Advertisement

 

Lisanslı depoculuk, tarımda arz-talep dengesinin korunması ve fiyat istikrarının sağlanmasında kritik öneme sahip.

Bu konuda alınan karar ve atılan adımlar önümüzdeki dönemde birçok tarımsal ürün için sistemin daha sağlıklı işlemesini sağlayacak.

Peki lisanslı depoculuk denildiğinde ne anlamalıyız?

Ürün ihtisas Borsası nasıl işleyecek?

Söz konusu uygulamaların piyasaya nasıl bir etkisi ve katkısı olacak?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) 'Merkezin Güncesi' adıyla açtığı blogda bu konuda önemli bir makale yayımlandı.

TCMB Yapısal Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürü Semih Tümen ve TCMB Merkez Bankası Uzmanı Hüseyin Songül'ün ortaklaşa hazırladığı makale, öz bir şekilde lisanslı depoculuk sisteminin fiyat istikrarına nasıl katkı sağladığını anlatıyor.

Lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsacılığı sistemi, uzun süre saklanabilen ve standardize edilebilen hububat, baklagiller, fındık, zeytin ve zeytinyağı gibi tarım ürünlerinin depolanmasına ve derin bir piyasada ticaretine imkân tanıyor.

Tümen ve Songül'ün makalesinde söz konusu sistemin üretici, tüccar, sanayici ve aracıların yanı sıra banka, sigorta şirketleri ve yatırımcıları bir araya getiren gelişmiş bir ticaret platformu olarak işlev gördüğü hatırlatılıyor.

Peki hasat sonrası bu sistem nasıl işliyor?

Makalede onun da cevabı şu şekilde veriliyor: "Lisanslı depoculuk sisteminde saklanabilir tarım ürünlerinin sınıf ve kaliteleri yetkili sınıflandırıcı olarak isimlendirilen laboratuvarlarca tespit ediliyor. Sonrasında ise söz konusu tarım ürünleri modern altyapıya sahip lisanslı depolarda saklanıyor. Lisanslı depolarda saklanan tarımsal ürünler elektronik ürün senetleri vasıtasıyla uluslararası nitelikteki Ürün İhtisas Borsası ve/veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca yetkilendirilen borsalarda ticarete konu olabiliyor."

Burada önemli olan nokta, bir taraftan üreticinin emek verdiği ürününü değer fiyatında piyasaya sunarken, diğer taraftan da piyasa belli bir standart ve kalitede ürüne spekülasyondan uzak şekilde erişiyor.

Makalede sistem şöyle özetleniyor: "Lisanslı depo işletmesi depoya giren ürünlerin mülkiyetini temsil eden elektronik ürün senetlerini Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) üzerinden düzenlemekte ve ürün sahibi mudilerin bankadaki yatırım hesabına aktarmakta. Mudiler elektronik ürün senetlerini yetkili ticaret borsaları bünyesindeki elektronik işlem platformlarında satış emri vermek suretiyle satışa sunabilmekte. Tüccar, sanayici ve yatırımcı gibi alıcılar da borsa platformuna kaydolarak elektronik ürün senetleri için alım emri verebilmekte."

Bunun bir de üretici- sanayici tarafında motivasyon etkisi söz konusu.

Nasıl mı?

Tümen ve Songül'e göre, lisanslı depolarda tarımsal ürünlerin yetkili sınıflandırıcılar tarafından analizi, standardizasyonu ve depolanması çiftçileri yüksek kalitede ürün üretmeye teşvik ediyor ve böylelikle gıda güvenliğini artırıyor.

İşlenmiş gıda sektörü de ihtiyaç duyduğu miktar ve kalitedeki girdiyi depo inşa etme ve işletme maliyetine katlanmadan ürün senetleri alarak temin edebiliyor.

Söz konusu uygulamaya dahil olan tüm kesimlerin kazançlı çıktığı bir sistemden bahsediyoruz.

Makaledeki detayı da paylaşalım: "Sistem depolama yapamayan üreticilere ürünlerini lisanslı depolarda teminatlı ve sigortalı olarak saklama imkânı sağlamanın yanı sıra, lisanslı depoculuk sayesinde üreticiden piyasaya ürün arzı tüm yıla yayılıyor ve böylelikle kayıt dışı stoklama ve fiyat spekülasyonunun önüne geçilebiliyor. Diğer yandan, mudi sahibi olduğu ürün senedini teminat göstererek kredi kullanabiliyor ve finansman ihtiyacını karşılayabiliyor."

Semih Tümen ve Hüseyin Songül, lisanslı depoculuk sisteminin etkin bir şekilde çalışmaya başlamasının saklanabilir ürünlerde sağlıklı fiyat oluşumunu desteklemek suretiyle gıda enflasyonu üzerinde olumlu etki yapacağı görüşünde.

Bu noktada makalede iki temel mekanizmaya dikkat çekiliyor:

1- Lisanslı depoculuk sayesinde çiftçinin finansmana erişiminin kolaylaşması ve ortadan kalkan finansman kısıtları sonrasında tarımsal üretim verimliliğinin artması, dolayısıyla ürün arzında sürdürülebilir artış sağlanması. Arzdaki sürdürülebilir artış saklanabilir ürünlerde son dönemde belirginleşen ithalat eğilimini azaltacak ve dolayısıyla söz konusu ürünlerin fiyatlarında kur şoku kaynaklı etkileri zayıflatacak.

2- Artan depolama kapasitesi sayesinde ürünün zamanlama ve miktar olarak dengeli şekilde piyasaya sürülmesinin yanı sıra depolamada kayıt dışılığın azaltılması neticesinde arz/fiyat oynaklığının azalması ve piyasada öngörülebilirliğin artması.

Bu iki temel mekanizma sayesinde saklanabilir ürünlerde sağlıklı fiyat oluşumunun sağlanmasıyla, söz konusu ürünlerin maruz kaldığı kalıcı ve süreklilik arz eden fiyat şoklarını da makul boyutlarda tutacağı belirtiliyor.

Peki lisanslı depoculuk sektör açısından hangi avantajları sağlayacak?

Makalenin sonuç bölümündeki maddeleri sizlerle paylaşalım:

1- Lisanslı depoculuk sistemi gıda enflasyonundaki inatçı artış eğilimini sınırlandırarak saklanabilir temel ürünlerde sağlıklı fiyat oluşumunu destekleyecek.

2- Bunu yaparken bir yandan çiftçinin finansmana erişimini sağlayarak üretim süreçlerinde verimliliği artıran yatırımların finanse edilmesini sağlayacak, artan üretim verimliliği ile birlikte ithalata bağımlılık azalacak ve kur geçişkenlikleri sınırlanacak.

3- Diğer yandan stoklama kapasitesi ve kalitesini artırarak ürün arzını yıl geneline yayacak.

Makalede, lisanslı depoculuk sisteminin gelişmesinin gıda enflasyonundaki güçlü artış eğilimini kıracak yapısal sorunlara kısmi de olsa çözüm sunacağı belirtiliyor.

Semih Tümen ve Hüseyin Songül'ün makalesi lisanslı depoculuğun mantığını ve sistemin işleyişi çok özet ve net şekilde anlatıyor.

Biz de bu makalede öne çıkan noktaları sizlerle paylaşmak istedik.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com