küçülmüş vaziyette.

Diğer gelişme; alınan önlemler, artırılan vergiler sonrası Yunanistan artık küçük de olsa faiz dışı fazla veriyor. Yani faiz ödemeleri hariç toplanan vergiler giderleri karşılıyor. Ancak Troika’ya göre bu yeterli değil. Borç/GSMH’nin %120’lere düşmesi için faiz dışı fazlanın %4.5’lere çıkıp orada kalması lazım.

Diğer konu borç stoğu ve fonlama maliyeti. Yunanistan’ın AB’den aldığı iki türlü fonlama var. İlki direkt üye ülkelerden ikili anlaşmalarla. Burada yapılan düzenlemeler ile borcun vadesi 2041’e kadar yayıldı. Maliyeti ise Euribor+300/400 baz puandan sadece +50 baz puana kadar indirildi.

Yunanistan’a AB’den giden ikinci tür para ise EFSF fonundan. Burada da vade 30 yıla yayılmış durumda. Yunanistan ilk 10 sene hiç borç ödemiyor ve faiz EFSF’nin borçlanma maliyetinin sadece 100 baz puan üstü.

Kısaca Yunanistan’ın 240 milyar euroluk şikayete konu olan borcunun maliyeti ortalama %4’ler seviyesinde ve yine ortalama vadesi 16 yıl.

Bu açıdan bakıldığında Yunanistan’ın borç ödeme durumunun İspanya ve İtalya’dan çok farklı olmadığı ve borç/GSMH‘nin %170’lerde olmasının çok sorun yaratmadığı görülüyor.

Peki bu durumda Yunanistan neden şikayetçi?

Yunan halkı eskisi gibi olsun istiyor. Avrupa ortalamasının 2 katı üzerinde memur maaşı olsun, özelleştirme olmasın istiyor. Haklı olarak %28 işsizliğe isyan ediyor ama daha fazla kemer sıkmak istemiyor.

Maalesef bu da çok kolay gözükmüyor.

İngilizlerin dediği gibi; ” You can’t have the cake and eat it too.”